MEHMET DEMİRKOL - FANATİK
OYUNCU VAR OYUN YOK
Rıza Çalımbay belki ayakları daha iyi iki stoper istese hayır denmez. Burası tam yeterli değil. Ancak bunun dışında iyi bir kadrosu var. Ancak eldekiler de hiç yabana atılacak oyuncular değil. Ancak iyi oyuncuları olan Trabzonspor’un bir oyunu yok. Merkeze sıkışmış çizgiden çizgiye açılıp oyunu genişleterek uzak bir kördövüşüyle 45 dakikayı bitirdiler. İkinci yarıda müdahale eden Ümit Özat, Aydın’ı oyuna sürerek hücümda Sessegnon’a bir destek bulunca Trabzon’un yapması gerekeni yaptı. Son pas tercihleri biraz düzgün olsa maçı alabilirlerdi. Rıza Hoca hemen N’doye’u Rodallega’nın arkasına alıp oyunu iki kanada genişletip Gençler savunmasını zora sokabilirdi. Fakat bunu yapmadı. Merkezde sıkışıp kalıp Abdülkadir, Sosa ve Olcay’ı kanatta kullanmayı tercih etmedi. Böyle olunca penaltıya rağmen galibiyete yakın olan Trabzon değil, Gençlerbirliği’ydi.
Gecenin sorusu
Rıza Çalımbay çalışkan bir antrenör. Ama bu yetmez. Lider bir teknik direktör olabilecek mi? Maalesef henüz bunun sinyallerini göremiyoruz. Hatta Ümit Özat bu hedefe ondan daha yakın duruyor.
Maçın starı
Uğur Çiftçi’nin hareketi ne kadar itiraz etse de hakem penaltı kararında haklıydı. Ancak asıl haklı olan kaleci Hopf’tu penaltı kurtarılmaz kaçırılır derler ama bunu sanki İsveçli kurtardı. Ve takımını ayakta tuttu.
Maçın olayı
Elde Sosa ve Abdülkadir var. Birisi dripling diğeri hem orta hem driplingle iki kanadı mükemmel kullanabilir. Olmadı Castillo ya da Olcay var. Bu iyi kadro. Ancak işi Bero-Okay ikilisinin birlikte oynaması bozuyor. Bundan vazgeçmek lazım.
GÜRKAN ATA - AKŞAM
YENİLMEDİK SEVİNCİ
Ligdeki konumu gereği stresin şimdiden tavan yaptığı Gençlerbirliği’nin önce oynatmamak, sonrasında da hızlı hücumla umut aradığı maçta Trabzonspor’un, kalabalık rakip yarı alandaki gol arayışları ilk yarıda yetersiz kaldı.
Sıkı markajdan kurtulmak için mecburi yer değiştirip bazen fazlaca geri çekilen Sosa ile sürekli faullere maruz kalan Abdülkadir’e destek lazımdı, sağ bek Kamil Ahmet’in dışında kimse bunu yapamadı. Aldığı topları sürekli ‘kaybetmesi’ özelliğiyle Kucka, duayen Özkan Sümer’in deyimiyle ‘sihirbaz!’ gibi. Tek meziyeti top kapmak ve bu, Rıza Çalımbay tarafından yeterli görülüyor haftalardır! Okay anlamsız şekilde defansa daha çok destek verdi, hücuma katkısı bu bölümde hiç olmadı. Rodallega konusu ise çok farklı: Çalımbay’ın bu isimle ilgili her söyleminde Burak Yılmaz’a lafı getirmesi, bu oyuncuda büyük özgüven kaybı yaşattı belli ki. Bu yaşta heyecandan ölecek!
İkinci yarıda Ümit Özat’ı cesaretlendiren konu, Bordo-Mavili defans hattındaki dağınıklıktı. Savunma oyuncusu çıkarttı, Aydın’ı oyuna aldı. Böylece Trabzonspor’un işleyen tek kanadına önlem aldı, Kamil Ahmet geriye yaslandı. Sonra da hücuma Jailton ile Deniz Yılmaz’ı sürdü. Khalili ve Sessegnon’un da çabası ile net pozisyonları bulan ve galibiyeti kaçıran taraf ev sahibi ekip oldu.
Castillo’nun cılız çabasının dışında Trabzonspor’un gol atması zordu. Uğur’un çaresizliği de ilginçti; kendi kalesine vurduğu top direkten döndü, penaltısı ise rakip filelerle buluşmadı!
Sonuçta Trabzonspor’da teknik heyet dahil ‘bak yine yenilmedik’ diye avunanları mutlu edecek ama şampiyonluk umudu ile çıkılan yolda takımı iyice hedefsizliğe itecek bir hafta daha geride kaldı.