Trabzonspor - Malatya maçı sonrası spor yazarlarının görüşleri
HALUK AYYILDIZ - HABERTÜRK
HERKES BORCUNU KAPATSINDA...
Muharrem Usta aldığı olağanüstü kongre kararı sonrası çok şaşırtıcı bir açıklama yaparak kendini haklı çıkartmaya çalışıyor. Kısaca ne demişti Sayın Usta, “Geçmiş başkanlar yaptığı borcu kapatsın, ben de gereğini yaparım...” Yani olacak iş değil bu. O zaman sorarlar ve derler ki; “Sen önce kendi borcunu kapat, diğer başkanlar da kendi dönemine ait borçlarını kapatır.” Sayın Usta’ya söyleyeceğim şudur: “Madem ki paranız vardı, neden 250 bin Euro’yu ödeyemediniz de Trabzonspor Kulübü’ne transfer yasağı getirttiniz.”
Ben yine lafımdayım, başkan Usta kaçmasın! Aday olsun. Kendi döneminde 500 milyon TL’lik harcama yaptı ve kulübü adeta uçurumun eşiğine getirdi. Sonuç olarak 1 milyar TL’lik bir borç yükü de Trabzonspor’un sırtına yüklemiş oldu. Evet burada herkes suçludur ama bu kulübe başkan olduğunuzda, “Ben bunların hepsini hallederim, vizyon ve misyon sahibiyim” diyerek başkanlık koltuğuna oturmuştunuz. Şu an durum “Biz bu işi yapamadık” oluyor sayın başkan. Aday olacaksınız aday! Yok öyle gitmek. Trabzon’u kucaklayan bir liste yapacaksınız ve bu işi temizleyeceksiniz. Eğer yapmazsanız da sizi ‘kaçmış’ olarak sayacağım!
Trabzonspor’un kurtuluşu için günlerdir genişletilmiş toplantılar yapılıyor Trabzon’da. Kulübün ileri gelenleri kafa patlatıyorlar bundan sonrası ve kulübün geleceği için ama siz yoksunuz bu toplantıların hiçbirinde. Asıl konuya gelelim. Trabzonspor’a başkan lazım değil, Trabzonspor’a sorunları çözecek bir yönetim lazım. Çalışmalar yapılıyor. Hafta içerisinde netleşen bir durum ortaya çıkacaktır ama gelenin Allah yardımcısı olsun temennisinde bulunmaktan başka diyeceğimiz maalesef bir şey yok. Çünkü durum öyle, böyle değil. Aylardır ödenemeyen maaşlar, kulübün ağır borç faturası Trabzonspor’un yeni yönetiminin canını çok yakacak boyutlarda.
Neyse gelelim maça... Rıza Çalımbay bildiğiniz gibi... Yine yanlış bir kadro yaptı. Geçtiğimiz hafta yokluktan Okay Yokuşlu’yu defansta oynatmıştı. Kazanmıştı Trabzonspor. Yahu Rıza hocam, şimdi öyle bir durum yoktu ki. Kucka’yı kesemiyorsun, arada Okay’ı kaynatmaya çalışıyorsun... Yapma bunları. Okay, Akhisar maçında harika oynadı defansta ama onun yeri orası değil. Ersun Yanal hocanın yanlışına sen de neden düşüyorsun? Hep derim, Rıza hocanın Trabzon’da kazandığı oyuncu yok, kaybettiği çok. Sanırım sıra Okay’a geldi. Yapma hocam.
ALKIŞLAR BURAK’A
Burak Yılmaz’a helal olsun. Gol atıyor, attırıyor. Maç kazandırıyor. Sakat sakat oynuyor. 20 gole de ulaştı. Kral daha ne yapsın! Bitirilmiş Yusuf’u da coşturdun ya kutlarım seni.
AYLAR SONRA İLK KEZ
Trabzon, Medical Park’ta en son 16 Aralık’ta Bursaspor’u yenmişti. O gün bu gündür galibiyeti yoktu. Nihayet 3 ay sonra Bordo-Mavililer, Evkur yeni Malatya’yı 4-1 yenerek rövanşını da farklı almış oldu.
CEMAL ERSEN - MİLLİYET
SKOR İYİ OYUN KÖTÜ
“Bir hafta önce kazanan takım bozulmaz” diye bir kural mı var futbolda? O takımın tamamı iyi oynadı, birlikte mücadele etti ve puanı aslanın ağzından kaptıysa belki. Rıza Çalımbay’ın düşüncesi de böyle olmalı ki, Akhisar kadrosunu çıkardı Malatya maçına. En azından cezası biten Hubocan stoperdeki görevine döner, Okay da Kucka ya da Onazi’ye partner olur, ofansif oyuna katkıda bulunur diye geçirmiştik aklımızdan. Kucka demişken, Ersun Yanal aldırdı ama Rıza hocanın da bu oyuncuda ısrar etmesine anlam veremeyenlerdenim.
Maça gelince. Öncelikle şunun altını çizelim; Malatya dün kötü bir gününde idi. Maça da öyle başladı. Futbol ciddiyet ister. Rakibin görüntüsüne aldanmayacaksınız. Öne geçtikten sonra skoru garantiye almak için işi sıkı tutmazsanız, cezayı kesen birileri çıkar. Malatya’nın eşitlik sayısı için hiç de hevesli olmadığı bir bölümde Burak Yılmaz’ın takımı hücuma çıkarken kaptırdığı topun dönüp ağlara gitmesinin adı şansızlık değil, kusura bakmasın da hafif tabiriyle laubalilik idi. Trabzonspor’un ilk yarıda penaltı pozisyonu dışında kayda değer bir tehlike yaratamaması da doğaldı.
Doğrusu, ikinci bölüm başlarken Rıza hocadan bir hamle bekliyorduk. Çünkü Akhisar maçında savaşan takımdan eser yoktu. Savunma kurgusu alarm veriyor, kanatlar işlemiyordu. Burak’ı pozisyona sokmak için savunmanın arkasına atılan uzun paslar dışında alternatif üretilemiyordu. Çalımbay 57. dakikaya kadar bekledi ve Olcay- N’Doye değişikliğini tercih etti. Geç ama doğru oldu. N’Doye girdikten sonra Yusuf’un peşi sıra gelen gollerinin birinin başlangıcına katkı yaptı, diğerinde ise asist sahibi oldu. Deplasmanda direnmeye çalışan bir takım için şoktu bu goller. Rakibin ciddi hatalar yapmaz ise toparlanmak zordur. Hele Abdülkadir gibi patlayıcı bir güce sahip, ortalığı karıştırabilecek bir yetenek daha oyuna dahil oldu, Onazi gibi özgür kaldığı vakit topu doğrudan üçüncü bölgeye taşıma inisiyatifini kullanan bir silah devreye girdi ise gerçekten zordur. Tüm koşullar lehine döndükten sonra Trabzonspor’un daha farklı bir skor yakalaması mümkündü. Yusuf ve Burak ile bunu yapabilirdi, vitesi daha fazla yükseltemedi.
Skor kolay gibi görünse de, oyun açısından aynı şeyleri söylemek mümkün değil. Lakin, yönetim krizinin yaşandığı, FIFA sopasının sallandığı, taraftarın tribünleri boş bıraktığı kiritik süreçte Trabzonspor’un aldığı galibiyet, zirveye tutanmaktan farklı bir anlam taşıyor. Tersi tam bir çöküş olabilirdi. Doğrusu ilaç gibi bir üç puan oldu.