Her sezon sonu gibi gidenler olacak, gitmesini istediklerimiz gibi gitmesini istemediklerimiz ve takımın üzerine çıkan sporcuların perde arkasında yönetimin doğrultusunda gönderdikleri de mecburen olacaktır.

Göründüğü üzere yönetim kurulunun ne yazık ki acemi tavırları, ileriye dönelik yatırımları ve bunun doğrultusunda zincirleme doğan hatalar her yıl da olduğu gibi bu sezonda da bütün çıplaklığı ile gözler önüne sürülmüştür. 

Trabzonspor Yönetim Kurulu'ndaki tecrübesizlik belirtisi giden ve gelen sporcuların hangi düzen ve anlayış dogrultusunda bütün saflığı ile taraftarların önüne sunulmaması başlı başına bir güven duvarını yıkmıştır.

Demek oluyor ki; yönetim bazında bir Hayrettin Hacısalihoğlu, bir Haluk Şahin'in yönetimde tecrübeli idarecilerinin olmamayışı kaosların iyi yonetilmemesi ve başlamasına sebep olmuştur.

Giden sporcular,yerine alınan sporcular hangi anlayış ve sistem doğrultusunda gönderilmiş ve alınmış bunlar kamuoyuna büyük bir titizlikle anlatılması gereklidir.

Bu kulüp taraftarıyla ayakta duran,üyeleri dogrultusun da görev verilip seçilenlerle yoluna devam eden bir kulüptür.

Bu anlayış ile gelip seçildikten sonra "ben dürtüsü" ile yönetilen bir anlayışın sonunda gelinen noktada her zaman kulübümüz çilesini çekmiştir.

Gelinen bu süreçte yıllarca söylememize, anlatmamıza rağmen hep aynı süreçleri yaşamak beni derinden uzuyor.

Bu filmin sonu,seyrettiğimiz diğer flimler gibi aynı "Kahramanlar "değişiyor ama ne yazık ki senaryo hep aynı..!!!

Herkes bakıyorum da Efsanelere de artik kızmaya başlıyorlar, Bir efsane olarak anlıyorum insanların beklentisini isteklerini ve arzularını...

Şunu iyi bilin seçim zamanın da dinleyenler, seçimi kazandıktan sonra almış olduğu güçün etkisinde kalıyorlar, biz hep halkımızın, taraftarımızın içinde olduk. Başarımızın belki de en büyük sırrı bundan geçiyordu ve hep onu benimsedik.

Son sözüm;

"Benim değil, benimseyen" olun...