CEMAL ERSEN - MİLLİYET
PUANA 'RIZA' GÖSTERİRKEN...
Trabzonspor adına bu sezon ilklerin yaşandığı bir doksan dakikaydı. İlk defa deplasmanda üç puanı hanesine yazdırdı. İlk kez peşi sıra iki maç kazandı. Ve ilk defa yendiği bir takımı geriden gelerek puan cetvelinde geçmeyi başardı.
Futbol ilginç oyun. Adaleti yok derler ya, aynen öyle. Trabzonspor henüz 12. dakikada Burak’ın golüyle öne geçmesine karşın, Sivasspor’un son bölümler hariç, oyunun kontrolünü elinde tuttuğu, pozisyon bulduğu, baskı kurduğu bir mücadele vardı. Lafın özü, bu yenilgiyi hak etmedi ev sahibi takım.
Öncelikle altını çizelim, kaybettiği maçlarda dahi hücum anlamında bu kadar etkisiz görünmemişti Trabzonspor. Rıza hocanın N’Doye ve Burak’ı birlikte oynatma düşüncesine karşı değiliz. Ancak, deplasmanda ve Sivasspor gibi disiplinli, diri bir rakip karşısında orta saha etkinliğini azaltan bu tercih, dün bordo-mavili ekibin zorlanmasına neden oldu. Okay zaten geriye dönük oynadı. Direnç göstermeyi sevmeyen Onazi, topu sürekli ileri taşıma düşencesindeki Castillo ve yalnız kalan Yusuf Yazıcı. İkinci bölgeyi rakibe teslim ederseniz, hem savunma hem hücum anlamında istediklerinizi yapmanız mümkün olmayabilir. Ziya ve Emre sağda Pereira’nın, Muhammet de Mas’ın savunduğu kanatları etkili kullanınca, Trabzonspor’un topa sahip olma ve olumlu kullanma şansı azaldı. O zaman ne oluyor? Mahkum oynamaktan, rakip kovalamaktan, kaybettiğin topları kazanmaya çalışmaktan yoruluyor, hücumu düşünemiyorsunuz bile. Yoksa Burak’ın dünkü iştahını ve hırsını daha fazla golle süslememesi için bir neden yoktu.
Maçın genelinde Trabzonspor’un görüntüsü bu idi. Ta ki Rıza Çalımbay’ın 77. dakikada Abdülkadir’i sahaya sürmesine dek. Çünkü Castillo çok bireysel oynuyor, ender de olsa takımı hücuma çıkarken golcüleri değil, kendini düşünüyordu. Rıza hoca bunu görmedi mi? Gördü elbette, bu yüzden Abdülkadir değişikliği daha önce yapılmalıydı diyoruz. Genç oyuncu her maça ilk on birde başlamalı diye bir ısrarımız yok. Daha fazla zaman vererek, takım birlikteliğini yaşamasına daha çok şans tanıyarak onu kazanmaya çalışmak, Trabzonspor’un yararına olacaktır. Nitekim o oyuna girdikten sonra Sivasspor’un yol geçen hanına çevirdiği sol kanat işlemez hale geldi. Abdülkadir top tuttu, rakibi geri itti, N’Doye ve Burak’ın daha fazla boş alan bulmasını sağladı. Diyeceksiniz ki bu kadar kısa sürede bu kadar çok iş mi yaptı? Evet, takımını rahatlattı, en önemlisi bu!
Beraberliğe razıyken maç kazanmak ve bir haftada üç basamak yukarı çıkmak, Trabzonspor açısından sevindirici görünebilir. Ama bir gerçek var ki, Karadeniz ekibinin oyun ve skor anlamında istenilen düzeye gelebilmesi için, daha çok fırın ekmek yemesi gerekecek.
OLCAY ÇAKIR - FOTOMAÇ
ORTAK OLMA ADINA...
Güçlü orta alan, isimlerden bağımsız birlikte oynama alışkanlığı kazanmış orta alan futbolcuları ile mümkün...
Güçlü gözüken isimlerle zayıf, zayıf gibi gözüken isimlerle de güçlü bir orta alan oluşturulması sık karşılaştığımız durumlar.
Trabzonspor takımı, orta alanda çeşitliliği yüksek lakin, uyumsuz bir takım olarak yoluna düşe kalka devam ediyor...
Ya doğru isimler eşleştirilir de, bu kritik dönem böyle zor galibiyetlerle atlatılırsa, ligin ikinci yarısında neler olur?
Yarışılan her kulvarın ortağı olunur, olacağı budur, bunlar konuşulmalı Trabzonspor için...
Samet Aybaba, maç öncesi analizlerini yapıp, kurgusunu sahaya döktüğünde, ilk olarak başarılı işler yapan bir Sivasspor izledik...
Önde baskıladığı Trabzonspor'u sürekli uzun oynamaya mecbur bıraktı...
Bu mecburiyet karşısında belki de hesap etmediği şey; Burak Yılmaz golcülüğü oldu..
Takımı yediği gole tepki verip oyuna hükmettiği dakikalarda; Rıza Çalımbay oyun içinde yer değişiklikleri ile karşılık vermeye çalışsa da kalesinde golü gördü.
Trabzonspor'un yediği golde "ofsaytın barizliği" Türk hakemliği açısından ibretlik bir gösterge idi...
Kabul edilebilir bir hata değildi...
Lakin Rıza Çalımbay'ın oyuna "iç" müdahalelerinin çözüm üretmediğini ve bu kadar mahkum oynamanın da kabul edilebilir tarafı olmadığını ifade etmemiz gerekiyor.
Gol öyle ya da böyle gelecekti, böyle gelmiş oldu, hepsi buydu...
Gelelim mi Abdülkadir'e?
Hocam bu çocuk oynar... Sizden önceki hoca çok gecikti bu çocuğu oynatmakta..
Adına da "gelişme" diyordu... Bu konuda ürün kendini gösteriyor ve mazeret kabul edilmez hale geldi...
Oyunu Kucka hamlenizle tuttunuz, Abdülkadir'le de aldınız.
Sırf Yusuf'un Abdülkadir sonrası performansına bakın, o bile kafi!
Haftalardır mecburi değişiklikler nedeniyle de Abdülkadir'e yer veremediniz, ya bu maçta da Uğur harici bir mecburi değişikliğe daha gitseydiniz o zaman ne olacaktı?
.