61SAAT HABER SERVİSİ - Trabzonspor Başkanı Ahmet Ağaoğlu gündeme dair açıklamalarda bulunacak.

Beinsport’a konuk olacak olan Trabzonspor Kulübü Başkanı Ağaoğlu’nun Burak Yılmaz’dan Onur Kıvrak’a Esteban’ın gidişi, mali ve idari konularla ilgili bilgilendirmeler yapacak. 

O SENE BU SENE Mİ?

Biz yolumuza bakalım. Yapmamız gerekenleri yapalım. Oynadığımız maçların hepsi hemen hemen aynı zorluk derecesinde. Çok rahat takım gibi gördüğünüz takımlar artık rahat puan kazanmaya başladılar. Öyle tahmin ediyorum ki uzun yıllardan sonra, 2 puanlı sezonda bile ligin kapanışında bundan daha yüksek puanlar vardı. Her takım birinden puan alabiliyor. Maç maç bakıyoruz biz. Kendi iç sorunlarımızla kendi iç sıkıntılarımızla, kronikleşmiş sıkıntılarımızla uğraşıyoruz.
Yolun sonuna gelelim. Yolun sonuna geldiğimizde o sene bu sene mi, önümüzdeki sene mi belli olur. Onu Allah bilir. Geldiğimizde ne ben, ne yönetim kurulu, ne de hocamız böyle bir hedef koymadık. Kulübü içinde bulunduğu sıkıntılı ortamdan kurtarmaya, kurtarırken takımı zirvede yarışında tutacağımızın sözünü verdik.
6 – 7 takım zirve yarışı veriyor. Onlardan biri de Trabzonspor... Şampiyonluk şansı olarak değerlendirdiğimizde 6 – 7 takımın ne kadar şansı varsa Trabzonspor’un da o kadar şansı var.
Bizim avantajımız, bazı takımların yeni yeni farkına varmaya başladığı zorlukları biz 8 ay önce tedbir alarak geldik. Şunu anlatabildik. Bu iş sokağa dökmeyle olmuyor. Son 4 maçta mücadele eden takımın maliyeti 11 milyon Euro...

 YENEDİNE ADAYLIĞINI AÇIKLADIĞI SÜREÇ...
Divan Toplantısında şunu söyledim. Bizim burada yapmak zorunda olduğumuz işler var. Bir takım taahhütleri vererek geldik. Başladığımız işi yarım bırakıp gidecek kadar da cesaretsiz, veya bu kulübe sevgiden yoksun insanlar değiliz. Girilecek sıkıntı değildi... Özellikle bu yaşta. Katlanılacak sıkıntı değil. Girdiğimizden beri ne yattığımız yeri biliyoruz, ne aile hayatı kaldı, psikolojinizden ödün veriyorsunuz.. Ama yani çok büyük sıkıntılarla uğraşıyorsunuz. Bu hafta galip geliyorsunuz o galibiyetin keyfini yaşayamıyorsunuz. Ya UEFA’dan dosya geliyor, yonuculara olacak borçlar, futbolcu maaşları, kaybolmaya yüz tutmuş idari disiplin, kaybolmaya yüz tutmuş profesyonel kadro disiplini, bunların hepsini toparlamak için 24 saat çalışmak gerekiyor.

Herkes çok büyük özveri ile çalışıyor.
Ondan sonra ben yoruldum, normal hayatıma geri döneyim. Yok öyle bir şey...


ÜNAL KARAMAN’A NASIL KARAR VERİLDİ? TAKVİYE YAPILACAK MI?

Trabzonspor’a hocalık yapacak insanın Trabzonspor felsefesini biliyor olması lazım. O takımın havasını solumuş olması lazım. O kulübe hizmet etmiş olması lazım. Bugün o kentin insanıyla bütünleşmeyen, Faroz’da sarı kurabiyeyle çay içmesini bilmeyen, kıymalısını, peynirlisi onlar lüks tarafına giriyor. O kentin havasını solumayan, Trabzonspor gerçeklerini bilmesi beklenemez.
Biz futbolu sadece endüstriyel oynayan takım değiliz. Futbol kenti orası. Bunu gören yabancı oyuncularımızda var. Pereira, Onazi bunlardan birisi.. Diğer futbolcularımızda onlardan birisi... Böyle bir kadro oluşturmaya çalışırken, bu gerçeklerden uzak, kariyeri çok başarılı olsa da bir teknik direktörü getirdiğinizde başarılı olma şansı çok zor.

Transfer yapma şansımız yok. Paran yok... Deniz bitmiş. O takıma hocalık yapacak insanın parayı, pulu, benzeri şeylerden uzak olması lazım... O an içinde bulunduğumuz ekonomik sıkıntıları idrak ederek bizimle birlikte omuz omuza savaşacak insana ihtiyacımız vardı. Bu da Ünal Karaman.. Aylık maaşı 150 bin lira.. Biz sadece Ersun Yanal’a tazminat olarak 12 milyon ödedik. Ünal Karaman’ın 1 senede alacağı paranın 10 katını... 10 sene çalışırsa o parayı alabilecek. Böyle bir insana ihtiyacımız vardı. Kendisini tanıdığım için 93-92’de yöneticiliğini yaptığım için böyle bir tercihte bulunduk. Bu Ahmet Ağaoğlu tercihi değil. Burada söylediğim her şey ben sadece yönetim kurulu üyesi arkadaşlarımı temsilen buradayım.
Bizim bugüne kadar aldığımız bütün kararlar oybirliği ile alındı...

TRANSFER YAPILACAK MI? TAKAS OLACAK MI?
Transfer transfer.. Dillere yapışmış, insanların hoşuna gidiyor. Bununla alakalı algı operasyonu yapıldı. Ortam oluşturuldu. Transfer yapmazsan Şampiyon olamazsın. Sirkülasyon.. Alıyorsun, arkadan başkasını alıyorsun. Alalım verelim, ekonomi canlansın. Aldık verdik Trabzonspor’un ekonomisini batırdık. Takviye var mı? Biz takviye kaparak değil indirime giderek azaltarak bu noktaya geldik. 35 milyon Euroluk bir kadro maliyetiyle aldığımızda son 1 haftada 11 milyon.. Takviye olacak mı? Olacak. 1461 ve U21’den 4 ile 6 arası oyuncuyu kadromuza katmayı planlıyoruz. Gidecek oyuncular olacak. Onla alakalı hem Futbol Şubesi hem de Asbaşkan, teknik heyet yarın toplantı yapacaklar. Orada alınacak kararları gidecek oyuncularla, gelecek oyuncularla alakalı olarak yönetim kuruluna rapor sunacak. Yönetimle görüşerek karar bağlanacak. Takas gündemde yok.. Yok öyle bir şey...

ONUR VE BURAK’A TEKLİF VAR MI?
Onur ve Burak ile alakalı olarak Beşiktaş maçından çıkmışız...  Karar verildi. Süresiz kadro dışı.. Bu yönetim kurulu kararı o karar uygulanıyor. Bitti... Bir gelişme var mı? Diye sordu.. Gönderilir mi? Satılır mı? 2 oyuncunun kulübe çektiği ihtar var. İkisinin birikmiş alacağı 4 milyon Euro.. 11 milyon Euroluk kadro maliyetinin yüzde 35’i.. Onun da tarihi 4 Ocak. O tarihe kadar ödenir. İsteyen kulüp varsa. İsteyen kulüp teklifi yapar. O teklif yönetim kurulunda görüşülür karara bağlanır. Trabzonspor şuanda, kurumsal yönetime sahip. Bu konuda ne başkanın tasarrufu olabilir, ne her hangi bir yönetim kurulunu tasarrufu olur. Bunların hepsi yönetim kurulunda görüşülüp karara bağlanacak olan şeyler. Eğer taliplileri varsa ki mesela, bunla alakalı gerçekten bir hali spekülasyon var. Ama bu biz göreve geldiğimizden beri söyleniyor. Bir tek Ağustos ayında transferin son gününde Beşiktaş’ın ciddi girişimi oldu. Yaptığı teklif vardı. Ekonomik olarak bizim beklentilerimizle örtüşmediği için kabul etmedik. Şuanda gelen bir teklif yok...

BEŞİKTAŞ MAÇINDA Kİ VAR SKANDALLARI
Size imkan sunulmuş. O imkan aslında hafta sonlarında maçlardan sonra, spor programlarında görüntüler üzerinden yapılan yorumları, maçın içerisinde taşıdı teknoloji. Buyurun burada yapın dedi. Onu başına da çok tecrübeli hakemler verildi. Bizim maçta da Vahid’in direkt ayağına yapılan kırmızı kart.. Hakem atladı diyelim. VAR hakemi niye atlıyor. Onlarda bilmiyorum.. O odanın da içine girmek lazım. Orası farklı bir dünya.. Rodallega’ya yapılan hareket en azından hakemin VAR’a çağrılması lazımdı. Size göre Penaltı olmayabilir ama Melih’e göre penaltı. Orada değişik görüşler vardı. Çoğu hakem yorumcusu Penaltı olarak değerlendirdi. Yine yediğimiz gol öncesinde aleyhimize verilen faul yine eski hakem hocaları ve yorumculara göre aleyhimize değil lehimize faul.. O maçta 2 puanımızı bıraktık. Maç 2 – 2 olarak sonuçlandı. Bunlara baktığımızda o zaman tabi kafalarda soru işareti beliriyor. Bu VAR, kime göre var kime göre yok. Tartışmaları ortadan kaldırsın diye bu paralar verildi. Parasını bizim verdiğimiz sistem.. Demek ki çok daha farklı yeteneklere sahip insanların bu pozisyonları izlemesi gerekiyor... Zaman tanımak gerekir tabi.. Zaten tanıyoruz.
Oradaki pozisyonların izlenmesi lazım, analiz edilmesi lazım. Puan kaybına dönüp baktığımızda 2 Antalya, 2 Ankaragücü, 2 Beşiktaş maçı.. 6 puan. Liderin 2 puan arkasındaydım. Aynı şey diğer takımlar için de söz konusu. Aynı serzenişler var. İnşallah ileri dönük olarak 6 ay, 1 sene sonra 2 sene sonra sistem tamamen oturur ve gerektiği gibi kullanılmaya başlar ve bu tartışmalar yapılmaz.

FENERBAHÇE MAÇINDA ALİ KOÇ İLE BERABER MAÇ İZLEMESİ..

Ali Koç geldi, insanlar şunu söylüyor. “Gelme cesaretini gösterdi” pardon da nereye geldi? Bu ülkede ki bir kente geldi. Bu soruyu kasıtlı olarak gelmeyenlere sormak lazım. Ben 1 – 2 maçı Kadıköy’de seyrettim. Benim gitmediğim stat yok ki.. Kulüp yöneticilerinin çok dikkatli olmaları lazım. Bir deplasmanda tek bir sataşma yok bana.. Bizim hemen Beşiktaş maçında bizim önümüzdeki sırada, onlar kombine alan taraftarlar... Maç içerisinde kalkıyorlar, bağırıyorlar, hakeme oraya, arada bizim futbolculara, arada kendi futbolcularına giydiriyorlar. Tam gaz maç izliyorlar. Maç bitti, ben ayağa kalktım, o sırada ki Beşiktaş taraftarlarının hemen hemen hepsi arkaya döndü bana teker teker elimi sıktılar kutladılar...
Ben bunun için ekstra bir gayret mi sarf ediyorum? Yok.. Geldiğimizde bizim söylediğimiz bir şey vardı. Kimseyle görülecek hesabımız yok. Kendi işimize bakıyoruz. Lütfen herkes kendi işine baksın. İşler kötüye gitmeye başladığı zaman, bu bir Yunan politikasıdır.. Yunanistan’da ekonomik tepe taklak gidiyor. Dönüyorsun Türkler hava sahasını ihlal etti...
İçerde yönetim olarak, sportif olarak işler ters gittiği zaman dal karşında ki kulübe.. Trabzon’da niye seyredilmiyor. Bu maç niye yarıda kalmadı? Niye oynandı? Futbolculara da telkinimiz vardı. Seyirciyi tahrik edecek şeylerde bulunmayın. Bu işin aktörleri vardı. Aktörler ortadan kalkınca, Fenerbahçe kulübü başkanı geliyor, kentteki otelde kalıyor. Gidiyor kentte öğlen yemeği yiyor. Tabiki bir takım şeyler olacak. Onu da Fenerbahçe başkanı olgunlukla karşılıyor. Biride benim yanımda oluyor. Oma çın sahada oynayıp bitmesini istemeyen insanlar vardı?
Bu takımın taraftarları güzel insanlar.. Galatasaray’a gideceğiz aynısı, Fenerbahçe maçı için geleceğiz. Siz sportif etik ve ahlakına uygun davranırsanız, sportif özelliği ön plana çıkarırsanız, kavgadan, dövüşten uzak durup kendi savaşını verirseniz, kimse size bulaşmaz...


ESTEBAN’IN GİDİŞİ... “ABİNİN MORALİ BOZUK”
92-93’de ben Trabzonspor’da iyi ki yöneticilik yaptım.  Trabzonspor gerçeğini çok daha iyi algılama sürecimdi. Belki de staj süreciydi.. 90’lı yıllarda takımın yüzde 80”i 90’ı yerli oyunculardan oluşuyordu.
Dönüş baktığınızda Esteban gitti, 11 ayrı milletten oluşan takımımız var. An itibariyle 10 ayrı milletten oluşan takım söz konusu. Yabancı futbolcuların yaklaşık olarak yüzde 60’ını 70’ini oluşturduğunu görüyoruz. Bunların hepsi farklı kültürden..
Bir gemi düşünün ki, o geminin içerisinde 17 – 18 kişi var, bunlar 11 ayrı milletten. Rota çizilmiş, o limana gidilecek...
Eğer o gemiye layıkıyla kaptanlık yapmazsanız, kaptanın boğazını keser denize atarlar. O dengeyi çok iyi kurmak lazım. 2000’in başında geldiğimizde yine durum aynıydı. 0 gelir, 6 aydır ödenmemiş futbolcu alacakları...
Durum aynı.. Ama yerli futbolcuların sayısı aşağı yukarı yüzde 80’di.. Bunun içinde Hami, Gökdeniz, Osman, Erman’ı vardı... Onlara o ödemeleri yapamadığımız zaman Trabzonspor’a olan aidiyet duygusu ile mücadele eden oyuncular oldukları için o ekonomik tabloyu olgunlukla karşıladılar. 8 ay para ödemediğimiz futbolcular vardı. Bir yerden bağış geldi, Gökdeniz, “Başkanım biz idare ederiz şu arkadaşların durumu iyi değil biz bir süre daha idare ederiz”
Esteban.. Abinin Morali bozuk. Oynayamıyor. Adam olda oyna. İkinci kaleciydin. Niye Uğurcan’a kaptırdın. Moral bozuk.. Oynayamıyor. İhtarın bitiş süresi 24 aralık. Dün valizi topluyor gidiyor... Bu yapının içinden takım için mücadele eden takım sorumluluğunu idrak edemeyen futbolcularla doğal olarak yollarınızı ayırmak zorunda kalıyorsunuz.

YABANCI OYNCULARDA AİDİYET DUYGUSU
Sosa, Abdulkadir, Pereira bunların hepsi Konya maçında büyük özveriyle oynadı. Onlar artık yabancı değil onlar Trabzonsporlu.. Bunu sağlamak kolay değil. Bunu  sağlamak için kimse kusura bakmasın ama bir taraftan Trabzonspor gerçeklerini çok iyi bilmek lazım. Bugün geldiğimiz noktada Endüstriyel futbolun gerçeklerini bilmek lazım. Unun en güzel örneği Sosa.. Bir geçen senekine, bir de bu senekine bakalım. Bunun çok iyi analiz edilmesi lazım. Bana göre bu teknik heyet ve yönetim başarısıdır...

GS STORE YAPILAN DURUM..

Konu adli konu ama bizim taraftarımızın yaptığı olay.. Hiç bir şekilde tasvip etmediğimiz görmek istemediğimiz konu. Bize yapıldığı takdirde ne kadar rahatsız olacaksık, aynı şekilde rahatsız olduğumuz konu. Hem ben Galatasaray kulübü başkanını arayaraktan olaydan duyduğum üzüntüyü dile getirdim. Kulüp resmi sitesinden de Genel Sekreteri Ömer Sağıroğlu olayı kınadığını ve Galatasaray camiasından özür dilediğini ifade ettiler.
Sadece futbola sadece spora odaklanmamız gereken, sporun güzelliklerini yaşamamız gerekirken bu tür hadiselerin olması gerçekten üzüyor. En başta beni üzüyor. Burada tamam bir takım tahrikler olmuş olabilir ama hiç bir neden böyle bir olayı haklı gösteremez. Olmaması gereken bir şeydi. Olduğu içni camia olarak üzüldük. Şunu da ifade edeyim. O olay sonrası galibe televizyonda görevli bir hanımefendinin kendi sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı yakıştırmalar, ona da maalesef diyoruz ve kendi ayıbıyla baş başa bırakıyoruz.
Bizim görüşmediğimiz, konuşmadığımız, iyi ilişkiler içinde olmadığımız kulüp yok. Ligin kalitesi, marka değeri ancak bu şekilde artar. Bu şekilde yükselir. Geçmiş dönemlerde olduğu gibi kavgalı gürültülü onlu bulmam...
97 ülke bizi seyrediyor, futbol dışı görüntüleri verdiğimizde kimse sana sponsor olur.. Hangi kendini bilen, değerli marka, dünya markası gelip Türk futboluna sponsor olur. Adam adını mı batırsın?

TARAFTAR GRUPLARI BİRLEŞECEK Mİ?
Taraftar gruplarının birleşmesini her halde inşallah ben görürüm. O bizim yapımızdan kaynaklanan bir şey.. Oflu ile Sürmene arasında çekişme, Sürmene ile Çaykara arasında rekabet.. Taraftar grupları da bir birleriyle rekabet halindeler Birleşseler, hepsi aynı enerjiyi gösterse emin ol her şey farklı olacak. Ama olmuyor. Başkanlık süreci içinde görebilir miyiz? 3 yılda inşallah görürüm. Neticede hepsi Trabzonspor taraftarı.. Son 2 maçtır özellikle, tekrar tekrar rica ediyorum. Küfür.. Bu kadar güzel marşlarımız var, türkülerimiz var. Sokakta yürürken söylüyorum bu marşları türküleri.. Damarımda ki kan kaynamaya başlıyor. Bütün enerjimizi takımımız desteklemek için varken, çirkin kötü tezahürat iki maçtır neredeyse bütün alt tribünlerimiz kapama cezası aldı. Kendin deşarj olacaksın diye rakip takımı küfür ettiğin zaman kendi takımına inanılmaz ölçüde zarar veriyorsun. Bir maddi. İki taraftar desteği.. Niye taraftardan yoksun olacağız. Bu olmuyor yakışmıyor...

FEDERASYON İÇİN KULÜPLER BİRLİĞİNİN METNİ
Bize okunan metin vardı. 2 madde üzerinde yoğunlaşılıyordu. Ama bir metin gelecekti. O metin okunacaktı, ilave ve ya çıkmasını istediğimiz paragraflar olacaktı. 12’ye kadar bekledik, hiç metin gelmeden bildiri yayınlandı. Bildirinin altında Federasyona yönelik aba altında sopa gösterme vardı... Bende açık şekilde söyledim. Bu Trabzonspor üslüğü değil. Bende bildiriyi kabul etmedim. Federasyon eleştirirsiniz, beğenmezsiniz, ama o federasyon kulüpler birliğinin görev başına getirdiği federasyon.. Görev getiririm arkadan istediğim gibi yönlendiririm derseniz aynı geminin üzerindeyiz gemi su alır hedefe gidemezsiniz...

Biz giderlerimizi mümkün olduğu kadar kıstık. Trabzonspor’un kadro yapısı 15 – 16 ile sınırlı kalacak. Futbolu satışından para kazanan. Elimizde projeler var. Onları uygulamaya koyarak kısa vadeli borçların tamamını kapatmak düşüncesindeyiz. UEFA’ya da haziran ayı itibariyle temiz dosya vermek niyetindeyiz. Bu politika Trabzonspor’u 6 senedir bırakın şampiyonluğu Avrupa Kupaları yüzü dahi göstermedi. Demek ki yanlışmış... Trabzonspor futbolcu madeni üzerinde oturuyor. Onu hre zaman söyledim.