Aksoy, yaptığı yazılı açıklamada, koronavirüse karşı alınan önlemler sayesinde gribin görülme sıklığının 2 yıl içinde oldukça azaldığını ancak önlemlerin azalması, toplu ortamlarda bulunmanın artmasıyla son günlerde hastaneye müracaat eden kişilerde görülen grip vakalarında ciddi artış saptandığını belirtti.

İnsanların grip ile nezleyi karıştırdığına dikkati çeken Aksoy, nezlenin her kış mevsiminde görülen burun akıntısı, hapşırma, gözlerde sulanma ve hafif ateş gibi bulgularla seyreden bulaşıcı bir hastalık olduğunu ancak gribin daha ağır seyrettiğini, kol, eklem ve kas ağrıları, şiddetli baş ağrısı, iştahsızlık ve üşümeyle beraber ateşin 40-41 dereceye kadar çıkabildiğini ve virüsün akciğerde iltihaba sebep olarak zatürre sebebiyle de ölümlere yol açabildiğini vurguladı.

Aynı anda hem koronavirüs hem de grip (influenza) görülen hastalar olduğuna işaret eden Aksoy, şunları kaydetti:

"Koronavirüs testinin yanı sıra yapılan influenza testleriyle de vakalar saptamaya başladık. Üst solunum yolu enfeksiyonu şikayeti ile gelen hastalara koronavirüs testi yapıyoruz. Koronavirüs testi negatif çıkan hastalarımıza influenza testi yaptığımızda grip vakalarını yakalayabiliyoruz. Biz şu anda KTÜ Klinik Araştırmalar Merkezi olarak son 15 günde çok sayıda grip vakası tespit ettik. Bu merkezde yaptığımız testlerde Kovid-19 ve grip hastalığının her ikisinin aynı kişide pozitif olduğu hastalarımız da mevcut."

Aksoy, 65 yaş üzerindeki insanların, kronik hastalığı olanların, kiloluların, hamilelerin, çocukların ve sağlık çalışanlarının riskli grupta yer aldığının altını çizerek, gribin de en az koronavirüs kadar ağır geçebilen bir hastalık olduğunu dolayısıyla maske, el hijyeni ve mesafenin korunmasının önem arz ettiğini belirtti.

Mevsimsel griplerden korunmak için risk grubundaki insanların aşılanmış olmaları gerektiğini aktaran Aksoy, şu ifadeleri kullandı:

"Biz her yıl, eylül ve ekim aylarında grip aşısını öneririz ama bu aylarda yapılmadıysa kasım, aralık hatta ocak ayında bile salgından önce aşılar yapılabilir. Aşının koruyuculuğu, 6 ay kadar sürüyor. Dolayısıyla hastalığın görüldüğü zaman diliminde hastalıktan koruyabiliyor. Elbette ki aşı olan kişiler, tıpkı Kovid-19 aşılarında olduğu gibi hastalığa yakalanabilirler. Ancak her iki aşıyı da önerilen şekilde ve zamanda yaptıranların hastalığı daha hafif geçirdiklerini unutmamalıyız. Virüsler çok akıllı, sürekli mutasyon geçirip hastalık yapma özelliklerini değiştirdikleri için Dünya Sağlık Örgütü bir sonraki yıl da grip salgınına neden olacak tipleri belirleyerek aşı geliştiriyor. Her yıl bu aşılardan olmak gerekiyor. Hepimiz çok sıkıldık, hayatımızdan maskelerin çıkmasını istiyoruz ama grip ve koronavirüs aşılarının tamamlanmadığı bu dönemde biraz daha dikkat etmek gerekiyor. Hem koronavirüs hem de grip hastalığından korunmak için aynı önlemlerin alınması gerekli."

Aksoy, sadece bu hastalıklar için değil diğer zamanlarda da sık el yıkanması, öksürürken ya da hapşırırken bir kağıt mendille ağzın ve burnun kapatılması ya da dirseğin iç kısmına öksürülüp hemen ellerin yıkanması gibi önlemlerin her zaman uygulanmasının oldukça önemli olduğunu kaydetti.