Süper Lig'in 6. haftasında Galatasaray - Fenerbahçe derbisinin ardından Trabzonspor ile Beşiktaş karşılaştı. Sönük geçen ilk derbinin ardından Trabzonspor, oynadığı futbolla gözlerin pasını sildi.

Spro yorumcusu Erman Toroğlu kçşe yazısında Trabzonspor ile ilgili şu ifadelere yer verdi;

Galatasaray ile Fenerbahçe arasındaki muazzam (!) dünya derbisinden sonra, o rezil futbol maçından sonra dün gözlerimizin pası silindi. İki takım da açık futbol oynadılar.

Trabzonspor çok istedi. Çok istemesine rağmen hala tam profesyonel oynayamıyor. Son dakikalarda yedikleri gollerden hala akıllanmamışlar. Kardeşim 3 farklı öne geçiyorsun. Rakip oyunu hızlandırmak istiyor. Bunun başka yapacak şekli yok.

O hızlandırırken, sen yavaşlayacaksın. Top yapacaksın onu sinirlendireceksin. Sen hızlı oynayarak maçı 3-0 yaptın. Hala hızlı oynamana gerek yok. Rakibin düşünsün. Zaten bu yüzden geçen hafta son dakika golü yiyip puan kaybettiler.

Bordo-mavililer çok iyi yardımlaştılar. Daha da önemlisi maçı çok istediler. Her topun arkasına geçtiler ve 11 kişi birden mücadele ettiler.

Yani yük bütün Trabzonsporlu futbolculara eşit bindi. Böyle olunca da tecrübeli ayaklarıyla Beşiktaş'ın işini bitirdiler. Sosa için söylenecek tek şey var:

Helal olsun.

Adam hem profesyonel hem de çok kaliteli bir sporcu. Ve de kalender. Her takıma bir tane horoz lazım.

Trabzonspor çok doğru bir kararla kendi horozunu Sosa olarak seçti. Emre de bu işi Fenerbahçe'de yapıyor. Çünkü bu tip adamlar teknik adamların sahadaki uzantılarıdır.

Ama bakın Galatasaray'a sahada horoz yok. Onların horozu Fatih Terim. Kenarda olsa iş değişir. Kenarda da yok. Yani Galatasaray'ın horozu ötmüyor.

Trabzonspor takım olma yolunda ilerliyor. Ama daha kat edecek yolları var. Bu galibiyetle havaya girmemeleri gerekir. Çünkü şu sıralar Beşiktaş'ı her takım yenebilir. Bunu derken de Trabzonspor'u başarısını küçümsemeyelim.

Ben bir futbolsever olarak dünkü maçtan çok keyif aldım. Oynayan Trabzonsporlu futbolcular da keyif aldılar, seyircileri de. Beşiktaş teknik direktör Abdullah Avcı ve futbolcuları için aynı şeyleri söyleyemeyeceğim.

Başkan Orman "Artık yokum" dedi. Artık olmasan bile bu jübile maçlarına gel. Beşiktaş'ta bir şeylerin ters gideceği 3 sene önceden belliydi. Ama o zamanlar Beşiktaş, Şampiyonlar Ligi'nde namağlup üst tura çıkmıştı.

İyi giderken bir şeyleri göremezsen kötü giderken işleri halledemezsin. Futbolda dün yok. O maçın keyfini o gece süreceksin. Ertesi gün yeni baştan devam.

Beşiktaş büyük bir çöküntünün içinde. Atiba ile Caner ile Oğuzhan ile Gökhan ile yola devam edemezsiniz. Bunların Beşiktaş'ta forma şansı olmamalı.

Yeni transferler nasıl? Onlar da Beşiktaş kalitesinde değil. Bakın 4-5 sene öncesinin Beşiktaş takımı nerelere geldi. Yazık! O zamanlar bunları çok söyledim ama çok küfür yedim. Karadenizlilerin dediği gibi:
Şimdi noldi?

Beşiktaş için yazacak bir şey yok. Şenol Güneş yönetimle seyirci arasında bir tampon oluşturuyordu. Çünkü Şenol'u seyirci sevmişti. Fikret Orman'ı seyirci hiç sevemedi.

Orman gönlündeki aşkını yani Abdullah Avcı'yı 4 sene sonra Beşiktaş'a getirdi. Artık ikisi de elele kolkola gidecekler. Bodrum'da mı tatil yaparlar başka yerde mi bilemem. Giderler orada aşklarını tazelerler.

Ali Palabıyık'ı uzun zamandır ilk defa düzgüne yakın maç yönetirken gördüm. Ama yine topla çarpıştı. Eyyam yapmadı. Gördüğünü çaldı. Beşiktaşlı futbolculardan fazla koştu. Pozisyonları yakından takip etti.

.