Fenerbahçe Başkanı Saadettin Saran’ın “Portekiz kampında günde bir idman yapılmış, olacak iş değil” sözleri tartışma yarattı.

Saran, kampın planlamasına ve disiplinine işaret ederken futbolcuların sezon boyu göstereceği performansın aslında yaz aylarında atılan temele bağlı olduğuna dikkat çekti.

Bu noktada işin Trabzonspor boyutu farklı bir resim çiziyor. Fatih Tekke, göreve gelir gelmez kamp tercihini Erzurum’dan yana kullanmıştı. Önceki sezon 40 derece sıcakta Macaristan’da yapılan kampın takımı yıprattığı hafızalardayken, Tekke’nin yüksek irtifa ve serin iklim avantajını tercih etmesi radikal bir karar olarak görülmüştü.

O dönemde bazı çevreler Tekke’yi Erzurum kararından döndürmek istese de genç teknik adam ısrar etti.

Hazırlık sürecinde antrenmanların büyük basına kısıtlı dakikalarla geçerken, çok fazla hazırlık maçları yapıldı.

Ancak sonuçta yüksek irtifa ve iklim koşulları oyuncuların hem koşu mesafelerine hem de sakatlık sürelerine olumlu etki yaptı. Ayrıca ekonomik olarak Avrupa’dan da yarı fiyata geldi ve ciddi tasarruf sağlandı.

Bugün gelinen noktada, Trabzonspor birçok istatistikte zirvede. Bu tablo Erzurum tercihinin tesadüf olmadığını, bilinçli bir planlama olduğunu gösteriyor.

Ancak işin bir diğer boyutu da göz ardı edilmemeli: Erzurum’un tesisleşme standardı hâlâ düşük. Hava ve iklim avantajı tartışılmaz ama yatırım ve altyapı eksikliği, kentin kamp merkezi olma değerini gölgeliyor.

Bir başka ayrıntı ise taraftar buluşmaları.

Erzurum’da yapılan organizasyonlarda futbolcuların sahadaki performansına yansıyan motivasyon dikkat çekiyor.

Oyuncular yalnızca antrenman temposundan değil, taraftarın coşkusundan da beslendi.

Ortaya çıkan tablo şu: Doğru kamp tercihi önemli ama esas mesele o kampın nasıl yönetildiği.

Fenerbahçe örneği, yanlış planlamanın en üst düzeyde eleştiri konusu olabileceğini gösteriyor.

Trabzonspor örneği ise doğru iklim, doğru yükleme ve doğru motivasyon birleşince sahadaki sonuçlara doğrudan yansıdığını ortaya koyuyor.

Kısacası, mesele sadece kamp yeri değil; kampın ruhu, disiplini ve yönetimidir.

Erzurum’un değerini arttıracak olan da işte bu bütüncül bakış açısıdır.