Korkmaz,yaptığı açıklamada, Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığının (TPAO) Hopa-1, Sinop-1, Kastamonu-1 kuyusunun ardından Sürmene-1 kuyusunda da petrol veya doğalgaz bulgusuna ulaşamayınca Karadeniz'deki sondaj çalışmalarını şimdilik sonlandırdığını söyledi.
Karadeniz'de petrol ve doğalgaz arama çalışmalarının sürdürülmesi gerektiğini vurgulayan Korkmaz, ''Karadeniz'de petrol yok diyebilmemiz için en az 20 yerde daha sondaj yapılması gerekir. Bu çalışmalar uzun ve maliyeti yüksek çalışmalardır'' dedi.

Derin denizde bir sondajın maliyetinin ortalama 100 milyon dolara mal olduğunu kaydeden Korkmaz, ''Doğu Karadeniz açıklarında Sinop, Sürmene ve Hopa açıklarında bugüne kadar 3 derin kuyu açıldı ve maalesef bu kuyularda petrol veya doğal gaz rastlanmadı'' diye kaydetti.

DENİZİN DİBİNDE PETROL BULUNABİLECEK KATMANLAR VAR

Sondaj öncesi jeolojik ve jeofizik çalışmaların uzun süreler aldığını ve yüksek maliyetli olduğunu buna rağmen petrol emareleri bulunan Karadeniz'in yeterince araştırılması gerektiğini belirten Korkmaz, şöyle devam etti:
''Orta Karadeniz'de Boyabat yakınlarında karadaki, Doğu Karadeniz'de Çayeli açıklarında denizdeki petrol sızıntılarının varlığı yıllardan beri biliniyor. Bir sahadaki petrol sızıntılarının varlığı bazı olumsuzluklara neden olsa bile bu sahalarda petrolün oluştuğunu ve varlığını gösteren en önemli kanıtlardır. Ayrıca, yapılan çalışmalara göre Karadeniz'in tabanında petrol bulunabilecek çok kalın tortul katmanlar var. Bundan başka bölgesel jeolojik veriler de Karadeniz'in bu kısımlarının ümit verici olduğunu gösteriyor.''

KARADENİZ'DE Kİ ÇALIŞMALARIN DEVAM EDECEĞİNİ UMUYORUM

Doğu Karadeniz'de şimdiye kadar sadece bir kaç arama kuyusu açıldığını anımsatan Korkmaz, şöyle devam etti:
''Halbuki bölgede sondaj yapılacak bir çok lokasyon bulunuyor. Bu sondajları ülke olarak mutlaka yapmamız gerekir. Bir bölgede petrol bulunabilecek yerler her ne kadar jeolojik ve jeofizik çalışmalarla belirlense bile yer altındaki petrole ulaşmanın tek yolu sondajlardan geçer. Bunun ekonomik maliyetleri ise çok yüksektir. Karadeniz'deki çalışmaların devam edeceğini umuyorum. Bu arada, stratejik öneminden dolayı Akdeniz'deki çalışmalara ağırlık verildiği de göz ardı edilmemelidir.''