Kentteki otelde basın mensuplarıyla bir araya gelen Ünal, yaptığı konuşmada, 1994 yılında Recep Tayyip Erdoğan'ın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olmasıyla Türkiye genelinde bazı şeylerin hızla değişmeye başladığını söyledi. 

O günden bu yana ülke siyasetine çözüm kapasitesi yüksek bir liderin geldiğini anlatan Ünal, "Gaziantep, rekabet ve çözüm kapasitesi yüksek bir il. Bu anlamda Gaziantep ile Kayseri'yi her zaman başka yerde tutarım çünkü iki il de sorunlarını kendi başına çözebilen, rekabeti yüksek iller." ifadelerini kullandı.

Ünal, değer yaratan şehirler konusunu önemsediklerine işaret ederek, yaratıcı şehirler gibi UNESCO'da "iyilik şehirleri"nin oluşturulması, bu anlamda iyilik, insani değerleri yaşatma ve paylaşma açısından bakıldığında küçük ölçekli olarak Kilis, büyük ölçekli olarak Gaziantep'e böyle bir unvanın verilmesi gerektiğini kaydetti.

Geçmiş yıllarda hükümetlerin sürekli değişmesine rağmen sorunların değişmediğine dikkati çeken Ünal, şöyle konuştu:

"AK Parti ile bu değişti. 2004'ten veya 2012'den kalmış bir sorun görebiliyor musunuz? Yani 'Türkiye'nin kronikleşmiş bir sorunu vardır.' diyebilir misiniz? Bugün biz neyden şikayet ediyoruz? Gelişen toplumların sorunları vardır. Bir toplumun gelişmişliğini anlamak için o toplumun sorun çözme kapasitesine bakmamız lazım. Yani sorunlar olacak ama ne kadarı çözülebiliyor? Geriye dönüp AK Parti'nin çözdüğü sorunlara bakarsanız bizim çözemeyeceğimiz hiçbir sorunun olmadığını göreceksiniz. Yeter ki felaket tellallığı yapmayalım.

Şehirlerimizin ve ülkemizin genel sorunlarına ve çözülen sorunlarına baktığımızda önümüzde çözülmeyecek sorun yok. Bir sorun olduğunda biz bu sorunu çözmek için mi hareket ediyoruz yoksa sorunu büyütmek için mi çalışıyoruz, onu incelemeliyiz."

İNGİLTERE MERKEZLİ KUR ATAĞI BAŞLATILDI

Ünal, geçen yıl Ağustos ayında İngiltere merkezli kur atağı başlatıldığını, bu sayede adeta Türkiye'nin ekonomik çatısının çökertilmek istendiğine işaret etti.

"Bu operasyonlar kapsamında bazı tahviller zararına satıldı, bu zarar bazı ülkeler tarafından finanse edildi ve nihayetinde bazı ülkelere ekonomi üzerinden doğrudan müdahale edildi." diyen Ünal, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Bunlar arasında Irak, Tunus, Ukrayna ve Venezuela gibi ülkeler yer aldı. Dünyada bu yöntemle sonuç aldılar ama Türkiye'de alamadılar. Her ülkede kullanılan bu yöntemle sonuç aldılar ama Türkiye'de alamadılar. İşte 13 Ağustos'taki saldırı da bunlardan biriydi. Şimdi görüyoruz ki Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi çok doğru bir karardı. Müdahaledeki hız, ekonominin tek çatı altında toplanması, 7 lira dolaylarında olan doların 5,20 seviyelerine düşmesini sağladı. Göreceksiniz, dolar seçimden sonra 5 liranın altına da düşecek. Bir sorun olduğunda toplum olarak 'Bunu aşarız' mı diyeceğiz yoksa dolarda hafif kıpırdama olduğunda 'Gördün mü, 10 lira olacak' mı diyeceğiz?