Trabzonspor Başkanı İbrahim Hacıosmanoğlu, gündemi sarsacak tarihi açıklamalar yaptı. İşte bizi ofisinde misafir eden ve tüm sorularımıza açık yüreklilikle cevap veren başkan ile yaptığımız sıcak sohbet:

TFF, 2010-11 sezonunun tescilinin iptali talebinizi reddetti, artık yol haritanız nasıl olacak?

Türkiye'de futbolun temelinde adaletsizlik olduğunu herkes biliyor. Halk da biliyor ve büyük çoğunluk da bundan rahatsız. Şike yok diye diretseler de yapılan tüm sportif yargılamaların sonucu ortada. Yöneticilere teşebbüsten ceza verdiler, 'sahaya yansımadı' dediler, futbolculara ceza verdiler. Kullandıkları o çocuğu (İbrahim Akın'ı kastediyor) çıkarmış hâlâ konuşturuyorlar, Savcıyı suçluyor. Türk futbolunu temizlemek için namusuyla çalışan emniyet, savcı ve hakimlerimize hakarettir bu. Bu mevkilerdeki isimlere minnet borçluyuz böyle bir pisliği ortaya çıkardıkları için. Biz bir başvuru yaptık ve TFF Yönetim Kurulu'nda bunun görüşülmesini istedik, federasyon yanlışından dönsün istedik. Ama onlar bu yolda gitmekte ısrar ediyor, UEFA ve FIFA'yı gözardı ediyorlar. Türk futbolunu ateşe atıyorlar. 'Onlar iç işlerimize karışamazlar' deseler de bu kuruluşların süreci izlediklerini biliyorlar. Artık uluslararası boyut kazanmış bu pisliğin üstünü örtemezler, bu pisliğin de üstünde oturmaya devam edemezler. Bu Trabzonspor'un çalınan ilk kupası da değil. Büyüklerimiz daha iyi bilir ama 1995-96 sezonundan bu yana 4 tane şampiyonluğu çalınmıştır kulübümüzün. Biz kupa peşinde değiliz, biz Türk futbolunda adalet terazisinin doğru tartması için uğraşıyoruz. Şampiyonlukların sahada kazanılması için çaba harcıyoruz. Kendimiz için tüm Anadolu kulüpleri için çaba harcıyoruz.

UEFA ve FIFA'nın adını çok anıyorsunuz. Bu kurumlarla görüşüyor musunuz?

UEFA ve FIFA ile temasta olduğumuz isimler var. İstediğimiz, onların da tavsiyesi bu sürecin Türkiye'de adaletli bir şekilde sonuçlanması. Avukatlarımız şimdi TFF Tahkim Kurulu'na başvuru yapmak için çalışıyor. Bu süreç sonunda durum değişmezse Türkiye ağır bir bedelle karşı karşıya kalabilir. Buna biz üzülürüz ama gerekli kararları almayanlar sokağa çıkabilir mi? FIFA'nın dünyada bu tip durumlardaki uygulamaları belli. Hataları düzeltmek için bir süre tanıdılar. TFF başkanına sordum, FIFA ve UEFA size 'Bu sorunu böyle çözeceksin' şeklinde talimat verirse ne yapacaksınız diye, 'O zaman yaparız' dedi. Keşke şimdi kendileri düzeltse ve az yarayla bu olay halledilse. Çünkü dışarıdan müdahale olursa bu çok daha ağır bir bedel olacak. Kimse Türk futboluna toplu bir ceza veremez ama adı geçen kulüplerimiz çok daha ağır cezalarla karşı karşıya kalabilir. Türkiye'de kamuoyunu 'Hakimler, savcılar beni kandırdı' diye yandaş basınınızı kullanıp kandırabilirsiniz ama Avrupa'da futbolu yönetenler bilgi ve belgelere bakarak karar verirler. Türk futbolu, 3 Temmuz 2011'de temizlenmek için büyük bir fırsat yakaladı ama bunu kullanamadı. Türk futbolunda şike ilk defa yapılmıyor, şike her zaman vardı. Ama gelişen teknoloji ve bu sorunu bulup ortaya çıkarmak isteyen namuslu emniyet mensuplarınca kurulan radara yakalandılar. Bu işte medyanın da büyük suçu var. Yakalananları aklamak için yarıştılar. Atatürk, "Ben sporcunun zeki, çevik, 'ahlaklı' olanını severim' demiştir. Ama sanki yöneticiler 'ahlaksız olabilir' gibi davranıyorlar

FOTOMAÇ