Bir gün mutlaka

Ben görmesen oğlum görecek.

Oğlum görmese torunum görecek.

Torunum görmese, çocuğu görecek.

Bir gün 2011 şampiyonluk kupası, Trabzon’a gelecek.. Trabzonspor’un müzesinde yerini alacak.

Süreç devam ediyor.

Bu süreçte, Trabzonspor’un en güçlü yanı; taraftarı.

Çünkü, ergeninden, dinazoruna hiçbir kitle, şike sezonunu unutmuyor.. Unutturmuyor.

Bu baskı, yönetimleri de hamle üzerine hamle yapmaya zorluyor.

Bakın, 1980 12 Eylül’de darbe oldu.

Darbeciler 40 yıl sonra mahkûm edildi. Generallerin rütbeleri söküldü.

Haklı mücadelede hak tecelli ediyor.

UEFA’nın şikeciler listesinde yer alan Fenerbahçe’nin hırsız olduğu tescillendi.

Tuttular bir Feto kumpası ile Fener’i aklayacaklar.

En büyük Feto’cu Kulübün içinde.

Fener, hırsızdır.. Şikecidir..

Ve dünya bunu tescillemiştir.

Nesilden, nesile şike mücadelesi onurlu bir miras olarak Trabzonspor’da aktarılarak yaşayacak.

Bu kin

Bu nefret

Bu umut

Bu hayırlı mücadelemiz, kupa gelene kadar yüreğimizde solmadan taze duracaktır.. 

Türkiye’ye de mesajdır

UEFA’nın şikeci kulüpler listesinde Türkiye’den içinde Fener’in de bulunduğu 4 takımın varlığı;

Ülke içindeki TFF’ya

Ülke içindeki; Gençlik ve Spor bakanına

Ülke içindeki; İş başındaki hükümete

Ülke içindeki; Futbol dinamiklerine

Ülke içindeki; HERKESE 

Ve tabi Ülke içindeki; muhalefete de mesajdır.

Nasıl, Pereira’yı arıyoruz değil mi..?

Trabzonspor sahadaki o fair play kuralları çerçevesinde sahadaki agresifliğinden eser yok..

Trabzonspor’un agresif futbol mantığına son yıllarda en çok uyan futbolcu Pereira’ydı.

O’nu da gönderdik.

Alanya mağlubiyetinden sonra da arar olduk.

Trabzonspor çok nazik.

Saha içinde hakeme kurallı itiraz bile yok.

Çok naif..

Rakip ürkmüyor.

Oysa, Pereira tam bu zamanların adamıydı.

Sezon sonuna kadar kalsın takımda dedik..

Olmadı..

Şimdi arar olduk..

ZAYTUNG

Fenerbahçe’den beklenen açıklama geldi, UEFA listesinde baskı hatası var…