>> Trabzonspor Asbaşkanı Ali Kemal Başaran'ın "derin Trabzon ve derin Trabzonspor" ifadelerini kullanarak yaptığı açıklamalar bir süredir Trabzon gündemini meşgul ediyor..

>> Fotomaç'ta Ulaş Özdemir'e verdiği röportajdaki gündeme ilişkin sözlerine önce yazarımız Levent Ustabaşı sert tepki göstererek Başaran'a "sıkışınca derin Trabzon diyorsun!" dedi.
Ardından Ergun Ata Başaran'a "kim bunlar açıkla.." diye seslendi..
>> TS eski Asbaşkanı Hayrettin Hacısalihoğlu ise "politik bir manevra" diyerek algı yönetimi yaptığını öne sürerken TS'nin efsanevi isimlerinden Serdar Bali de, Başaran'ı tiye alarak,"Kalp ameliyatı geçirdi sanırım, bu operasyonu geçirenler kısa da olsa beynine oksijen gitmez" şeklinde yorumladı..
Son olarak Cevat Kol da Başaran'ın sözlerini "
Para olunca verin, koltuk olunca derin" başlıklı yazısında bir de anısını anlatarak ağır bir dille yerden yere vurdu..

İşte o yazılar;

-Levent Ustabaşı-

Derin Trabzon ve 
Ak Sakallı Dede

Sıkışınca "Derin
Trabzon" diyenlere bir yenisi daha eklendi.
***
Trabzonspor Asbaşkanı Ali Kemal Başaran, "Derin Trabzon'a teslim olmayacağız" diyor, sanki biri "Ayşe tatile çık" dedi.
Taarruz başladı..
***
En ilginci bu cümleyi kurduğu röportajda eski bakan Faruk Özak'tan yardım istediklerini böyle itiraf ediyor…
"Birkaç ay önce kendisini aradım, 'Kulüp zor durumda, para toplamamız lazım' dedim. Kabul etti. İbrahim Bey'in de o ifadeleri söylememesi gerekiyordu. Faruk Özak'ı yaralayarak yürümek hoş bir tavır değil. O hatayı bir defa yaptık. İnşallah bundan sonra yapmayız." 
***
Trabzonspor Başkanı İbrahim Hacıosmanoğlu'nun eski Bakan Özak'ı eleştirmesinin hata olduğunu üstüne basa basa belirtiyor.
E hani "derin Trabzon" yada şu "derin Trabzonspor" Özak ve çevresiydi!
Heryerde öyle diyordunuz.
Hem kapısına git!
Hem teslim olmam!
Bu nasıl bir çarpıklıktır.
***
Farzedelim ki böyle bir müessese var.
Asıp kesiyor!..
Fitne fesat doğuruyor!
Her yeri karıştırıyor!
Mız mızlanma, dert yanma, ağlama makamı mıdır Trabzonspor?
Senin gücün, dirayetin yok mu? böyle şeyleri önlemek için..
***
Sayın Başaran'ın açıklamalarının en traji komik yerleri hatalar üzerine kurulu...
Faruk Özak konusu; "hata yapıldı!"
Sadri Şener konusu; "hata yaptık!"
İstifalar sürecinde; "hata yaptık!"
Orada hata yapıldı burada hata yapıldı..
E doğru neresinde bunun?
***
Bir de as başkanı olarak, başkanının yanlışlar yaptığını tekrar tekrar söylüyor; ardından "Düzgün adam hilesiz hurdasız, bu yürüyüşte o'nu yalnız bırakmayız" diyerek sadık olduğunu belirtiyor.
Ciddi şekilde büyük bir çıkmaz ve buhran içinde..
***
Yani sırf düzgün adam diye hatalarını görmezden gelerek Trabzonspor'u yönetmesi için yanından ayrılmayacaksanız bulalım size ak sakallı bir dede..
Başkan Hacıosmanoğlu, "Trabzonspor rüyalarıma giriyor. Dolarlar, eurolar görüyorum" demişti ya..
Pek şimdiye kadar hayırlı birşey göremedik.
Ak sakallı dede olursa bir taşla iki kuş vurulmuş olur diye söylüyorum.
Hem hayırlı şeyler görür hemde rüyası çıkar böyle adamların...

Derin Trabzonspor!

-Ergun ATA-

Trabzonspor Yönetimi, gündem yaratmakta pek becerikli!
Artık bilinçli mi yapıyorlar bilemiyoruz ama gün geçmiyor ki; bir “bomba!” patlatmasınlar.
O kadar çabuklar ki; hiç biri doğru dürüst tartışılamıyor bile. Son maharetleri de, “Derin Trabzonspor!” muhabbetleri.
Daha Başkan'ın, “Geçmişe baktığımda, Trabzonspor Başkanı olarak yaptıklarımın çoğunu yapmazdım!” sözü yeterince konuşulamadı. “Yaptıklarınızın yarısını yapmazdınız!” ama o yapmamanız gereken işlerden oluşan ekonomik kayıp ne olacak?
Sadece teknik ve idari personelden ötürü kulübe 5-6 milyon lira dolayında tazminat yükü geldi. Bizzat neden olduğunuz bu durumla ilgili bir bedel ödeyecek misiniz? Yok!
“Derin Trabzonspor” konusuna gelinceye kadar konuşulacak çok şey vardı halbuki!
Örneğin; kefil olduğunuz bir kulüp başkanının söylemleri ve eski kulüp başkanınız hakkında avukatlara ödenen ücretlerin muhasebe trafiği yüzünden dava açmanız nedeniyle, bir ay içinde getireceğinizi iddia ettiğiniz kupa konusunda UEFA nezdinde Trabzonspor’u da, şike ve teşvik konusundan “Disiplin soruşturması açılan kulüpler” kategorisine soktunuz.
Daha bu tartışılamadı yeterince!...
O miting senin, bu miting benim dolaşmanız, yetmedi miting otobüsü üzerine çıkmanız, yola birlikte koyulduğunuz arkadaşlarınızın önemli bölümünün ayrılmaları, ayrılırken yaptıkları suçlamalar, seçim kozlarınız teknik ve idari isimlerle daha işin başında kopmanız!..
Aziz Yıldırım’a haklı olarak malzeme konusu olan Basın Sözcünüz'ün söylemleriyle resmi sitede yazılan arasındaki 30 milyon liralık gelir farkı, başkalarının paralarını kulübe olan güvensizlikleri nedeniyle adınıza alacak kaydettirmeniz!..
Bütün bunları geçtik. Ama daha dün bir yöneticiniz, “Ligden çekilmeyi” telaffuz etti, diğer yöneticiniz medyada kendisine ayar çekti.
Tam bu çarpıklığa yoğunlaşacaktık ki; Asbaşkanınız “Derin Trabzonspor” konusunu ortaya attı.
Kimdir bunlar?
Siz onlara rağmen mi Başkan oldunuz?
Eğer öyleyse nerede bunların gücü?
Değilse, bu yanlışları size onlar mı yaptırdı?
Daha dün açıkladınız: “Kimin tekerine çomak soktunuz, kimin düzenini bozdunuz?”
Sadri Şener’i “Derin Trabzonspor” mu mahkemeye verdi de, şike mücadelesinde Fenerbahçe’nin eline koz sundunuz?
Bu kulübe her kademede hizmetleri geçmiş Faruk Özak’a, bir şekilde sırf ait olmaya çalıştığınız artık aşikar olan siyasal partinin iç çekişmeleri nedeniyle layık gördüğünüz hakaretleri de mi “Derin Trabzonspor” yaptırdı?
“Derin Trabzonspor” söyleminin mucidi Asbaşkanınızı onlar mı sizin yanınıza vermişti? Yoksa seçimden sonra istifa ettirip, geri mi onlar aldırmıştı?
Açıklayın da camia bilsin, kimdir bu “Derin Trabzonspor” üyeleri?
Yenisini biraz zamana yayın da, hiç olmazsa bu “bombanızı” bir süre tartışsın kamuoyu...

 
Serdar Bali tiye aldı

"Kalp rahatsızlığı olanlar operasyon geçirirken kısa da olsa beyinleri oksijensiz kalırmış o yüzden ameliyat sonrasında beklenilmeyecek hareketler yaparmış" derlerdi de inanmazdım biraz da konduramazdım.
Ama sevgili Trabzonspor başkanı Ali Kemal Başaran abimin
" Derinnnnnn Trabzonspor" diye başlayıp önüne gelene sallamasını okuyunca Allah Allah dedim acaba ameliyat için söylenen doğru mu diye düşündüm. Normal Ali kemal abi bu söylediklerini okusa mutlaka bu saçma beyanatı kim verdi diye yanındakine sorar diye aklımdan geçti. 
Uzatmadan sadece şunu söyliyeyim. Ali Kemal Başaran abi "söylediklerin gerçek dışı"
Bir kaç soru sorayım da ali kemal abi gerçek dışı olduğuna sen de inan 
1) Derin Trabzonspor olsaydı orada olabilirmiydiniz ?
2) Bundan evvel ki seçimde Bugün toz kondurmadığın başkanı niye terk ettin ?
3) Bugün yere göge sığdıramadığın başkanını terk etmeye ikna edenler senin dediğin Derin Trabzonspor'muydu ?
4) Eğer Derin Trabzonspor kıramıyacagın kadar sana yakınlarsa şimdi şikayet ettiğin Derin Trabzonsporun bir parçasımıydın ?
5) Kıramıyacagın kadar yakın olduğun senin tabirinle Derin Trabzonspor'la neleriniz çatıştı da bugün sallıyorsun ?
Daha uzatmayayım. 
Sevgili Ali kemal abi aynaya bir bak istersen.
Seni seven bir küçüğünüm.
 
"Bence" adlı sosyal medya köşesinde Hayrettin Hacısalihoğlu şunları yazdı:

bir gün istifa,bir gün körü körüne destek şeklinde mehter takımı 
edasıyla asbaşkanlık makamını işgal eden kişi,açıklamalarda bulunmuş.....

"bizim dediğimiz olsun başkasının dediği olmasın" diyenler var diyor... kimmiş bunlar .ne demişler,ne istemişler.kendileri için bir şeyler mi istemişler.birde onları söyleyin bakalım.hepimiz de öğrenelim.
farz edelim ki bu insanlar hakikaten bu mantalite de ,o zaman niçin secim öncesi bu kişilerden defalarca destek ricasında bulundunuz? oy kaygısı gözünüz mü kör etmişti?

yoksa duyarlılık gösteren bazı insanlar,kulübün iyi yönetilmesi,camianın bölünmemesini,kulübün itibar kaybetmemesini,siyasetin kucağına oturmamasını,birlik-bütünlüğün yok olmamasını,değerlerin değersizleştirilmemesini mi istemişler de,bunları siz mi algılamamışsınız ?

sözde bir ütopik güç varya oda bunu söylemiş."derin trabzona teslim olmayız" diyor....kim bu derin trabzonspor,kimler.bir tek isim söylesin.böyle bir birliktelik,böyle bir güç varmış da bizim haberimiz yokmuş demek ki..
ne yapmışlar bu güne kadar .
hani olsa ama yok böyle bir birliktelik,bir güç..
siz,ya trabzonsporu hiç tanımıyorsunuz ,ya da taraftarları kandırmaya çalışıyorsunuz...

ha,şayet dediği gibi bir derin trabzonspor varsa, o zaman da bunca yıl milletvekilliği yapmış,trabzon futbolunun içinde bulunmuş ,doktorluk yapmış biri olarak, bu kategoriye girememişseniz kendini iyi bir yargılayın bence.,
tıpkı niçin bakan olmadığınızı hala anlayamadığnız gibi.demek ki, bu konuda da insanlara sarılıp şapşap vurmak yeterli olmuyormuş.
eksiklik bendeymiş ,artık buralarda olmamam lazım demelisiniz.

devam ediyor,faruk beyle sadri beye yanlış yaptık diyor..
peki bunlar söylendiği ve tenkit edildiği zaman niçin doğru yaptığınızı savundunuz?
bu konudaki eleştirilere "yolsuzluklara göz mü yumalım" diyordunuz savcı bey.
geç de olsa gercekleri mi öğrendiniz,yoksa trabzonspor sevginiz yada idealistliğiniz de bir azalma mı oldu?
yoksa yöneticilik sorumluluğunuz mu aklınıza geldi.?

şayet,yapılan yönetimsel yanlışlarda ,haksızlıklarda bırakın engel olma yetkinizi ,haberiniz dahi olamıyorsa o koltukta niçin hala oturuyorsunuz? 
sakın şimdiki bu tavrınız,şu imza kampanyası sebebiyle politik bir manevra olmasın.

sormazlar mı adama ,bu kulüp bunca badireler atlatırken siz milletvekiliydiniz,ne yaptınız ne çözdünüz o günlerde?

yok öyle iftira, karalama,kandırmaca.
belli ki yetenekleriniz ve beceriniz sınırlı,hiç değilse "abilik" imajınızı kaybetmeyin .


CEVAT KOL 

PARA OLUNCA "VERİN",KOLTUK OLUNCA "DERİN"

Trabzon’da dillere dolanan ve herkesin “Joker” olarak kullandığı “ Derin Trabzon” un peşine düştüm.

Derenin derinliğini deliye ölçtürürler ya…

O deli neden ben olmayayım dedim..

Her cümle herkesin ağzında değer kazanmıyor. Hele bu kişilerin geçmişte yaptıklarına baktığınızda ne kadar komik olduğunu anlıyorsunuz..

Trabzonspor’un As Başkanı Dr. Ali Kemal Başaran’ın “Derin Trabzon’a teslim olmadığımız için bizi yok etmek istiyorlar” söylemlerini şöyle bir araştırdım.

Ali Kemal bey yıllardır aynı insanların boğaz ve burunlarında kazanıp meclise gitti..! Hakkını yemeyeyim benimde burun ameliyatımı kendisi yaptı. Tabi ücreti mukabilinde…

Mecliste olduğu dönemlere baktım, Trabzonspor’un yaralı parmağına hiçbir dönem merhem olmamış.. Orda da Trabzonluların boğaz ve burunlarından kazanmaya devam etmiş..

Kader bu ya 2007 yılında Akçaabat Sebatspor’un başkanlığına getirildi. 27 Nisan 2007 tarihinde yönetimi ile birlikte TSYD Trabzon şubesinde bir basın toplantısı düzenledi. İşte o toplantıda söyledikleri ”Düşme hattında bulunan rakiplerinin çok çirkin yollara başvuruda bulundukları duyumlarının kulaklarına geldiğini “ söylüyor.

O günleri daha dün gibi hatırlarım. Ali Kemal abi sivil toplum örgütlerini, Tüm Trabzon’un Akçaabat’ın değerlerini kendilerine destek olmaya çağırıyordu.. Derin Trabzonlu dedikleri herkesi..

Trabzon havalimanı VİP salonu hiç unutmam…!

A.Sebatspor’a yardım alabilmek için VİP salonunda ayaklarını 90 derece kırarak yere eğilip Faruk Nafız Özak’ın kulağına neler söylediğini kendisi anlatsın.. O zamanın Derin Trabzonlularından neler istediğini kendisi yazsın.. O zaman verin Trabzonlular bugün mevzu koltuk olunca Derin Trabzonlular..

Keser döner sap döner misali kimse hesap kesmeye kalmasın.. Komik ve itici oluyor. O zamanın gönül sevdalıları şimdinin “ Derin Trabzonlusu” nasıl olur..

Bütün bunların adı vefasızlık ve saygısızlıktır.. Bu tür makamlar hesap kesme, racon kesme yeri değil hizmet etme yeridir..

Ali Kemal Başaran yazdıklarını hatırlıyorsa bu şehre ve onun değerlerine bir özür borcu vardır.. Kısa sürede dilemelidir..

2.ligde oynayan bir takıma sahip çıkamayan ve ekonomik olarak katkı sağlayamayan bir insanın süper ligde oynayan bir takıma vereceği elbette fazla bir şey olamaz.

Sonuç olarak derin Trabzon değil Seven Trabzonlu vardır..

Asbaşkan Başaran, Fotomaç'a tarihi açıklamalar yaptı: 

Trabzonspor'dan şunu isteyelim, biz isteyelim, Trabzonspor'u biz kullanalım, bizim dediğimiz olsun, başkasının dediği olmasın. Bu anlayışı sevmiyorum. Biz bunda yokuz. Maalesef kıyameti koparan da bu kişiler

 Trabzonspor Asbaşkanı Ali Kemal Başaran, FOTOMAÇ'tan Ulaş Özdemir'e konuştu ve çarpıcı açıklamalarda bulundu. Başaran, gelecek yıl şampiyonluğa oynayan bir takım kuracaklarını ve şampiyon olacaklarını belirterek, "Eğer başarılı olamazsak kendiliğimizden gideriz" dedi. Trabzonspor'un Başbakan'la yakın ilişkiler içerisinde olmasına değinen Başaran, "Geçmişte Mesut Yılmaz devreye girerek kulübün borcunu yapılandırdı. Bunlar normal şeyler. Trabzon'da bir grup var ki sanki Trabzonspor onların, bizim değil. Bunların icazeti olmadan buraya gelmeyeceksin. Öyle düşünüyorlar. Ne yapacağını nasıl yöneteceğini onlara soracaksın. Biz bunda yokuz. Derin Trabzon'a teslim olmayız" ifadelerini kullandı. Trabzonspor Başkanı İbrahim Hacıosmanoğlu'nun sonuna kadar arkasında durduklarını vurgulayan Başaran, "İbrahim Bey ile birlikteliğimizin en önemli noktası düzgün insan olmasıdır. Hilesiz yürüyüşüdür. Bu yürüyüşte başkanı yalnız bırakmayız" diye konuştu.  

BAŞBAKAN BİZİ DESTEKLER 

Trabzonspor gelecek sezon şampiyonluğa oynayan bir takım kurabilecek, takviye yapabilecek mi? 

Şu anda her şey çok güzel ilerliyor. Öncelikle yabancı fazlalığını azaltmaya dönük hamleler yapıyoruz. Yerli transferlerden sonra yabancı transferlerle birlikte iyi bir kadro kuracağız. Ancak sadece iyi bir kadro kurmak yetmez. Bazen çok iyi kadro kurarsınız, başarılı olamazsınız. Zaman zaman Fenerbahçe, Galatasaray, Beşiktaş çok iyi kadro yaptılar ama şampiyon olamadılar. Başarılı olmanın temel şartı, futbolcu, teknik kadro, yönetim kurulu ve taraftarın birleşmesidir. İnşallah bu sezon şampiyon oluruz diye düşünüyorum. 

Trabzonspor ekonomik olarak zor durumda. Görünen o ki, siz yeni bir ekonomik yapılanmaya gidiyorsunuz. 

Burada iki önemli durum var. Birisi sponsorlar diğeri de Akyazı. Yeni stadyumun isim hakkını satabilirsek, Trabzonspor'un borçlarını minimuma indiririz. Mesela Beşiktaş, isim hakkını 75 milyon dolar gibi bir rakama sattı. Biz de böyle bir şey yapmayı amaçlıyoruz. Özellikle Sayın Başbakanımız'ın bu yönde desteği olacağını düşünüyorum. Burada siyasi yönü konuşmamak gerekiyor. Çünkü Özkan Sümer'in başkanlığı döneminde Trabzonspor'un 4 milyon dolar borcu vardı. Ben o dönem Mesut Yılmaz ile görüşmüş, bu borcu 4 yıla yayarak yapılandırmıştık. Siyaset her zaman bu desteği Trabzonspor'a sağladı. Biz göreve geldiğimizde '3 ay gidemezler' demişlerdi. Bu kulübü 191 milyon borçla devraldık. Ama şükürler olsun bugünlere getirdik, 4'üncü yaptık, UEFA'ya katıldık, borcu da biraz olsun azalttık. Trabzonspor'un yıllık yaklaşık 90 milyon geliri var. 

Trabzonspor'da son zamanlarda yaşanan tartışmalar çok sert ilerliyor. Sadri Şener'in mahkemeye verilmesi fitili ateşledi. 

Sadri Şener bu kulübe başkanlık yapmış birisidir. Ben şahsi olarak Sadri Bey'e karşı hatalarımız olduğunu düşünüyorum. Bizim görevimiz Trabzonspor'u koruyup-kollayıp her şeyden de esirgemektir. Bu kulübün menfaatlerini korumak asli görevidir. Bizim yaptığımız harekette hedef asla Sadri Şener değildir. Bu kulübe karşı hatalar yapılmışsa ve nereden geliyorsa onları önlemektir. Yani Sadri Şener'in üzerine gitmek gibi bir düşüncemiz yok. Sayın başkanımızın konuşmalarındaki ifade tarzı başkadır ama başkanın da benim gibi düşündüğünü biliyorum. Bizim Trabzonspor'u her şeyden esirgememiz lazım ki bizden sonra gelenler de bizi yargılamasınlar. Biz hata ve yanlış olan şeylerin üzerine gidersek gelen yönetimler de dikkatli davranırlar. Ama görüyorum ki bir kesim bize sürekli tepki gösteriyor. 'Trabzonspor kötü yönetiliyor' diyorlar. Bunlar bizi üzüyor. 

Kim bunlar? 

Bakınız Trabzon'da bir grup var ki sanki Trabzonspor onların, bizim değil. Ben yüreğimle Trabzonsporluyum. Burası kimsenin menfaatleneceği bir yer değildir. Fedakarlık yapılacak bir yerdir. Yürekli Trabzonsporlu'nun bunu demesi lazım. Bunu yapmayıp kulübü icraya veriyorsun, suistimal ediyorsun. İşte bu bahsettiğim grubun icazeti olmadan buraya gelmeyeceksin. Öyle düşünüyorlar. Ne yapacağını nasıl yöneteceğini onlara soracaksın. Onların istemediği gibi olursa yerden yere çalınırsın. Bu hoş davranış değil. Farz edelim ki ben bu gruba rağmen ters bir şey yaptım. Dışlanırım, yüzüme bakılmaz. Böyle Trabzonsporluluk olur mu? 

YERDEN YERE VURMAK ÇOK YANLIŞ 

Neden böyle davranıyorlar?

İbrahim Bey'in de bizim de bazı hatalarımız olduğunu söylüyorum. Burada bekleyip İbrahim Bey'in de sonunda nasıl davranacağını görmek lazım. Bir insanı yok etmenin yeri kongredir. 'Yok, İstanbul'dan geldiniz başkan olamazsınız', 'Eğer bizim lobinin içerisinde değilsen oraya gelemezsiniz' gibi. Ben Trabzonsporlu isem benim yürüyüşüme bakılır. Bu yerden yere vurma anlayışlarını anlamıyorum. Geçmişte yönetici deplasmana gidiyor. Arabası kaza yapıyor, Trabzonspor'a bunu fatura etmek istiyor. Trabzonspor'dan şunu isteyelim, biz isteyelim, Trabzonspor'u biz kullanalım, bizim dediğimiz olsun, başkasının dediği olmasın. Bu anlayışı sevmiyorum. Biz bunda yokuz. Derin Trabzon'a teslim olmayız. Maalesef kıyameti koparan da bu kişiler. Çok üzücü. 

Şu anda da olağanüstü kongre için imza topluyorlar… 

Ben bu imza toplama işini normal karşılıyorum. Yeterli imza bulunur ise kongre yapılır. Adaylar çıkar. Yalnız imza için yollara düşenlere bakıyorum. Trabzonspor taraftarı yandaşı olanlar değil. Sessiz sedasız, mütevazı olanlarda ses yok. Yönetime destekleri var. Eğer başaramazsak zaten gideriz. Burada duracağız diye bir derdimiz yok. Yani burası kimsenin babasının malı değil. Burası manevi sevdalığımız olan bir yerdir. Ben bu bahsettiğim gruptaki bazı arkadaşlarla da konuştum. 'Sabredin' dedim. 'Biraz dayanıklı olun, müsaade edin' dedim. Önemli olan Trabzonspor'u 
rahatlatmak.

BAŞKANI BIRAKMAYIZ

Başkanın Faruk Özak'a yönelik ifadeleri de çok tepki çekti… 

Bu imza işinin arkasında Faruk Özak yok. Kendisini aradım, konuştum. O böyle bir şey yapmaz. Faruk Bey, bizden daha fazla Trabzonsporlu'dur. Bunu verdiği hizmetlerden dolayı söylüyorum. Daha birkaç ay önce kendisini aradım, 'Kulüp zor durumda, para toplamamız lazım' dedim. Kabul etti. İbrahim Bey'in de o ifadeleri söylememesi gerekiyordu. Faruk Özak'ı yaralayarak yürümek hoş bir tavır değil. O hatayı bir defa yaptık. İnşallah bundan sonra yapmayız. 

Yönetimde istifalar da oldu? Bunları nasıl değerlendiriyorsunuz? 

O istifalar hiç olmamalıydı. Bizim de başkanımızın da hataları, yanlışları oldu. Arkadaşları tutabilirdik. Olmadı. Bizler, İbrahim Bey'i bırakmayız. Sonuna kadar beraber yürüyeceğiz. Yola çıktığımız arkadaşımız namuslu ve ahlaklı ise diğer meseleler teferruattır. Yalnız bırakmak hoş bir tavır olmaz. Ben şahsen bunu yapıyorum. Bilsem ki Trabzonspor'un parasına tenezzül ediliyor yanlışlar yapılıyor zaten burada bir dakika durmam. Personelimle toplantı yapıyorum. Onlara Trabzonspor'u her şeyden korumalarını, kendi menfaatlerinin üzerinde tutmalarını istiyorum. Çünkü Trabzonspor bize emanet edilmiş bir yer. Emanete hıyanet etmek hiç birimizin haddi değil.