Hep gülen yüzüyle tanıdım onu…

Hep içten sözüyle tanıdım onu...


Hep mertliğiyle, dobralığı ile tanıdım onu…


Hep yardımseverdi, hep mazlumun yanındaydı, her düşeni kaldırmaya, her efelenene haddini bildirmeye çalışırdı o…


Bildiğimiz siyasetçiler gibi değildi…

Bakarızı, yaparızı yoktu…

Olacaksa, o işi ben halleder sizi ararım, olmayacaksa olmayacak derdi…

Telefonu 3 kere çalmadan açan, bakamıyorsa da o gün içinde mutlaka size dönüş yapan nadir milletvekillerindendi…

Kibir, kin, nefret, yalan dolan, ihtiras, başkasının gazına gelme, dayılanma, insanlara yukarıdan bakma…

Onun fıtratında olmayan şeylerdendi bunlar…

Hele bir seyahatimizde beni çok şaşırtmıştı..

Yaylalarda köhne evlere girer "Sizde hakkımız var helal edin" derdi.
Tanımadığı bilmediği ama "Ben bunun vekiliyim" dediği herkesten helallik alıyordu…

Birgün yine Çayırbağı'nda bir okulun etkinliğine katılmak üzere kendisine eşlik etmiştim…

Hafızam beni yanıltmıyorsa okulun önemli bir derecesi vardı ve Cumur bu dereceyi tebrik etmek üzere Çayırbağı'na çıkmıştı.

Yollar karlı, bozuk…

Okuldaki etkinlik sonrası birçok eve uğramıştık. Her girdiği evden yine tanınmasa bile helallik alıyordu Cumur…

Arabada sordum, "Sizin ne hakkınız var ki; tanıyandan tanımayandan helallik alıyorsunuz sayın vekilim" dedim.

"Erhan Kardeşim biz eğer biz bu milletin vekiliysek bize oy veren, vermeyen herkesin bizde hakkı olabilir. Biz ulaşabildiğimizin rızasını alalım. Bizim milletimiz çok sıkıntılar çekti. Ola ki bir sıkıntısında bize ah ederse biz ne yaparız? Kul hakkı kadar bu hayattan ahirete getirilecek daha ağır bir yük var mı? dedi. Orada "Siz çok iyisiniz, bu siyasette fazla gitmezsiniz" sözüme de "Zaten niyetim yok, 2. dönem olmayacağım ama bazen sizi halk bir yerlere getirir ve birşeyler yapmanızı ister. O şeyleri yapmadan da sizi çıkardığı yerden, inmek isteseniz de indirmez" demişti.

Çok sinirleniyordu, çok kızıyordu Ak Parti'de yaşanan kırgınlıklara, küskünlüklere.

Son 1 ayda 2-3 kez kendisiyle telefon görüşmesi yaptım…

Partinin gidişatından duyduğu rahatsızlığı dile getiriyor, güzel bir birlikteliğin sağlanamaması adına hep içerleniyordu. Bu son fotoğrafı soramadım ona.
Ak Parti'deki yeni bütünleşmeyi konuşamadık onunla.

Hep ara verdim, daha girmem bu siyasete diyordu ama sohbet uzayınca Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a olan vefa borcunu ödemek adına her zaman göreve hazır olduğu imasında bulunuyordu.

Ahde vefayı bilir, kimsenin iyiliğini unutmazdı.

Bizde onu unutmayacağız…

Hep kulağımda olacak "Sevgili kardeşim" diye seslenişi.

Bedenen ayrılsan da aramızdan yüreğin, yüreğimiz hep bir atacak…

Şimdi birileri siyasetçi damgasını vuracak, ne bu yakınlık, yalakalık diyecek, hadsizce konuşacak bilmeden aramızdaki siyaset üstü kardeşlik bağını.

Olsun, onlar mühim değil, onlar zarar vermez, üzemez, acıtamaz bu acının yanında kanayan benliğimi…

Yüce yaradan erken aldı… Sevemezdik ondan fazla seni…

En sevdiklerini alıyor böyle erken bilirsin sen…

Ne mutlu sana güzel insan artık en sevgilinin yanındasın…

Mekanın cennet ruhun şad olsun.

Hakkım bir kez daha helal olsun.

Hepimizin başı sağolsun.