Yok anam yok.

Trabzonspor yanar döner olmuş.


Ne zaman lastik patlatacağı.


Ne zaman patlak lastiğe hava vuracağı.


Patlak lastikle yol olacağı.


Aldığı bu yolda son durağa varacağı inanın belli değil.


Saman alevi gibi.


Eğer o alevle kalsaydı insanoğlu buhar makinelerini de bulamazdı.

Trabzonspor’un Gençlerbirliği maçındaki farklı galibiyetinden sonra bile Kayseri maçı için “Garanti” dememiştik.

Diyemiyoruz.


Aha şimdi gideceğimiz deplasmanda ne yapacağımızı kestiren var mı?


Bir bakmışsınız şahlandık. Ya da matlandık. Geldik A.Aker’e aslana kanatlandık.


Olur mu olur.


İstikrarı olmayan bir takımızı artık.


Tıpkı taraftarı gibi.


Bir avuç temiz futbol isteyen insanların inancı olsa tribünde sahada kulübede çok şey değişecek.


Kimse Trabzonspor’un galibiyetlerinden memnun değil, oyun ürkütüyor.


Beraberliklerinden hiç değil, hüsrana uğruyor.


Mağlubiyetlerinde illaki doğal olarak yürek sızlıyor çünkü yakıştırmıyor.


Eğer bir takımda ruh ve oyun mantığında sakatlık varsa direkler de hakem hataları da seni frenlemez.


Niye galip geldiğimizde öz güven duygusuna kapılıyoruz.


Çünkü, takımın ruhalitesi böyle bir mesaj veriyor.


Bir takım yenilse bile bu bir kazadır diyerek kabullenilebilir.

Trabzonspor’da böyle kazalara bile bile lades dendiği için insanın yüreği sızlıyor.


Şenol Güneş, takımı motive etmede elbette usta ama ustanın bu sezon enerjisi bitmiş.


Benim diyeceğim bu…