Olayın yaşandığı günü anlatan acılı baba, şunları söyledi:
“Bundan 4 yıl önce, az önce Arsin olarak söylendi ama olay Trabzon’un Ortahisar ilçesine bağlı Yeşilyurt Mahallesi’nde meydana geldi. Sonsuz havaya açılan mermi, evladımızın başına isabet etti. 4 yıldır onun acısıyla yaşıyoruz. Annesi yorgun, kızgın, kırgın… 4 senedir büyük mücadele ediyor ama çok yoruldu. Şehre kırgın, çünkü kimse çıkıp konuşmadı. Oğlumdan sonra Boztepe’de Kerem isimli bir evladımız daha hayatını kaybetti. Neden hâlâ bu olaylar devam ediyor, neden önlem alınmıyor?”
Bu topraklar, yorgun mermi denilen garabete üç evladını verdi. Katilleri bulunamadı, tedbirler hâlâ alınmadı. Trabzon’da baro ve birkaç sivil toplum kuruluşu dışında kimse yanımızda olmadı. Bir devlet yetkilisi bile gelip bizimle konuşmadı. Çünkü işin içinde silah var. Eşim de ben de buraya bir daha gelemeyeceğiz. Katil bulunana kadar bu şehir bizim için bitti. Bunlar katil mermiler, evlatlarımızı bizden alıyor.
Atıcı, süreç boyunca yanlarında olan kurumlara da teşekkür etti:
“Trabzon Barosu, bireysel silahlanmayla mücadele eden Umut Vakfı ve Trabzonspor, ‘Mutluluğa Kurşun Sıkma’ kampanyasında bize destek verdiler. Ahmet Minguzzi’nin adını bir tribüne verdiler, o da bizim evladımız. Ancak bu şehir, ölen üç çocuğun da adını yaşatmalı. Trabzonspor hâlâ geç kalmış değil, onların da isimlerini yaşatabilir. Biz bunu istiyoruz. Minguzzi ailesinin yanındayız. Anlatacak kelime yok, bu acı tarif edilemez.”
Trabzon Barosu’ndan “Yorgun mermi” uyarısı: “Bu bir kaza değil, öngörülebilir bir cinayettir”
Trabzon Barosu Başkan Yardımcısı Avukat Tayfun Tuna, 4 yıl önce Arsin ilçesinde “yorgun mermi” sonucu hayatını kaybeden Emir Yuşa Atıcı’yı anma töreninde yaptığı konuşmada, benzer acıların yaşanmaması için yetkililere ve vatandaşlara çağrıda bulundu.
Basın mensuplarına ve vatandaşlara hitaben konuşan Tuna, “Bugün burada, bundan tam dört yıl önce henüz hayatının baharındayken yorgun mermi sonucu yaşamını yitiren Emir Yuşa Atıcı’yı anmak ve bu vahim olayın bir daha yaşanmaması için bir kez daha sesimizi yükseltmek üzere toplandık” dedi.
“Bir dikkatsizliğin, bir umursamazlığın kurbanı oldu”
Tuna, olayın bir kutlama sırasında açılan ateş sonucu meydana geldiğini vurgulayarak, “Eğlence amacıyla, sevinçle ya da anlık bir hevesle havaya sıkılan bir kurşun, gökyüzünde kaybolmadı; masum bir çocuğun kalbini aldı. Onu annesinden, babasından, sevdiklerinden kopardı” ifadelerini kullandı.
“Yorgun mermi bir kaza değil”
Yorgun merminin asla ‘kaza’ olarak değerlendirilmemesi gerektiğini belirten Tuna, “Bu, öngörülebilir bir cinayettir. Hukuken de bu eylemler ‘olası kast’ veya ‘bilinçli taksir’ kapsamında ağır suçtur. Havaya ateş açmak, bir kutlama değil; ölüm riski taşıyan sorumsuzluktur. Toplum vicdanını yaralayan, geride derin acılar bırakan bir davranıştır” dedi.
“Cezalar caydırıcı hale getirilmeli”
Trabzon Barosu olarak bu tür olayların önlenmesi için cezaların caydırıcı şekilde artırılmasını, kamuoyunun bilinçlendirilmesini ve toplumsal farkındalık çalışmalarının yaygınlaştırılmasını savunduklarını belirten Tuna, “Yorgun mermiler yüzünden bir daha can kayıpları yaşanmaması için her türlü çalışmaya hazırız. Ateş açmak, normalleşmiş bir eğlence biçimi olmaktan çıkarılmalıdır” şeklinde konuştu.
Yetkililere ve vatandaşlara çağrı
Tuna, yetkililere “Bu konuda eğitim ve farkındalık çalışmaları yaygınlaştırılmalı, güvenlik güçleri denetimlerini artırmalı, mevzuattaki boşluklar giderilmeli ve cezalar caydırıcı hale getirilmelidir” çağrısında bulundu.
Vatandaşlara da seslenen Tuna, “Silah, eğlencenin aracı değildir. Sevincimizi mermilerle değil, şarkılarla, şenliklerle paylaşalım. Unutmayın ki o mermi, sizden çıkıp bir başkasının hayatını karartabilir” dedi.
Tuna, sözlerini Emir Yuşa’nın anısına saygı duruşuyla tamamladı:
“Onun gülüşü, gözlerindeki ışık artık aramızda olmasa da, bizler adalet ve farkındalık mücadelesini sürdüreceğiz. Herkesin duyarlı olması, bu sorumsuzluğa karşı ses çıkarması, başka hayatların yitip gitmesini önleyebilir. Trabzon Barosu olarak, yorgun merminin bir daha asla can almaması için bugün buradayız, yarın da olmaya devam edeceğiz.”








