Şaşırtıcı Sonuçları Olan Bir Sosyal Deney: Susam Sokağı
1964 yılında Chicago University’de yapılan araştırmaya göre ortalama 70 yıllık yaşamı olan bir bireyin öğrenme kapasitesinin yarısı ilk 5 yılda doluyor. Geri kalan 65 yıllık yaşantısı da diğer yarıyı temsil ediyor. Bu da okul öncesi eğitim alamayan çocukların ilerki yaşantılarında zorlandığı anlamına geliyordu.
Programın üzerine çalışılmaya başlanması ve ilk bölümün yayınlanması arasında yaklaşık olarak 1,5 yıl vardı. Bu süre zarfında çeşitli sosyo-ekonomik ve farklı toplumsal gruplardan çocuklara program izletilip üzerinde ölçümlemeler yapıldı. Program yayına girdikten sonra da öğrenme kapasitesine etkisi araştırılmaya devam edildi.
Yapılan araştırmalarda üzerine durulan konular genellikle; Susam Sokağı Kız Çocuklarının mı Yoksa Erkek Çocuklarının mı Öğrenme Kapasitesine Daha Fazla Katkıda Bulunuyor, Susam Sokağı Programı Öğrenmeye Nasıl Katkıda Bulunuyor, Tek Başına İzlendiğinde mi Daha Büyük Etkilere Sahip Yoksa Aile ile İzlendiğinde mi, Programın Hangi Bölümleri Öğrenme Açısından İşe Yarar Bir Etki Bırakıyor ve Bu Etki Hangi Boyutlarda gibi konulardı.
Üzerine en çok akademik çalışma yapılmış ve hazırlık aşaması hayli uzun sürmüş bir çocuk programı olan Susam Sokağı 1960’lı yıllarda tasarlanmaya başlandı. Bugün oldukça büyük bir üne sahip olan Susam Sokağı, tasarlanma aşamasında iki gruba ayrılmıştır. İlk grup uzman televizyon program yapımcılarının oluşturduğu grupken; diğer grup ise sosyologlar, pedagoglar, psikologlar ve öğrenme üzerine çalışmaları olan uzman kişilerden oluşuyordu.
Sadece sosyal bir deney olarak ele alınmaması gereken Susam Sokağı aynı zamanda sosyal bir projeydi. Bu projenin tasarlanmasının altında yatan ana neden; ekonomik anlamda güçlü olmayan ailelerin çocuklarının eğitim alamamasından dolayı diğer çocuklardan geri kalmasıydı.