Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, 7. Karayolu Trafik Güvenliği Sempozyumu ve Sergisi'ne katıldı. Sempozyumda konuşan İçişleri Bakanı Soylu, herkesin ailesinden veya akrabalarından bir kişinin trafik kazası ile mutlaka karşı karşıya kaldığını belirterek, "O alo sesi en acı seslerden birisidir. 4 akrabamı trafik kazası yüzünden toprağa verdiğimiz o dakika inanınız ki şu kulaklarımdan 4 mezarın aynı anda topraklarla dolduruluyor olması ne kulaklarımdan, ne zihnimden ne de hayatımdan gitmektedir. Bu kadar acı bir ses duymadım. Toprağın küreklerle beraber 4 mezarın aynı anda dolduğu sesi hayatımda duyduğumu hatırlamıyorum. Hep bu ihmaller, hep bu dikkatsizlikler, hep bu kendimize olan güven ve maalesef aslında eğitimimizle hayatımızı birleştirememizden kaynaklanan anlayıştan dolayı bunları hep yaşıyoruz" dedi.

"Trafik, tıpkı bir terör örgütü gibi insanlarımızın hayatına mal olmaktadır"

Türkiye'nin yaklaşık 35 yıldır Güneydoğu'da bir terör örgütü ile mücadele halinde olduğunu ve bununla beraber ülkemizin bir başka terör örgütü ile de mücadele ettiğine dikkat çeken Soylu, "Trafik, tıpkı bir terör örgütü gibi insanlarımızın hayatına mal olmaktadır. Her şey kampanya yapmakla bitmiyor. Bu işin iki ayağı var. Birincisi teknik altyapı, ikincisi de insandır. Cuma, Cumartesi ve Pazar günleri belki dikkatli olsak, karşı karşıya kaldığımız kazaların sadece Cuma, Cumartesi ve Pazar dikkati ile yüzde 30 aşağı çekebilme fırsatı ile karşı karşıya kalabiliriz" ifadelerini kullandı.



"Biz güçlü ve zengin olmaz zorundayız"

Türkiye'nin stratejik üstünlüklerinin olduğuna dikkat çeken Soylu, "Tarihin ve medeniyetin bize bırakmış olduğu en önemli üstünlük İpek Yolu'dur. Biz modern İpek Yolu'nu yeniden inşa ediyoruz. Bugün batının içinde bulunduğu ve bugün her haliyle yaşadığımız, bir gün terörü lanetleyen ertesi gün teröristler ile beraber olan ve onu kollayan anlayış tam anlamıyla bir anlam ve mana bozukluğudur. Biz güçlü ve zengin olmaz zorundayız. Arabamızı yenilemek veya evimizin konforunu arttırmak için değil. Dünyada yaşanan bu haksızlıkların şu medeniyetimiz ortaya koyacağı anlayış ile birlikte oradan kaldırılması, azaltılması ve dünyaya söylenecek sözümüz olduğu için. Biz öyle bir medeniyetiz ki dünyaya söylenecek sözümüz var" diye konuştu.

"Okula gelip çocuklarımızı zehirlemek isteyenleri yok etmek bizim boynumuzun borcudur"

"İçişleri Bakanlığındaki şu 2.5 aylık dönemde gördüğüm 4 temel meselemiz var. Bunlar asayiş, uyuşturucu ile mücadele, trafik ve terör" diyerek sözlerini sürdüren Soylu, "Bunların her birisinin kendi adına çok ciddi bir süreci ve sonucu var. Okulun etrafındaki okula gelip çocuklarımızı zehirlemek isteyenlere, teröristler ile hangi mücadeleyi yapıyor ve hangi müdahaleyi yapıyorsak, onları da yok etmek bizim boynumuzun borcudur. Bu konuda da hiç merhametimizin olmayacağını, acımasız olacağımızı söylemek istiyorum" açıklamasında bulundu.



"Artan araç sayısını ve trafik miktarını düşündüğümüz zaman iki katından fazla ölüm oranını azaltmış durumdayız"

Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Arslan ise, trafiğin bir canavar veya terör olmadığını söyledi. Trafiğin insan hayatını kolaylaştıran bir sistem olduğuna vurgu yapan Arslan, "Biz trafik kurallarının gereğini yerini getirirsek hayatımız bugün olduğundan daha fazla kolaylaşır. Günde neredeyse 20 insanımız hayatını kaybediyor. Son 14 yılda araç sayısı iki kat artmış. Yolları erişebilir hale getirdiğimizde kilometre başına yolculuk miktarı da ayrıca iki kat artmış. 6 bin kilometrelik bölünmüş yolu bugün 25 bin kilometreye getirerek ve diğer duble olmayan yollarımızın da standartlarını yükselterek biz Türkiye'de ortalama hızı 40 kilometreden 80 kilometreye getirmiş durumdayız. Ölümlü kaza sayısı yüzde 17 azaldı ancak artan araç sayısını ve trafik miktarını düşündüğümüz zaman iki katından fazla biz ölüm oranını azaltmış durumdayız. Bu bir başarıdır ancak yeterli değildir. Trafik güvenliğini oluşturmamız ve arttırmamız lazım. Trafiğin içindeki insanımızın kazalardaki hata oranı yüzde 90'larda, geriye kalan yüzde 10'u bizim hatalarımızdan kaynaklanıyor. Biz yolların kazalardaki oranlarını binde birler mertebesine düşürdük. Yaklaşık 2 bin 500 tane kaza kara noktalarını düzenledik ve kazaları engellemeye çalıştık. İstediğiniz kadar iyileştirin, istediğiniz kadar standartları yükseltin, ne yazık ki insanın olduğu yerde hata olabiliyor, kaza olabiliyor. Akıllı ulaşım sistemlerini devreye sokarak, 20 bin kilometre yol kenarı bariyer yaparak insanlar kaza yapsa dahi kazadan etkilenmesin diye sistemleri geliştiriyoruz" dedi.



"Yol kenarı denetim istasyonu sayısını 77'den önümüzdeki ay itibariyle 96'ya çıkartıyoruz"

Türkiye'nin yılda ortalama 50 kilometre tünel yapar hale geldiğinin altını çizen Arslan, şöyle devam etti: 

"Ülkemizde 80 yılda yapılan tünel miktarı 80 kilometre, biz şimdi yılda ortalama 50 kilometre tünel yapıyoruz. 80 yılda 80 kilometre tünel yapıyorken, biz bugün Avrupa'nın en büyüğü, dünyanın ikinci uzunluğa sahip olan çift tüplü Ovit Tüneli'nin geçen hafta ışığını gördük ve önümüzdeki yıl hizmete sokmuş olacağız. 'Sadece büyük proje yapıyorsunuz, başka bir şey yapmıyorsunuz' diyorlar. Dünya çapında yapmış olduğumuz büyük projeler gündeme geliyor ama ülkemizin 81 ilinde nerede ihtiyaç varsa orada tüneller, köprüler yapıyor, yaşam kalitesini yükseltiyoruz. Yol güvenliğinin arttırılabilmesi adına özellikle yol kenarı denetim istasyonu sayısını 77'den önümüzdeki ay itibariyle 96'ya çıkartıyoruz. Kural dışı yükleme yapan, kural dışı işlem yapan araçların trafiğe çıkmasını engellemek ve hatalı seyir eden araçların trafikte olmasını engellemek için yol kenarı denetim istasyonunu önemsiyoruz. Zaman zaman şikayet ediliyoruz. 'Deli Dumrul gibisiniz, yolun kenarına bir denetim istasyonu kurmuşsunuz, geleni gideni ölçüyorsunuz' diyorlar. Böyle yapmak zorundayız. Bunu yapmazsak masum insanların hayatlarını tehlikeye atmış oluruz. Sadece bölünmüş yollarla elde ettiğimiz zaman tasarrufu, yakıt tasarrufu 16.5 milyar liradır. Biz neredeyse her gün kara yollarına harcadığımız para kadar yaptığımız yollar ile tasarruf etmiş bulunuyoruz. Sera gazı salımı, karbondioksit emisyonunun azaltılması konusu çok önemsediğimiz bir konu. Bu konuda da 3.26 milyon tonluk emisyon salımı azaltılması sağlamışız. Çevremiz ve geleceğimiz için çok önemlidir."