Eskişehir’den gazeteci meslektaşımızın oğlu KTÜ’yü kazandı. Babası ile Trabzon’a geldi. Biz de misafirlerimizi ağırladık. Trabzon’u gezdirdik, babayı yolcu ettik, oğlun için gözün arkada kalmasın dedik.

Gazeteci dostum önceki gün aradı. KTÜ’ye yeni kayıt yaptıran öğrenciler için her üniversitede geleneksel hale gelen oryantosyon uygulamasının neden yapılmadığını sordu.
Sahi, kaç dönemden bu yana KTÜ’de öğrencilere oryantasyon uygulaması yok.

İlk kez Üniversiteli olan ilk kez KTÜ’ye gelenlerin hem üniversitenin tümünü hem çevreyi hem de il’i tanıması için bundan önce oryantasyon uygulaması yapılırdı. Süleyman Baykal’ın rektör olmasından sonra bu uygulama rafa kalktı. Gerekçesi maliyet. Tasarruf yani.

Bu işin tasarrufu olur mu?
Bizce olmaz.


KTÜ’ye yeni gelmiş bir öğrencinin üniversitesini tanıması, yerleşkesini bilmesi, çevreyi öğrenmesi yaşadığı şehrin geleneklerini bilmesi, KTÜ ekolu nedir öğrenmesi, kendi bölümünün haricinde üniversitenin diğer bölümlerini tanıması, sosyal aktivitelerin neler olduğunu bilmesi, hocaları ile tanışması, rektörle karşı karşıya gelip sohbet etmesi, üniversiteye ısınması, arkadaş edinmesi gibi oryantasyon kapması içindeki uygulamanın olmaması, KTÜ için kötü bir durum.

Eskişehir’deki meslektaş, il’indeki iki üniversitenin de oryantasyon konusuna çok önem verdiğini hattı şehri tanıma turlarına yerel medya hizmet binalarının bile alındığını belirtti.
Bu arada bundan 6 ay önce KTÜ “C” kapısında her an can kaybı ile sonuçlanacak bir kazanın olabileceğini yazmıştım. Rektör Baykal sağolsun yazım çıktığı gün aradı, en kısa zamanda anılan kapıya bir proje yapacaklarını söyledi.

Aradan 6 ay geçti sevgili hocam.
C kapısında değişen bir şey yok.
Bir can dünyaya bedeldir.
C kapısı SOS veriyor hocam.
Vur neşteri..


OFG’yi anlamakta güçlük çekiyorum!..

Şu son günlerde, Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanı Orhan Fevzi Gümrükçüoğlu’nu  anlamakta hakikatten güçlük çekiyorum.

Sen kalk, belki de Türkiye’nin;
En büyük, doğaya en uyumlu, en pahalı, en modern,  alt yapısı en çağdaş, en mükemmel; Hayvan barınağı inşa et.
Sen kalk Türkiye’nin;

Şehirde, Askerin elindeki arsayı belediyeye tahsis ettir, bu işi başar, botanik bahçesi yapımı için milyonlarca lira harca, şehrin o bölgesini en prestijli mekana çevir, ağaç dik, yeşil alan ortaya çıkar, huzur dolu bir ortam inşa et, Trabzonluya hizmetine yürüyüş mesafesinde uçsuz bucaksız bir park sun..

Sen kalk, çevresi adeta çarpık yapılaşma ile işgal edilen Ayasofya Camii(Kilisesi) inin etrafını yık, yeşillendir, o alanı aç, mükemmel bir yeşil alan yap. Bunun için her kapıyı çal. Emek sarf ett, Ankara’yı iknaya çalış, Başkente sırf bu proje için yüzlerce kez git. Yetkilileri ikna et.
Ama kalk  gel.


Sahil dolgu alanında “Yıldızlı”(!) bir otelin tam karşısında milletin nefes aldığı dolgu analındaki yerde ki  yeşil alana dozerleri sok, otopark yap.
Her ne kadar benim bilgim dışındaydı dese de hakikatten OFG’ye şaşırıyorum.

Bu çelişkili uygulamaları yüzünden.

Beşirlide sahil dolgu alanında otopark inşaatının perde arkasında ne var.?
Dozerlerin vahşice yeşil alanı kazıdığı saatlerde başkan OFG’nun, hakikatten bu işten haberi yoksa, durum daha vahim.
 Hesap sor başkan, hesap..

………………………………………………………………………
 
Erdoğdu 15 Temmuz Şehitleri Anadolu Lisesi!..

Bu ad;
- 15 Temmuz direncini temsil etmiyor mu?
-15 Temmuz şehitlerini hatırlatmıyor mu?
-15 Temmuz’a bağlılığı bildirmiyor mu?
-15 Temmuz’u unutmayacağımızın sembolü değil mi?
-Dünya durdukça, 15 Temmuz adı da okulun tabelasında duracağının kanıtı değil mi?
-Trabzon, 15 Temmuz adını dünya markası bir okuluna verdiği için vefasını göstermiş olmuyor mu?

Siz niye Ankara öyle dedi diye Dünya şampiyonu marka olmuş Erdoğdu Lisesinin adını değiştirip Trabzon 15 Temmuz Şehitleri Anadolu lisesi yapıyorsunuz.
Erdoğdu adı kalsa, 15 Temmuz şehitleri de peşinden gelse; kıyamet mi kopar.
Eyyy, Trabzon milli eğitimindeki yetkililer, Ankara öyle dedi diye değil, Ankara’nın dediği Trabzon gerçeklerine nasıl uyar diye orada görevdesiniz.

Siz, Ankara’ya bu okul dünya markası, okul adını değiştirmeden 15 Temmuz Şehitleri Anadolu Lisesi yaparsak 15 Temmuz direnişine daha bir güç katarız deseydiniz, Ankara bunu mantıklı karşılardı.

Tezden hatadan geri dönün.
Lütfen.


……………………………………………………………………..

Masada iyi işler, sahada kötü gidişler!

Ersun Yanal’a seslenelim.
Elini vicdanına koy. Trabzonspor’da aldığın bu sonuçları diğer üç büyük takımda alsan çoktan seni tefe koyarlardı değil mi?
Her haliyle bütün uygulamaların masaya yatardı. Hatta, iğrenci bir şekilde hiç tasvip etmediğimiz biçimi ile, özel hayatın bile tartışılırdı.
Ama Trabzonspor’da sana bu yapılmıyor.
Bazı cılız eleştiriler de artık olsun.
Trabzonspor masada iyi işler yapıyor. Sahada ise çuvallıyor.

Akhisar maçında ikinci yarı çok iyiyimiş.
Hayda.
Kime karşı iyi.
Akhisar’a karşı.
O takımın sikleti ne ki ikinci yarı Trabzonspor iyi oynadı deniyor.

Sonuç, gol yok.
Top üç direk arasından giremiyor.
Aylarca yazıyoruz. Top üç direk arasından girecek. Girmedi mi, masada yapılan iyi işlerinde bir anlamı kalmıyor. Sonunda, VİP tribününde yaşadıklarımızla baş başa kalıyoruz.