Trabzonspor altyapısından yetiştikten sonra kulüp tarihinin en parlak oyuncularından biri olarak Rubin Kazan’a giden Gökdeniz Karadeniz, efsane olduğu 61 numaralı formasının geçen sene emekliye ayrılmasıyla futbol kariyerini noktaladı ve 10 aydır da İstanbul’daki yeni hayatına adapte olmaya çalışıyor.

İşte Gökdeniz'in yaptığı tüm açıklamalar;

- Futbolu bırakma sürecinizden başlayalım. Sizin yaşınızda aktif futbolu devam ettiren futbolcular var. Doğru zamanda mı bıraktığınızı düşünüyorsunuz, yoksa geri dönüp baktığınızda “birkaç sene daha oynayabilirdim” dediğiniz oluyor mu?

Futbolu 2018 Mayıs ayında bıraktım. Fiziğime baktığımda, bir iki sene daha oynayabilirdim. Ama aktif futbol hayatımı ne kadar uzatırsam teknik direktörlük kariyerimi o kadar geciktirdiğimi fark ettim. 10 aydır Türkiye’deyim. Ailem buradaki hayata çok daha çabuk adapte oldu ama ben hala alışmaya çalışıyorum diyebilirim.

“Trabzon’dan Kazan’a gittim. 10 sene sonra orada kalınca insan ister istemez kopuyor. Kazan’dan dönüş de İstanbul’a oldu. Trabzon-İstanbul arası da bir fark var ama yavaş yavaş alışmaya çalışıyorum.”

- Rubin Kazan’ın efsaneleri arasına girdiniz. Esas değerinizi Rusya’da, Rubin Kazan’da bulduğunuzu mu düşünüyorsunuz?
Ben Trabzonspor’un altyapısından çıktığımda o değeri yavaş yavaş görmeye başladım. Çünkü Trabzonspor bir altyapı fabrikası gibi ve oradan çıkan çocuklara da değer veren bir kulüp. Trabzonspor’da çok fazla kupa kazanamadık, sadece iki Türkiye Kupası var. Ama Rubin Kazan’da çok başarılı bir dönem oldu. Lig şampiyonluğunu Rusya’da yaşadım. Çok büyük değer ve saygı gördüm. Bu da beni çok mutlu etti.

- Oradaki başarılı performansınızdan sonra Avrupa’dan ya da İstanbul takımlarından teklifler geldi mi?
Hem yurtdışı hem de yurt içinden teklifler geldi. İstanbul takımlarından da teklif aldım. Trabzonspor’dan da teklif gelmişti bir ara. Ama ben Rubin Kazan’da mutluydum. Çok değer veriyorlardı. Ben de ayrılmak istemedim açıkçası. İyi ki de ayrılmadım, orada efsane olarak bıraktım.
- 61 numaralı formanız emekli de edildi. Günün birinde Rusya’ya yeniden dönüş olur mu?
Olacaktır tabii ama her şeyin bir zamanı var. 61 numaralı formayı çok giymek isteyen vardı aslında ama yönetim bir karar aldı ve emekliye ayırdı. Forma da Tataristan Müzesi’nde sergileniyor. Çok sayıda ödül de aldım. Mesela futbolu bıraktığımda Tataristan Cumhurbaşkanı bana Liyakat Nişanı verdi. Sanırım yurtdışında oynayan futbolcular arasında bu ödüle layık görülen sadece ben varım. Ben Rusya’da Türk gençlerinin önünü çok açtığımı düşünüyorum. Şu an bile beni arayıp futbolcu soranlar var Rusya’da. Bu yüzden oyuncularımız yurtdışına daha çok çıkmalı.

“Aldığım ödüller, İstanbul takımlarından birinden Avrupa’ya gitmiş olsaydım daha farklı gündem olurdu. Ama Trabzon’dan gittiğiniz zaman insanlar daha farklı yorum yapabiliyorlar ya da haber yapıyorlar ama çok fazla üstüne düşmüyorlar.”

- Milli Takım’da aldığınız süreler de sosyal medyada taraftarlarca çok eleştirilmiş. Siz Milli Takım fırsatını hak ettiğiniz kadar bulamadığınızı düşünüyor musunuz?
Milli Takım bizim en hassas olduğumuz noktalardan bir tanesi. Ben 50’nin üzerinde maça çıktım. Gönül isterdi ki daha çok forma şansı bulayım ama o dönemki şartlar öyle gelişti. Milli Takım hakkında çok fazla konuşmak istemiyorum çünkü geçmişte kalmış ama ben de tabii ki 50 değil de 100 dalyasını aşmak isterdim. Benim de o dönem form durumum çok iyiydi ama demek ki kısmet değilmiş.

- Türkiye’den herhangi bir takıma, yönetime, hocaya ya da arkadaşınıza karşı bir kırgınlığınız var mı?
Hayır hiç kimseye kırgınlığım yok. Geleceğe bakıyorum ve kendimi geleceğe konsantre ediyorum.

- Bundan sonra kariyerinize nasıl devam etmeyi düşünüyorsunuz? Mesela Trabzonspor’da görev almak ister misiniz?
Teknik adam olmak benim en çok istediğim meslekti ve ilk adımlarını da Rusya’da attım. B ve A lisanslarını orada aldım. Şimdi de iki sene çalışıp Pro’ya başvurmak istiyorum. Trabzonspor bizim doğup büyüdüğümüz ve altyapısından yetiştiğimiz yer. Tabii ki orada görev yapmak bize onur ve gurur verir ama her şeyin bir zamanı var. İnşallah, ilerleyen dönemlerde neden olmasın.
- Yaş olarak bir üst jenerasyon olmasına rağmen size daha yakın futbolcular teknik direktörlük kariyerleri başladı. Sergen Yalçın, Okan Buruk gibi… Onların performansını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Başarılı buluyorum. Kendilerine göre bir sistem yapıları var. Ligde aldıkları sonuçlar da ortada. Bence ikisi de başarılı.
- Trabzonspor ile devam edelim… Taraftarlar çok duygusal. Bir mağlubiyetle dünyalar yıkılıyor, bir galibiyetle şampiyon olmuş gibi davranılıyor. Bu tribün atmosteri futbolcuları baskı altına mı alıyor? Uzun vadede başarı gelmemesini nasıl yorumlarsınız?
Karadeniz’i bilirsiniz, gün açar deniz çok durgundur, öğleden sonra bir dalga gelir, akşam yine durgundur. Bizim doğamızda var bu. 7’den 70’e herkes futbolu çok iyi bilir. Taraftarın özellikle yerli futbolcu üzerinde baskısı çok büyük. Bu normal düzeyde olduğunda oyuncuyu çok olumlu etkiliyor ama dozaj biraz aştığı zaman özellikle genç futbolcular kötü etkilenebiliyorlar.

- Bu sezonki Trabzonspor’u ve Ünal Karaman’ı nasıl değerlendirirsiniz?
Ben Trabzon’u geçen sene başarılı buldum. Bu sene de başarılı buluyorum. Geçen sene lige farklı bir sistemle girdiler. Maddi sıkıntıları vardı, küçülmeye gittiler, ama ona rağmen takımın oynadığı futbol, mücadele seyirciler tarafından beğenildi ve iyi de bir yerde bitirdik. Bu sene biraz daha şampiyonluk adayı olarak girdi sezona ve baktığımız zaman da başarılı gidiyor. Türkiye’de zaten çok ahım şahım bir futbol oynanmıyor. O yüzden bu yapılanma doğru ve umarım bu şekilde de devam eder.

- Trabzonspor futbolcu üreten bir kulüp. Yusuf Yazıcı Avrupa’ya gitti, diğer gençlere teklifler var. Sizce bu oyuncular teklif geldiğinde değerlendirip gitmeliler mi?
Buradaki gelişimlerini tamamlayıp üstüne koyamayacaklarını düşündükleri anda gitmeleri gerekiyor. Abdülkadir belki bir iki sene daha kalıp sonra gidebilir. Gerçekten yetenekli gençlerimiz var. Avrupa’ya giden gençlerimizin vizyonu performansı Milli Takım’a da yansıdı ve Avrupa Şampiyonası’na gidiyoruz.

“Milli Takım’ın başarısını ligde oynayan oyuncuların değil de Avrupa’da oynayan oyuncularımızın performansı getirdi.”

- 2016’da verdiğiniz bir röportajda Türkiye’nin en iyisi olarak Arda Turan’ı göstermişsiniz. O tarihten itibaren Arda’nın kariyeri düşüşe geçti. Siz şu anki performansını nasıl değerlendirirsiniz ve bu düşüşü neye bağlarsınız?
Her futbolcunun inişli çıkışlı dönemleri olabilir. Evet, 2016’ya kadar çok iyiydi ama sonra düşüşe geçti. Ya çok iyi çalışmadı, ya çok profesyonel davranmadı. Belki özel yaşantısı da futbolunu etkiledi ama Arda Turan kendi futbolunu ve kişiliğini bilen sevdiğim bir kardeşim. En üst seviyeye çıktığınız zaman daha çok çalışmanız lazım. En üstlerde rüzgarlar sert eser. Belki de daha çok çalıştı ama performansı düştü, bunu ben bilemem, kendisiyle konuşmadım. Yine de Arda’nın şu an kaybettiği bir şey yok.

- Şu an adı Galatasaray ile geçiyor. Bu kadroda Arda Turan’ın yeri ne olabilir?
Açık konuşmak gerekirse Arda’nın önce Başakşehir ‘de oynayıp, kendini yeniden ispat edip sonra Galatasaray’a gitmesi daha mantıklı olur. Arda da artık kariyerinin son dönemlerine gelmeye başladı. Çok iyi noktada da kapatabilir. Şu an güzel bir aile yaşantısı var. Kendini daha çok futbola verip daha çok çalışıp daha iyi konsantre olursa futbol kapanışını güzel bir yerde yapabilir.

- Ligin genelini değerlendirirseniz ilk 13 hafta sonunda nasıl bir yorumunuz var?
Heyecanı var, puanlar birbirine yakın ama sadece kağıt üzerinde. İnsanları statlara çeken bir futbol kalitesi yok ve her geçen yıl seyirci kaybediyoruz. Temposu düşük, sistem ve taktik anlayışı zayıf bir ligimiz var ama yine de şampiyonluk yarışı 4 büyükler arasında geçer. Sivas ve Başakşehir’ de bunlara ekleyebiliriz.

- Oyununu beğendiğiniz takımlar hangileri?
Sivas atak futbolu iyi oynuyor. Seyirciyi de heyecanlandırıyor. Bol gol pozisyonu üretebiliyor. Trabzonspor da kaleye doğrudan gidebilen bir yapıya sahip. Beşiktaş son dönemde Abdullah Avcı’nın oyununu daha fazla sahaya yansıtmasıyla daha iyi hücum etmeye başladı. Başakşehir de Okan Buruk sonrası daha hızlı oynamaya başladı.

Kaynak: ( Skorer  Ezgi Toper)