Haber duyulduğundan bu yana.

Daha doğrusu Başakşehir’in başkanı Göksel Gümüşdağ’ın  12 Mart’ta takımının Kopenhagen maçına süper lig takımlarının başkanlarını davet etmesi, başkanların da davete evet demesinden sonra;

Çok telefon aldım

Çok mesaj geldi

Trabzonspor Başkanı bu maça gitmemeli diye.

Ben taraftarın sesiyim..

Aynı zamanda da taraftar gibi düşünüyorum.

Balık hafızalı değiliz.

2011 sezonun en açık(!) ve karanlık(!) adamıdır Göksel Gümüşdağ.. 

Şikenin en kilit adamı.

Trabzonspor’un hakkı yenildiğinde, yiyenlerin cephesinde yer almıştır.

Bütün delillerin karartılması için elinden geleni yapmıştır.

Tapeler ortada.

Kiminle ne konuştuğu da.

O nedenle başkan Ağaoğlu, taraftarın da genel talebi doğrultusunda o maça gitmemelidir. 

Gitmemelidir ki, bu adam, kararlılığımızı bilsin.. Görsün.

Evet başkanım.

O maça gitme..

Şike sezonunu ancak böyle demokratik tepkiler ile unutturmayız..

Unutturmamalıyız..

Gitmesen hiçbir şey kaybetmez, aksine kazanmış olursun…

Trabzon’da Babacan mı, Davutoğlu mu..?

Partisini kuran Ahmet Davutoğlu, Trabzon teşkilatını kurmakla ilgili sahaya indi..

İlginç isimlerin kapısı çalındı.

Kendilerinden izin alamadığım için adlarını yazmıyorum.

Daha düşünce aşamasında dediler.

Üç kişi biliyorum.

Biri sosyal demokrat.

Davutoğlu ile yakından çalışan bir danışmanının sınıf arkadaşı.

Görünürde o ki, Davutoğlu, Ali Babacan’dan daha erken Trabzon teşkilatını kuracak.

Ali Babacan’a gelince.

İlginçtir gençlerle ilk temasını kurdu.

Hem de Trabzon’da

Daha çok  Ak Parti’nin kuruluşuna rol alanlarla Trabzon’u şekillendirecek gibi.

Peki, gelelim o merak edilen sorunun cevabına.

Her ikisi de Trabzon’da ne yapar…

Etkili ve tanınabilirliliği olan bir il başkanı ve yönetimi oluşturamazlar.

Yeni yüzler hem avantaj hem de dezavantaj

Trabzon sokaklarında Ak Parti’ye hala güven var..

ZAYTUNG

Mültecilerin üstündeki değerli eşyaları ve paraları alıp geri gönderen Yunanistan, yılın ilk çeyreğindeki büyüme hedefini pozitif yönde güncelledi...