FOTOMAÇ - OLCAY ÇAKIR
İstifa’de etmek...
Perşembenin gelişi çarşambadan bellidir ya hani...
Trabzonspor'da adım adım üstüne üstüne gelen hezimet emarelerini "hep bir umut" hep bir "acaba düzelme olur mu?" niyetiyle öteleye öteleye dün akşama kadar geldi.
Kendi saha ve seyircisi önünde, kendi eski oyuncularının yoğun şekilde yer bulduğu Akhisar takımı karşısında tarihe plakasını da yazdırarak "bunu bile yaşattılar" dedirttiler..
Ersun Yanal, üçüncü kez geldiği Trabzonspor'da ne geliş sayısından mütevelli bir farklılık, ne de sezon içindeki bir önceki fiyasko işlerinden ders çıkarmadı.
Ona gösterilen sabrı son derece kötü kullandı.
***
Ha bugün ha yarın derken gelinen nokta tam bir hayal kırıklığı oldu. Ona gösterilen sabrın onda biri hiç kimseye gösterilmediği halde üstelik...
Yıllarca sabır konusunda, istikrar konusunda çok kötü imtihanlar yaşamış ve sonuçları hüsran olmuş bir camianın, istikrar konusunda, sabır konusunda tüm iyi niyetini yerle bir etmiştir artık...
Adet olarak sayamayacağımız kadar çok ve maliyette oyuncu transferleri ile Trabzonspor tarihine adını "borçlandıran" olarak da yazdırmıştır.
Bu yazıyı yazarken istifa etmemişti, yarın yani bugün yönetimle görüşeceğini beyan eden bir dizi "gelişim dolu" açıklaması oldu.
Bu işin kuralı bu, istifa edilmez, gönderilir, tazminat için orta bir yol bulunur, bu da "gelişimdir" futbol dünyasında değil mi?
***
Profesyonellik bunu gerektirir tabii... O da haklı...
Hem de çok haklı...
Bir haklı taraf daha var ki, yerine daha iyisini alamayanlar yerine daha iyisi alınmayanlara hakarette bir iletişim sorunu görmeyenler...
Onlar herkesten daha haklı.
Yerine daha iyisi alınamayanlar Akhisarspor'da oynayan eski Trabzonsporlular...
Hakaret edilenler onlar, hakaret edenler içimizde...
Şimdi Mustafa Akbaş'ı yargıyabilirsiniz..
Çünkü sizlere daha çok Hubocan'lar lazım...
Şapkalar öne...
CEMAL ERSEN - MİLLİYET
CENAZEYİ KİM KALDIRACAK
Ligin sekizinci haftasına geldik, Trabzonspor tarih yazmaya devam ediyor! Önce Alanya, ardından dünkü Akhisarspor maçları. Bu camia bu kadar eziyet çekmemiştir en kötü dönemlerinde bile. Basit bir soru, Trabzonspor’un ideal on birini sayabilecek biri çıkar mı? Foto muhabiri arkadaşlar da bu süreçte aynı kareyi iki defa çekmemiştir eminim.
Transfere on milyonlarca euro harcayacak, 50. yılda şampiyonluk söylemleri ile taraftarı umutlandıracak, en kaliteli ve karakterli oyuncular bizde diye kendi egonu tatmin edeceksin, ama karşılığında camiaya verdikleriniz “sıfır” olacak!
Yıllardır Trabzonspor’u takip ederiz. Akhisarspor karşısındaki kadar aciz, çaresiz ve acınacak duruma düştüğünü görmedik. Beşinci golden sonra yaşadıkları “bitse de daha fazla rezil olmasak” psikolojisi var ya, vah Trabzonspor vah!.. Akhisarsporlu oyuncular da az değildi hani. Son dakikaya kadar saldırıp durdular. Meslektaşlarına hiç saygıları kalmamış! Hele o son gol yok mu? İşe yaramaz diye gönderilen Kadir’in füzesi bir hançer gibi saplandı Trabzonspor’un böğrüne.
Trabzonspor adına dün yaşanan skandalın tek sorumlusu olamaz elbette. Faturayı teknik direktör Ersun Yanal’a kesmek, en kolay, en pratik yol. Ersun hoca arkadaşımız ama, şu da bir gerçek; insan kendi ayağına sıkarsa canı yanar. Burada koskoca bir Trabzonspor camiasının yüreği yanıyorsa, yapılması gereken bellidir.
Hoca gidecek dertler bitecek mi? Başkanı, yönetimi kurtaracak mı Yanal’ın istifası? En azından hakkâniyetsizlik olur. Ya bir başka kulüpte hayatta göremeyecekleri paralara imza atan futbolcular? Kariyerlerinin en karanlık akşamını yaşarlar iken, bu tablodan kendilerine pay çıkarmışlar mıdır acaba? Açık söyleyeyim, sanki Yanal’ı sabote ve protesto eder gibiydi bir bölümü!
Üç tane sol ayaklı savunmada oynamış. Burak’ın 100. maçında bulutların üzerindeymiş. Sosa umursamazmış. Eski Yusuf’un yerinde yeller esiyormuş. Kaptan Onur gemisinin dümenini elinden kaçırmış. Geçin bunları. Trabzonspor’un Akhisarspor’dan yediği manevi darbenin izleri kolay silinmez, camia da plakayı tersten okutanları unutmaz. Sorumlu arıyorsanız, onlar Trabzonspor kulübünü yönetenler, kendisine takım emanet edilenler ve para dışında Trabzonspor değerlerinden bihaber olanlardır.
Bir takım ilk yarı bitiminde soyunma odasına giderken yuhlanıyor, başkanı, teknik direktörü istifaya çağrılıyorsa, bir birikimin patlamasıdır ve tribünler artık içi boş vaadleri, süslü sözleri yemiyor demektir.
50. yılı filan geçin. Cenazeyi kim kaldıracak onu söyleyin!