Şu İstanbul basınındaki birçok spor yazarlarına şimdiye kadar haksızlık yapmışım.

Nedeni mi?

Baksanıza!

Bizden çok Trabzonsporlu kesiliverdiler.

Efendim Trabzonspor takımının kadro yetersizliği onları çok üzdüğünden ağıt yakar konumuna geldiler. 

Başakşehirli Okan sonradan oyuna Arda’yı, Topal’ı, Robinho’yu alırken Ünal Hoca Yusuf’u ve Ahmet’i almış.

Şampiyonluğa bu kadroyla oynanmazmış

Bakar mısınız!

Adamların hassasiyetine, sözüm on ayy niyetlerine.

Trabzonspor’u ne kadar seviyorlarmış da haberimiz yokmuş.

Bakın efendiler.

Sizler bakın işinize, sizin büyüttüğünüz ardalar. 

Sarı Yusufla beğenmediğiniz Ahmet’in ve de diğerlerinin yarısı etmez.

Gölge etmeyin, başka ihsan istemeyiz.

Maça gelince Ünal hoca bu sefer kadroda değil ama oyun anlayışında rotasyon yaptı.

Bu yüzden ilk yarının yarım diliminde ev sahibi takım geniş alanlar bulunca topa daha çok sahip olan taraftı.

Böyle oluncada bu süre zarfında hatlar birbirine karıştı

Panik başladı.

Ve de ardı ardına gollük pozisyonlar üretince rakip takımdan her zaman olduğu gibi iş başta Uğurcan’a ve Sosa’ya diğer arkadaşlarına düştü.

Hepsi bu kadar.

Son çeyrek dilimde oyun kimliğine dönen Trabzonspor takımı bakın dakika değil sadece bir kaç saniyede 3 net gollük pozisyon buldular.

Ancak Başakşehir kalecisi Mert Günok kurtardı.

Trabzonspor öne geçti.

Koruyamadı.

Penaltı pozisyonda Uğurcan’ın timing hatası varsa da kurtardıklarını işidir canım deyip geçemeyiz. 

İkinci gölde ise Hosseini’nin topu uzaklaştırmaması cabası...

90 dakika biz üstündük diyen Okan hoca neredeyse tek kale oynadık diyecek gibiydi.

Sevgili hocam.

Sen başka ben başka maç mı izledik! Veya kötü oynayan Trabzonspor’dan yediğiniz iki golü Sturridge ve Sörloth değilde kendi kalenize mi attınız!