Trabzonspor Kulübü Başkanı Ahmet Ağaoğlu canlı yayına çıktı.

TRT Spor’da Erdoğan Arıkan'ın sunduğu Spor Stüdyosu programına katlana Ağaoğlu gündeme dair açıklamalarda bulundu.

Ağaoğlu'nun açıklamalarından satırbaşları;

Derbideki sıkıntı, yaşananlar, bizim de yaşadığımız bana göre denizci tabiriyle 2 – 3 defindeki fırtına. Derbide yaşanan 6 – 7 kuvvetindeydi.  Dalgaların sadece tepesi çatlar. 
Bir kere tabi görüntü olarak baktığımız zaman bize yakışmayan, kulübümüze yakışmayan, Burak’a yakıştıramadığım durup durduk yerde sebepsiz yere gündem yaratan bir krize dönüşen olay. Ama dün yönetim olarak almış olduğumuz kararı eleştirenler, hafif bulanlar ağır bulanlar var. Onlara şunu söylemek istiyorum: Trabzonspor gibi büyük kulübün başına geldiğiniz zaman, burada artık kişilerin doğruları ikinci planda kalır. Kulübün doğrusu ve menfaati her zaman ön plandadır. Düşünceniz ne olursa olsun, bakış açınız ne olursa olsun kulübün doğrularını yapmak zorundasınız. Bu doğru sizin doğrunuzla çelişse dahi... 
Yönetimde genelde bir birleştik. Oy birliği ile alınan bir karar. İşin doğrusunu söyleyeyim, biz böyle düşünüyoruz siz ne düşünüyorsanız arkanızdayız. Bende onların almış oldukları karar paralelinde karar aldım. Menajeri aracılığı ile görüştüm Burak ile... Burak’ın da söylediği, “Ben çok üzgünüm, olmaması gereken, yapılmaması gereken şeydi. O enerji ve siniriyle tepki gösterdim. Çok üzgünüm. Başkanın vereceği her türlü karara saygılıyım” 

Aslında ön plana çıkması gereken veya ekranlara kamuoyuna yansıması gereken şeyler bunlar. Duyarlılık bir birimize karşı gösterilen duyarlılık değil. Bu duyarlılık kulübe ve menfaatlerine karşı gösterilen duyarlılıktır. Böyle bir karar aldık.

 Çıtanın kendiliğinden yükselmesinin sebepleri var. Biz geldiğimizin birinci veya ikinci haftasında 8 oyuncumuzla, daha sonra 2 oyuncumuzla geciken alacaklarla alakalı ihtar çektiler.. Kulüp içi disiplini tamamen yok oldu. Oyuncular yönetime ve yöneticilere olan güveninin ortadan kalktığı.. Mesela bana hitaben söylenen: “Ben size niye güveneyim?” Güven ortadan kalkmış, yönetime karşı güven yok. Bir söz veriyorsunuz, vermiş olduğunuz söze sizin yaptığınız icraata bakıyor. 
Kaale alınmıyor. Bu sıkıntılı durum. Güvenin ortadan kalktığı ve hatta o 1 hafta içinde ödemelerimiz yapılmazsa biz sahaya çıkmayacağız diyen bir profesyonel futbol takımıyla karşı karşıyaydık. Bugün o takımla devam ediyoruz. Değişiklik yok. Sadece defansın göbeğinde iki oyuncu değiştirdik. Bugün geldiğimiz bu noktada bu sözleri sarf eden oyuncuların kulüplerine karşı güvenleri yeniden oluştu. Oynayan oyuncular aynı oyuncular.
Kasımpaşa’dan 5 yiyen. Alanya’dan 4 yiyen, Akhisar’dan 6 yiyen o oyuncular. O oyuncularla devam ediyoruz. O neticelerin kanıksandığı bir yerde puan kaybı, maç kaybı değil tahammülü olmayan bakış açısıyla karşı karşıyayız. Bu bakış açısı Trabzon’dan yükseldiği için son derece doğaldır. Trabzon insanı için tek hedef vardır, Şampiyonluk... Biz geldiğimizde şampiyonluk sözü vermedik. Yarışın içinde olacağız dedik. 
Diğerleri düştü. Ama Anadolu anlamında baktığımızda bazı şeyler doğru mu gitmeye başladı. Bir şey vardı. Bir şey çekildi.. Suyun birikmesini sağlayan, o suyun bu tarafa geçilmesini engelleyen bir şey çekildi. Niye herkes bu sene yenebiliyordu, geçen sene yenemiyordu. Takımlar aynı takımlar. Ne oldu? Değişen ne oldu? Değişeni herkes biliyor. Geldiğimden beri yaptığım politika o.. Bana makamın bana yüklediği sorumluluk var. VAR sistemi değil. Başka etkenler var ama bir şeyler var. Artık her takım her takımı yenebiliyor. Çok şey ölçülerde takımların önünü kesiliyordu. Takımlar kapı arkası, perde arkası sıkıntılarla bu sene çok az karşılaşıyor. 
Futbol Türkiye’de FAİR oynanmaya başladı. 

Bireysel olarak bu ülkenin futbolun önünde sıkıntı yaratan bireyler vardı. O bireylerin etkileri minimuma indi.
Federasyonda, MHK veya futbolu yöneten etkili organlar.. Birisi size sürekli baskı yaparsa, şunu şöyle yap bunu böyle yap, o baskının dozunu arttırırsa, çeşitli kanallardan bu baskılar devam ederse sizin normal karar almanız, işinizi doğru yapmanız mümkün olabilir mi? Ben yapamam. Futbolun üzerinde baskı vardı, bu sene baskı yok.. Onun için biraz daha herkes daha iyi gidiyor, olması gerektiği şekilde hareket ediyor. Bu da Anadolu takımlarının önünü ciddi şekilde açtı...

Gelirler belli, ek gelirler veya ek kaynaklar sistem içine girecek var.. Önümüzdeki süreç içinde kulübe ciddi ekonomik katkı sağlayacak 2 projemiz var. Gelirler değil de burada sorun giderler. Şunu söyleyeyim. Trabzonspor’un kasasına 1 girerken 3 borçlanmışız. 1 girmiş 4 borçlanmışız. Sorun burada giderler. Benfica Kulübü futboldan 90 milyon Euro gelir elde etmiş. Trabzonspor Futbol Kulübü de futbolda şuan ki borcumuzu 1 milyar 100 milyon para batırmış. İkimizde aynı işi yapıyoruz. 
1’e alınacak oyuncuyu 4’e alırsan... Bizim dışımızda yürüyen sistemin çarkına çomağı soktuk. Benim gelirim 1 ise benim karşılayacağım maliyet belli. Yok efendim.. Hayır.. Geçen sene 3,5 milyon Euroluk 2 stoperi gönderdik. Yerlerine 1 milyon 50 ikisinin maliyeti.. Çok mu daha zayıflar onlardan. Yediğimiz gollere, aldığımız neticelere bakarsak onlardan daha başarılı... 
Bizim söylemek istediğimiz şeyler bunlardı. Bu takım her zaman yarışın içinde olacak. Bu takımın sürdürülebilir başarıyı yakalaması için eski günlerine dönebilmesi için 3 – 4 seneye ihtiyaç var dedik. 
Sabır isteyemezsiniz Trabzon’da. O kelime Samsun’un doğusunda hiç bir anlam ifade etmiyor. 
Fenerbahçe, Beşiktaş, Galatasarya bu sıkıntıları yaşamaya başlayınca şu maçı alsaydık. Evet keşke alsaydık. Hepsinden fazla sıkıntı çeken benim. Hem taraftarın, hem de o taraftar adına bu kulübü yönetiyorum.. En ağır yüklerden birisi, en büyük sıkıntılardan birisi.

Ligin devre arasına kadar hiç bir şekilde hiç bir şey değişme şansınız yok. Devre arasında elimizin el verdiği ölücüde takviyeler yaparak yolumuza devam edecek. 7 ay içinde ödediğimiz par 250 milyon Lira. Gelir sıfır... 
bunun 120’si banka kredisi, gerisi futbolcu satışı ve diğer gelirler. 6’ya 40 oranda denge sağladık. Borçlanmayı 20’lere 10’lara çekip 80 85 oranında içeri kaynak aktarılması lazım. 
Kongre sürecine girince kazanlar kaynamaya başlar. Kimse merak etmesin. Yaş 60’a geldi. Kazanların ne zaman ne şekilde kimler tarafından kaynatıldığını, hepsiin çok iyi biliyorum. Onun için boşu boşuna o kazanları kaynatmasınlar.

1461 Trabzon’dan önümüzdeki sene oradan 4 – 5 futbolcu A takıma gelir. 3 – 4 futbolcu satılır para kazanılır. 
Barcelona’da Messi nereden geldi? Barcelona’nın alt yapısından 7 oyuncu oynuyor. Bir oyuncu ekliyorlar ve ekledikleri oyuncunun 2 – 3 sene sonra değeri 100 milyon Eurolara çıkıyor. Futbolcu alırıyla para kaybeden değil, futbolcu kazanarak zirve yarışında olan Trabzonspor olmak zorunda... 
Değeri ödendiği takdirde herkesin transferine izin veririz. Başkanı, malzemeciside... 
Bir futbolcunun bedelini piyasa belirler. Premier Ligde 60 milyon Euroysa, Türkiye’den gidişi 10 15 milyon Eurodur. Kimse vezir sandalyesinde rüya görmesin.  Var görüştüğümüz kulüpler... Geliyorlar... Premier Ligden kulüp bazında gelmedi, menajerler vasıtasıyla geldi. Biz onlarla hiç bir şekilde oturup konuşmayacağımızı söyledik. Şu kulüp istiyor, gelsin abi kulüp temsilcisi. Kulüpten teklif getiren menajer oldu. Kulübün temsilcisi ve resmi teklifle.. Real Sociedad’dan, Hannover’den, Benfica’dan geldi... Kulüp resmi teklifi.. İkisi içinde. Abdulkadir için Portekiz’den, Yusuf için de İspanya ve Almanya’dan geldi.