Dün akşam ki maç tam bir yarım Trabzonspor maçı mıydı yoksa Trabzonspor kendi kendi ile mi oynadı?
Böylesine bir karşılaşma.

Gol atan Uğur bile sevinemediği gibi arkadaşların tebriğini bile kabul etmedi
Bu anlayış biçimi doğru mudur yanlış mıdır?

Sizler ne düşünürsünüz bilemem..


Benim fikrimi sorarsanız bir oyuncu asli görevini anlamı ile yerine getiriyorsa etiktir bende saygı duydum havalara zıplamamasını.

Maça gelince ilk yarı bordo mavililer Tolunay hocanın oyunu kendi alanında kabul edip rakibine boş alanlar bırakarak kontra atak gibi basit bir oyun anlayışını Ersun Yanal’a yutturdu.
Ersun Hoca madem sen gelmiyorsun bizde misafirperverlik vardır deyip tüm hatları ile Akhisar takımının üzerine gitti.

Deyim yerindeyse Onur hariç her oyuncu gol atmaya gitmeye başlayınca Akhisar’ın işi kolaylaştı. Faul de olsa golü buldu. Bir de Onur’un kurtardığı pozisyon var ki maçın kırılma anı idi..
Bundan önceki karşılaşmalarda Ersun Yanal’ın oyuna müdahalelerini hep eleştirmişimdir ancak bu kez geç kalmadı.


Devre arası her babayiğitin yapamayacağı bir değişim ile oyuna damgasını vurdu.

Hem de ne damga.

Maçın ilk diliminde asisti mücadelesi ile koşusu ile her alana basmadık yer bırakmayan Yusuf Yazıcı’yı oyundan aldı.
Halı sahada bile böylesine egoist oynatılmayacak Castillo’ya göz yumdu sabretti.

Bir hoca gol için riske girmelidir bu realitedir.


Ancak böyle bir değişiklikte olmaz ki kardeşim.

NDoye’nin attığı goller enfesti, bilhassa ilk gol jeneriklikti..

Kısacası dün akşamki Trabzonspor eğrisi doğrusu ile taraftarlarının yüzünü güldürdü.

Ve de Galatasaray maçına davetiye çıkarmış oldu lütfen tribünleri doldurun.