Önce Galatasaray, ardından Trabzonspor bu yıl taşıdıkları sorumluluğun hakkını verdiler. Her iki takımımız da 'tartışılan' hocalarıyla Avrupa'da yoluna devam ediyor. Galatasaray kaybetseydi şimdi övgüler dizdiğimiz Mancini'nin denediği 'garip diziliş' için neler diyor olurduk acaba? Ya Mustafa Hoca? O İtalyan olmadığı için çok daha şanssız; kazanması bile işe yaramıyor çoğu zaman. Oysa iki teknik adam da kendilerinin dahli olmadığı sıkıntılarla boğuşmak zorunda. Bu yüzden de sık sık deniyor ve iyi de yapıyorlar. Bundan sonrası her iki takım için de devre arası kampına ve isabetli transferlere bağlı. Yöneticilere düşen lüzumsuz polemiklerle vakit kaybı değil, doğru hamlelerle hocalara alan açmaktır.

Türk futbolu Avrupa'da var olduğu müddetçe ayağa kalkacak. Geçtiğimiz günlerde ünlü Alman futbol adamı Karl Heniz Rummenigge'nin bir İngiliz gazetesinde yer alan ifadeleri, futbolda dünyaya açılmanın önemine işaret ediyordu. Tıpkı sömürge edinme sürecinde olduğu gibi kulüp markalarını evrensel alana yayma konusunda da geç kalan Almanlar, bu durumu fark etmiş görünüyor. Yanlış anlaşılmasın, emperyalizmi savunuyor falan değilim. Ama çok geniş bir coğrafyanın merkezi durumundaki Türkiye ve onun dev bütçeli, asırlık kulüplerinin, hiç değilse akraba topraklarda marka değerlerini düşünen var mıdır? Bir Trabzonsporlu diplomat sayesinde Trabzonsporlu olduğunu öğrendiğimiz İtalyan Parlamenterin hikâyesi bile kulüplerimizin nasıl bir potansiyele sahip olduğunu anlatmak için kâfi aslında. Beşiktaş, Galatasaray, Fenerbahçe ve hatta Trabzonspor çok geniş bir coğrafyada marka olabilecek şartlara sahipler aslında. Bunun yolu bunu istemek, önemsemek ve Avrupa'da başarıdan geçiyor. Lakin Trabzonspor'un maç saatinde, teknik direktörle imza töreni düzenleyenlerin, haftalardır alamadıkları Tahkim Kurulu kararlarını mühim maç öncesi açıklayanların, üzerlerine vazife olmadığı halde her fırsatta Galatasaray yönetiminin yanlışlarını gündeme getirenlerin, değil böyle bir vizyonları olduğuna, elde edilen başarılara sevindiklerine bile inanmıyorum. Gerçekten bir marka değeri derdiniz varsa bunu yolu Avrupa'da başarılı olup dünyaya açılmaktan geçiyor. Bunun için de gölge etmeyin başka ihsan istemez?