Trabzonspor’da gündem; gazetecilere, gazetelere konan yasaklar.
Trabzonspor’un yasaklar konusunda sicili temiz değil.
Geçmişte de çok yasak kondu.
En duayen gazeteci ağabeylerimize.
Mehmet Tan’a, Divan kurulu üyesi olmasına rağmen Orhan Kaynar’a… Ve daha nicelerine.
Yakın geçmişte;
Çok yasaklı gazeteciler oldu.
Biskup’un teknik adamlığı döneminde, kulüp görevlileri ile gazetecilerin tesislerin çayırlıklarında nasıl kovalamaca oynadıklarını biliriz.
O dönem çiçeği burnunda yöneticilerin bugün özgürlükçü tavırlarını gördükçe “Gülesim” geliyor.
Trabzonspor tarihinin medyaya en köklü yasağı 2 bin genel kurulundan sonra Karadeniz Gazetesi’ne kondu.
Ben ve içinde gazetenin bütün çalışanlarını olduğu yasak ile biz aylarca tesislere giremedik. 
Özkan Sümer başkanlığındaki yönetim, gazetemizi bile tesislere sokmuyordu. En azından bugün gazeteler tesislere giriyor. Okunuyor. Sümer, gazetemizi bile kapıdan içeri almıyor, aldırmıyor aboneleri kesmişti.
Çok uğraştık özgür basın için o dönemde.
Ancak Trabzon o zamanlar salatalık gibi ikiye bölündüğünden, salatalığın bölünen yarısını elinde tutan içinde medya organları basın mensupları da dahil bir bütün cephe; bize karşı duruş sergiliyordu.
Sonra zaman aktı; bize yasak koyanları alkışlayan medyaya yasak geldi.
Bugün bu yasağı eleştirenlerce.
Yasaklar yasak koyma ile kalmadı, gazeteciler özellikle İstanbul medyasındansa, patronlarına şikayet edildi.
Bunun en çarpıcı özelliği, Hayrettin Hacısalihoğlu’nun TRT Trabzonspor Muhabiri Barış Yurduseven’i resmi yazı ile TRT genel müdürlüğüne şikayet etmesiydi.
Garip ve ilginçtir, bu tür yasaklar; habercilik ve gazetecilik üstadı olarak bilinen son dönem gazeteci ağabeylerimize uygulanmıyor.
Onlar konjektür duruşları ile valla helal olsun dedirtiyor.
Mesela Cevat Kol kardeşimiz.
Çok yasağa maruz kaldı.
Bugün, O’nun yasağını eleştirenler de Kol’a yasak koymakla yetinmediler; Sabah Gurubunun üst kurulları nezlinde lobi yapıp işinden atılmasını bile istediler.
Sonuç.
Trabzonspor’da bundan önce de bundan sonrada gelecekte de, gazetecilere yasak konacak.
Yasak koyanlarla koyulanlar değişmeyecek.
Ve Trabzon top yekün medya kulvarı da dahil herkes pozisyonuna göre bu yasağa tavır koyacak.
Cılız bir tepki.
Arkadan iyi yaptınız abi tebriki
Dün öyle, bugün de böyle.

BUGÜN O KÖŞEYİ OKUYUN!
Bugün sitemizin Politik Güğüm köşesinde Büyükşehir  belediyesinin kırsal alan çalışmalarında niye ağır hasarlı iş kazaları olduğuna dair müthiş bir tespit var.
Tamamen katılıyorum.
Bakın dostlar.
Eyyy Trabzonlular.
Ve Belediyenin her bir birimindeki etkili yetkili kişileri.
Ne yazık ki, Belediye Başkanı Gümrükçüoğlu’nu yanılttılar.
Başkan da adamlarına güvendi. Keşke, Başkan bugün kol kola, akıl fikir sorduğu il başkanı Haydar Revi’yi o gün özel idareleri bünyesine aldığı günlerde de  dinleseydi.
O’na Revi detay bir rapor verirdi.
Ama dinletilmedi.
Revi çırpındı durdu. Başkana birleşme esnasında elemanların havuza gönderilmesi ile ilgili uygulamanın hatalarını anlatacaktı.
Bir türlü ulaşamadı Başkana.
Başkanın da aklına gelmedi.
Ekibine güvendi.
Sonra ne oldu?
Özel idarenin kırsal alanda çalışan tecrübeli elemanları havuza kondu. 
İçlerinde öyle tecrübeli iş makinesi operatörleri vardı ki, gözü kapalı arazide çalışacak kadar doğayı biliyorlardı.
Hangi araba hangi köye çıkar.
Hangi araç hangi köyde kazasız belasız çalışır.
Hangi heyelana hangi ekip müdahale eder.
Hangi ekip, arızalara giderir.
Olay yerine en kısa neneden nasıl ulaşılır evinin odaları kadar bilen yüzlerce insan havuza kondu, başka kurumlara gönderildi.
Ve de o insanlar üstelik AK Parti’ye oy veriyorlardı.
Aileleri ile birlikte mağdur oldular, sandıkta da gereğini yaptılar.
Şimdi, büyükşehir belediyesini araçları iki ayda bir kırsal alanda kaza yapıyor. Makinenin başında tecrübeli adam yok. Arazide çalışmayı bilmiyor. Yolu, coğrafyayı gördüğünde korkuyor. Haklı, garibim işe tavassutla girmiş. Beceri ve yeteneği ile değil.
Sanıyor, iş makinesi ile sahil dolgu alanında çalışacak.
Karşısında dar yolu, engebeli araziyi görünce eli ayağı titriyor. Binlerce dolarlık iş makinesini deviriyor. Kendi ölümcül yara alıyor, makine hurdaya çıkıyor.
Tasarruf diye havuza gönderilen işçinin maliyeti bana yüksek diyenler iş makineleri kaza ile hurdaya çıktığında “Marka Trabzon” şehrini nasıl oluşturacaklar merak ediyorum.
Gümrükçüoğlu’nu bu anlamda yanıltan ekibine, Gümrükçüoğlu hesap sorsun.
Bacanak macanak tanımasın.
Hesap sorsun.
Hesap sor başkan.
Nerede özel idareden bize gelen tecrübeli iş makineleri operatörleri. Sor hesabını.
Başkan kendisi ile de bir muhasebe yapsın.
Niye ben o günlerde, bugün birlikte fikir birliği içinde olduğum Haydar Revi’ye meclis başkanı olarak danışmadım. Fikrini sormadık diye.

SÜLEYMAN AYDOĞDA TRENİ KAÇIRDI!
Ortahisar Belediye Başkan yardımcısı Süleyman Aydoğdu, istifa ettiği söyleniyor.
Gün içinde belli olmuştur bu durum.
Bana göre Aydoğdu treni kaçırdı.
Geç kaldı.
Niye geç kaldığını o biliyor.
Kendisi ile belediye başkan yardımcısı olduğunda uzun uzun sohbet ettik. Bazı önerilerimiz oldu. Belediyenin yeni oluştuğundan bahsettiğimiz gibi, A.Metin Genç ve ekibinin tam strelize olduğunu, bu ekibin içinde yer almanın, yetki kullanmanın güçlüğünden bahsettim.
O gülerde cicim ayı idi.
Kendinin de ayakları yerden kesilmişti.
Devran böyle yürür sanmıştı.
O makama partinin Genç’in ekibinin tercihi ile değil üstten tavassutta gelen bir rica ile geldiğini herkes biliyordu.
O nedenle, bütün uygulamalarda ciddiye alınmadı.
İstifa etmişse, geç kaldı.
Etmemişse diş yerinden sallandı, daha tutmaz.
Bu huzursuzlukla şu ortaya çıktı.
Yeni yapılaşan Ortahisar Belediyesi, yeni bir belediye yapılaşması ile değil sosyal ve siyasal rantı parti içinde nasıl etrafıma dağıtırım da gelecekte bana bu bir milletvekilliği adaylığı ile geri döner mantığı ile yapıldığıdır.
Yapılınca da Aydoğdu dışlandı.

YOK ÖYLE HATA YAPTIM DİYEREK ŞİMDİ BAYRAK ELDE EN ÖNDE OLMAK
Dedik ya, Trabzonspor’un bu yönetimine karşı cephede at izi it izine karışmış durumda.
Oysa, eğer Hacıosmanoğlu bugün muhalif olacak gerçekçi inandırıcı bir grup varsa o da seçimde rakip olan başkanlar ve ekipleri.
Muharrem Usta, Erdem Aksoy, Metin Atasoy ve Hakan Kulaçoğlu.
Bu başkan adayları, Hacıosmanoğlu’nu çıkar fikir ve rant için destekleyenlerin muhalif duruşları karşısında adeta ikinci plana itildiler.
Oysa onlar da yönetimi eleştiriyor ama zamanında Hacıosmanoğlu’na destek verip şimdi eleştirenler kadar gündem olmuyor.
Gündem olanlar da bu nedenle inandırıcı olmuyorlar. Bu da toplum desteği görmüyor. Görmeyince de Hacıosmanoğlu ayakta kalıyor.
O halde yapılacak şey şu.
Hacıosmanoğlu’na destekleri ile başkanlığı altın tepside verenler çekilsin bir kenara.
Bu dönem konuşmasınlar.
Ses çıkarmasınlar.
Hata yaptık özür diliyoruz demesinler.
Biraz sussunlar.
Haklı isyanlara gölge etmesinler.
Başkan adaylarına hala yakınları için yöneticilik önerisi getirmesinler.
Ayıp ya.
Kabuklarına çekilsinler.
Kendine yakın olmayan muhalifleri bile tartışan bu insanlar olası başkan adaylarını bile tartıya çıkartıyorlar.
Yuuuhhh artık.
Siz bir kere kişisel tercihleriniz ile Trabzonspor’un başını belaya koydunuz, hala uslanmıyorsunuz..?