Süreç şöyle işliyor:

Vadesi gelen herhangi bir borcun 90 gün içerisinde ödenmemesi durumunda tahsili gecikmiş alacak statüsüne geçiyor ve yasal takip süreci başlatılıyor.

Bu 90 günlük süreçte banka, müşterisine sözlü veya yazılı olarak ulaşıp borcunu ödemesini hatırlatıyor.

Bu süreçte borca gecikme faizi uygulanıyor.

Banka bu gecikmeyi Kredi Kayıt Bürosu’na (KKB) yaptığı aylık bildirimlerde belirtiyor ve müşterinin bu gecikme durumu tüm KKB üye kuruluşları tarafından görüntülenebiliyor.

90 günlük süreden sonra ise banka, alacağın yasal yollardan tahsili için gerekli hukuki işlemleri başlatıyor.

1 MİLYON DOSYA ÇÖZÜLDÜ

Yasal takip süreci Kredi Kayıt Bürosu’na bildiriliyor. Dolayısıyla bu durum tüketicinin kredi notunu olumsuz etkiliyor. Halk arasında ‘kara liste’ denilen durum da bu aşamada ortaya çıkıyor. Avukatlık olan borç dosyaları tüm çabaya rağmen 2-3 yıl için tahsil edilemezse, bankalar kredi ve kredi kartı alacaklarını belli bir tutar karşılığında ihaleyle varlık yönetim şirketlerine devrediyor. Borç devredildikten sonra artık muhatap ‘varlık yönetim şirketleri’ oluyor. Varlık yönetim şirketleri, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’ndan (BDDK) aldıkları lisansla ve yine BDDK denetiminde faaliyet gösteriyor. Yani denetim altında olan yasal şirketlerden oluşuyor. Bu şirketler şu ana kadar 1 milyondan fazla borç dosyasını çözüme kavuşturdu.