Bakan Eker'i, Ulusal Süt Kayıt Sistemi'nin tanıtımının yapılacağı Swiss Otel'e gelişinde, Türkiye'nin birçok ilinden etkinliğe katılan antibakteriyel giysili süt toplayıcıları karşıladı.

Sunuculuğunu Vatan Şaşmaz'ın yaptığı toplantıda konuşan Eker, Türkiye'de süt üreticileri için geliştirilen bu sistemin ülke açısından önemli bir adım olduğunu söyledi.

Sistem sayesinde üreticilerin daha iyi bir yapıda teşkilatlandırıldığını ve sütün daha iyi bir yapıda toplandığını belirten Eker, ''Bu sistem geliştirildiği daha ilk günlerde uluslararası ölçekte kabul görüyor. Buna sahip çıkılıyor. İlk günlerde Kırgızistan'da da uygulanması için protokol imzalandı'' diye konuştu.

Türkiye'de süt üretiminin arttığını belirten Eker, son 10 yılda süt üretiminin 8 milyon tondan 15 milyon tona ulaştığını bildirdi. Eker, bu artışın yanında sütün hijyenik ve sağlıklı olması, Türkiye ve AB'nin benimsediği sağlık standartlarına uygun olması, içerisindeki bakteri miktarının asgariye indirilmesinin güvenilir gıda ve toplum sağlığı açısından son derece önemli olduğuna dikkati çekti.

Süt toplayıcılarına yönelik eğitim programı yürütüleceğini de anlatan Eker, ''Toplayıcılarımızın kıyafetlerini gördük. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ile Türkiye Süt Üreticileri Birliği süt üreticilerin hijyen eğitimi verecek. Bu kardeşlerimizin eğitilmesi, kayıtların sağlıklı tutulması son derece önemli'' şeklinde konuştu.

Sütün yeryüzünde en çabuk bozulan gıda maddelerinden biri olduğuna dikkati çekerek, bu kadar yüksek risk barındıran bir ürünün iyi korunmaması halinde bir-iki saatte heba olabileceğini dile getirdi. Bu nedenle üreticisinin sütte bozulmaya neden olan faktörler konusunda eğitilmesi gerektiğine işaret eden Eker, üreticilerin aynı zamanda hayvan sağlığı, işletme alet ve ekipmanlarının ve personel hijyeni konularında eğitim alması gerektiğini kaydetti.

Tarımın Türkiye'de daha önce üvey evlat muamelesi gördüğünü dile getiren Eker, ''Üvey evladın da üvey evladı vardı; hayvancılık. Bilenler bilir ben çok eskiden beri Tarım Bakanlığı'nda çalışıyorum. Hayvancılık desteklemeleri bakımından çok az paya sahipti. Tarıma ayrılan payın yüzde 4'ü hayvancılığa veriliyordu. Artık bunu yüzde 27'lere çıkardık. Bu pay daha da artacak'' değerlendirmesinde bulundu.

''Hiçbir çocuk sütten zehirlenmedi''

Bu yıl Bakanlık olarak hayvancılığa 2.2 milyar lira karşılıksız destek verdiklerini belirten Eker, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Türkiye'de hayvancılık bitti diyenlere en büyük cevap bu. Bundan 10 sene önce, Türkiye Cumhuriyeti toprakları içerisinde 50'den fazla hayvan bulunan çiftlik sayısı 4 bin 300 taneydi. Bugün bu rakam 27 bin 800. Yaklaşık 24 bin yeni, büyük çiftlik 50 başın üzerinde başa ulaşmış çiftlik var Türkiye'de. Bu sayı, gelinen noktayı göstermesi açısından son derece önemli. Büyükbaş hayvan sayısında devraldığımız günden bu yana artış var. 12 milyon 400 bine çıktı. Koyunculuk ve keçicilik hep aşağı iniyordu. Alınan tedbirlerle onun da yönü yukarı doğru çıkmaya başladı.''

Eker, Türkiye'de artık hayvancılığın üvey evlat değil, en  çok değer verilen evlat olduğunu ortaya koyduklarını ifade ederek, Bakanlık olarak çiğ süte önemli destek verdiklerini söyledi.

Okul Sütü Programını başlattıklarını ve bu eğitim öğretim döneminin ikinci yarısında uygulanacağını anımsatan Eker, geçen yıl yapılan süt dağıtımında rahatsızlanan çocukların ''zehirlendi'' şeklinde yansıtıldığını, ancak yapılan tetkikler sonucunda hiçbir çocuğun sütten zehirlenmediğinin belirlendiğini söyledi.

Programa bu yıl özel okulların da dahil edildiğini anlatan Eker, program ihalesinin 20 Aralık 2012'de yapılacağını hatırlattı.

''Buğday ile koyun, gerisi oyun''

Eker, Anadolu'nun varlığının koyunculuk olduğuna dikkati çekerek, ''(Buğday ile koyun, gerisi oyun) diye Anadolu'nun sözü var. Bunu ihmal etmeyeceğiz'' dedi.

Türkiye'de daha yüksek düzeyde yem bitkisi ekilmesi gerektiğini belirterek, sulama alanlarının artmasıyla özellikle yem bitkisi ekilişinin artacağını, böylece ülke ihtiyacının karşılanacağını söyledi.

Türkiye'nin artık gelişmiş ülkelerdeki gibi bir siyaset izleyerek sütçü ırklardan süt, etçi ırklardan et alması gerektiğini vurgulayan Eker, Bakanlığının gelecek yıl çiftçiye 9 milyar lira karşılıksız hibe vereceğini de bildirdi.

''Türkiye'nin deneyimlerini paylaşmak istiyoruz''

Kırgız Cumhuriyeti Tarım ve Islah Bakanı Çıngızbek Uzakbaev ise iki Türk cumhuriyetinin ilişkilerinin tarihe dayandığını, gelecekte de başarıyla sürüdürüleceğine yönelik inancının tam olduğunu ifade etti.

Tarım ve hayvancılık sektörlerinin Kırgızistan ekonomisi için önemli olduğunu belirten Uzakbaev, ülke istihdamının yüzde 38'ini oluşturan bu sektörlerin gelişmesi için hükümeti tarafından önemli adımlar atıldığını söyledi.

Uzakbaev, bu çalışmalar kapsamında Türkiye'nin deneyimlerini paylaşmak istediklerini, bu nedenle de ziyaret gerçekleştirdiklerini kaydetti.

''Sistem için hizmet bedeli istiyoruz''

Türkiye Süt Üreticileri Merkez Birliği Başkanı Ali Koyuncu, sütün, insanın ana rahminden dünyaya geldiğinde ilk tattığı ''iksir'' olduğunu söyledi.

Türkiye'de 2004 yılında Üretici Birlikleri Yasası'nın çıktığını anımsatan Koyuncu, ülke genelinde 500 bin üyeleri bulunduğunu kaydetti.

Ulusal Süt Kayıt Sistemi'ni kurmak istediklerini ilettiklerinde Bakan Eker'in destek verdiğini anlatan Koyuncu, şunları söyledi:

''Bugünden itibaren Türkiye'nin hangi bölgesinde, hangi beldesinde ve köyünde kim ne kadar koyun, keçi, inek ve manda sütü üretmiş bunu görebileceğiz. Bu proje gerçekten ithal değil. Bu tamamıyla Anadolu çocuklarının ve Bakanlık bürokratlarının kolektif çabalarıyla yapıldı. Bu proje teorikten, pratiğe değil, pratikten teoriğe gitti. Üreticilerin talepleri doğrultusunda sistemi kurduk. Sistem de tıkır tıkır işliyor. Türkiye'de 1.2 milyon ton olan kayıtlı süt miktarı, sistem sayesinde 7,5 milyon tona çıkacak. Bunu daha da artıracağız. Ayrıca vergi geliri olarak yıllık 1.4 milyar lira devletimizin kasasına, kesesine para koyuyoruz.''

''Sınavı geçen hijyen eğitimini tamamlayacak''

Koyuncu, Güvenilir Gıda uygulaması kapsamında sütü toplayan, taşıyan, depolayanlara hijyen eğitimi verileceğini bildirdi.

Yeşil ve mavi renklerdeki giysilerin bakteri ve leke tutmadığını anlatan Koyuncu, ''Üretici ve toplayıcılarımız eğitime tabi tutulacak, sınava girecekler. Sınavda 70 puan alan sertifika alacak. Böylece hijyen eğitimi almış olacak'' dedi.

Okul Sütü Projesi için verdikleri destekten ötürü Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile Bakan Eker'e teşekkür eden Koyuncu, Kırgız Bakan Uzakbaev'in bu sistemin ülkesinde kurulması için Türkiye'ye geldiğini bildirdi. Koyuncu, ''Türkiye artık sistem ihraç eden bir ülke haline geldi. Kırgızistan'da da Ulusal Süt Kayıt Sistemi kurulması için ön anlaşmayı yaptık. Sayın Bakan davetimize icabet ettiler'' diye konuştu.

Koyuncu, sistemin kuruluşu aşamasında herhangi bir ücret almadıklarını belirterek, ''Sayın Bakanım bu işleyişleri yaparken ek ücret almadık. Kaynakların daha etkin kullanılabilmesi için bu sistem için bir hizmet bedeli istiyoruz. En azından maliyetini karşılasın'' şeklinde konuştu.

Koyuncu'nun hizmet bedeli talebine ''Ali bey bir pazarlık yaptı. Çaba gösteriyorsunuz. Biz hiçbir çabayı da Allah'ın izniyle karşılıksız bırakmayız'' yanıtını veren Eker, daha sonra sistemin tanıtımı için Konya, Tekirdağ, Aydın ve Diyarbakır'a telekonferans sistemiyle bağlandı.

Eker, Kırgız meslektaşı ve Koyuncu, antibakteriyel giysili süt toplayıcılarına sembolik sertifikalarını dağıttı.