Son haftaların skor alma açısından başarılı takımı Trabzonspor, Gençlerbirliği maçında, seyredenleri memnun etmeyen futboluna devam etse de, oynadığı sakin oyunla ne almak istediğini ortaya koydu.
İlk yarı futbol adına doyurucu olmasa da bunun normal olduğunu söyleyebilirim. Hava soğuk, taraftar fazla değil, iki takım da sıralamadaki yerinden memnun! Trabzonspor’da savunma arızası devam ediyor. Artık savunmayı yazmamak gerek. Mevcutlarla yapılacak başka bir şey yok. Hani yangında “ ilk kurtarılacak “ denir ya işte Trabzonspor’da ilk düzeltilecek yer olarak öne çıkıyor. Orta saha ilk yarıda yanlış yapmadı. Ama olumlu bir şey de yapmadı. Colman bildiğimiz Colman. Alanzinho attığı imzadan sonra skora etki eden vuruşları ile Trabzonspor’a katkıda bulunuyor.  İlk yarı vasat bir futbol izledik.
 
Trabzonspor ikinci yarıda da çok zevkli olmasada oynanan futbolun hakimiydi. Önde olmanın rahatlığı, bu skorun önümüzdeki haftalarda ne kadar işine yarayacağının bilinci ile Trabzonspor rahat, bol paslı ve topa daha çok hakim olarak maçı bitirmeye çalıştı.
 
Gençlerbirliği de Trabzonspor’a yardım eden kaderine razı futbol sergileyince haftanın ilk maçı sporseverlere fazla zevk vermedi.
 
İtirafta bulunmak istiyorum Aykut oyuna girmeye gelince birden şaşırdım, çünkü ben Aykut oynuyor zannediyordum. Meğerse Zokora oynuyormuş. Ve ben onun oynadığını hiç fark edememişim. Acaba bu benim ayıbım mı yoksa oynadığını hissettiremiyenin mi sizlerin takdirine bırakıyorum.
 
Tolga kas gevşetici hap isteyebilir, siz sağlık ekibi olarak ve başlarında bulunan doktor olarak nasıl verirsiniz? Hapın tesiri en az yarım saat veya bir saat sonra başlar. Ve maçın bitmesine 30 dakika var. Adamın canını sıkmayın ayıptır yahu. Adamın kası gerilmişse koysana kaleye Onur’u..Ne oldu sonuçta.. 90’da golü yedik gitti 2 puan..
 
Geçen yıl Umut Bulut’a yapılan yanlış bu sene de Burak Yılmaz’a yapılıyor. 100’ler kulübüne girmek için bir gole ihtiyacı var diye Umut’u strese sokanlar, şimdi de Burak Yılmaz’ın, Fatih’in rekorunu kırması için bir gole ihtiyacı var diyorlar ve futbolcuları etkiliyorlar. Buradan mümkün olan en masumdille söylüyorum. Ne yüzler kulübü ne de bir takımın en fazla gol atan futbolcusu olmak hiçbir sey katmaz insana.