Trabzonspor dün akşam AEK karşısında kazanmak için futbol adına her tülü varyasyonları denedi ve farklı kazanırken kendi adının yanı sıra ülke adına da önemli puan kazandırdı. Kazanıp kazandırmaya da devam edeceğine benziyor. 

Bir önceki yazımda değinmiştim. Forvette Sörloth, Ekuban, Abdülkadir Ömür ve Nwakaeme’yi durdurabilecek kolay kolay takım çıkmaz.

Bir kere müthiş uyumları var.

Çabuk seri paslaşıyorlar.

İyi de yardımlaşıyorlar, adam eksiltmede birbirlerini tamamlayan özelliklere sahipler.  

Gol atmada usta ayakları var takımın... 

Onları destekleyen paslarıyla Sosa kesiciliği ve de paslarıyla Abdülkadir Parmakları var.  

Kalede ise Türkiye’nin en iyi eldiveni olan Uğurcan var. 

Hala istenilen formda olmasa da asistleriyle ünlü Pereira ortaları ve ilginç güzellikte golleri olan Novak var.  

Her geçen gün dahada iyi olacaklarına inandığım Hüseyin ve Hosseini var.

Dahası her zaman her yerde hazır olan Türkiye’nin hiçbir takımına nasip olmayan o ayrıcalıklı kazanımları olan taraftarları var.  

O halde bu takım “daha da iyisini yapabilmeli” diyerek bu konuda işi “zamana bırakalım” diyeceğimi anlıyorsunuz ancak çok erken.

Bu güzellikleri seyrettiren herkesi tebrik edelim. Şimdi geçen sezonda olduğu gibi bu sezonda penaltı sendromu olmasın dedik ama olacağa benziyor.  

Bu işe bir çözüm bulunmalı zaman geçmeden... 

Abdülkadir Parmak’ı çok beğendim ancak biraz daha desteklenmeli... 

Sörloth gol atamadı ama Ekuban’ın önünü, yanını açıp korumakla en iyi yer açıp gol atmasına yardımcı oldu ve de en iyi maçını oynadı. Gücüyle, klasıyla Ekuban bir başka güzellikteydi, golleri ona yakıştı. 

Sonuç, ataktaki gibi geri dönüşlerde de forvetin orta sahaya defansa aynı güzellikte yardım etmeli.