Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanı Sayın Aziz Yıldırım’ın avukatları aracılığıyla yaptığı açıklamadır:

"Uzun bir süredir Türk Futbolu’nun üzerinde oynanan oyunları ibretle izlemekteyim. Tasarlanan bu oyun adım adım hayata geçirilmekte ve Türk Futbolu adeta dört bir yandan abluka altına alınmaktadır. Üstelik, kendilerini Türkiye Cumhuriyeti’nin üzerinde görenler bu projelerini hayata geçirmek için Yüce Meclisin, yasama, yürütme ve hatta yargı erklerini dahi kullanmaktan çekinmemektedirler. Ancak bunu yaparken unuttukları en önemli şey Fenerbahçe ve Aziz Yıldırım’dır.

Çok kısa bir süre önce 6222 sayılı yasada yapılan değişikliğin kamuoyuna nasıl servis edildiği herkesin malumudur. Aziz Yıldırım’ı kurtarma yasası olarak kamuoyuna sunulan ve hatta Sayın Cumhurbaşkanı tarafından dahi "Kişiye özel yasa" şeklinde nitelendirilmek durumunda kalınan yasanın sonuçları ortada olup bu yasadan kimlerin faydalandıkları açıkça ortadadır.

Aziz Yıldırım’ın ismini kullanarak emellerini hayata geçirenler şimdilerde yeni bir oyunu hayata geçirmenin peşindedirler ki; bu yeni oyunun adı da 58.maddedir.

KAMUOYU AÇIKÇA BİLMELİDİR Kİ 58.MADDE DEĞİŞEMEZ VE DEĞİŞMEMELİDİR.

Bizim bu madde hakkındaki yorumumuz gerek bu değişikliğin peşine düşenler ve gerekse Türkiye Futbol Federasyonu’ndan farklıdır. TÜRK FUTBOLUNDA ŞİKE, TEŞVİK VE TEŞEBBÜS SUÇ VE CEZALARI BİRBİRİNDEN AYRILAMAZ. Bu eylemleri birbirinden ayırmak isteyenlerin gerçek amacı yine FENERBAHÇE VE AZİZ YILDIRIM’IN adını kullanarak birilerini ve bazı kulüpleri kurtarmaktan başka bir şey değildir. Bu sebeple; puan silme ve madde üzerinde yapılacak değişiklikler, tarafımızca en sert şekilde cevabını bulacaktır.

Bu değişikliği yapmak isteyenler, bunu KİMLER VE HANGİ TAKIMLAR İÇİN YAPTIKLARINI AÇIKLAMALI; BUNU AÇIKÇA ORTAYA KOYMALIDIRLAR.

TV kanalları arasında mekik dokuyarak ve hatta devlet makamlarını dahi kullanarak temiz olduklarını ’Ama bu temizliğin biraz ince ayara muhtaç olduğunu’ söyleyenlere yegane tavsiyem yargılanmaktan korkmamalarıdır.

SUÇSUZ OLDUKLARINA İNANANLAR, YASALARI DEĞİŞTİRMEK İÇİN BU KADAR ÇIRPINMAZLAR.

Görsel ve yazılı medya önünde Aziz Yıldırım ve Fenerbahçe hakkında ’ÖNCE ASALIM SONRA YARGILAYALIM’ edebiyatı yapanların, kulislerde tasa değişikliği için kılıktan kılığa girmeleri sebepsiz değildir.

Şimdi kamuoyunun bilgisine bunun bazı sebeplerini sunacağım. İddianamede yer alan ve sadece Fenerbahçe ve Aziz Yıldırım’a atfedilenlere dair iki resim arasındaki 7 farkı kamuoyunun takdirine sunuyorum;

İddianamenin, "İDDİANAMENİN EK KOĞUŞTURMAYA YER OLMADIĞINA DAİR KARARLAR", başlığının 17. Sahifesinin 2.paragrafında:

"30.04.2011’de, Diyarbakır’da oynanan Diyarbakırspor-Orduspor futbol müsabakası öncesi Orduspor Kulüp Başkanı Nedim Türkmen’in, Giresunspor Başkanı Ömer Ülkü’ye, Diyarbakırspor Kulübü eski başkanı Abdurrahman Yakut üzerinden, oynanacak maçın Orduspor lehine sonuçlanmasını sağlamak için şike faaliyetinde bulunması için talepte bulunduğu, şahsın bu amaçla Abdurrahman Yakut’la görüştüğü ve akabinde tarafları buluşturduğu, yapılan iletişim tespit tespitleri neticesinde belirlenmiş ise de; tarafların şike amaçlı anlaştıklarına, Abdurrahman Yakut’un maçta şike yaparak menfaat temin ettiğine dair somut delil elde edilememiş, kazanç veya sair menfaatin verildiğinin, vaat veya teklif edildiğinin belirlenememiş olması nedeniyle suçun unsurları oluşmadığı" sonuç ve kanaatine ulaşılmışsa da;

Aynı iddianamenin 177. Sayfasında Bursaspor- İstanbul Büyükşehir Belediyespor müsabakasında Fenerbahçe’nin teşvik primi vermesiyle ilgili "Eylemin Değerlendirildiği" sonuç bölümünde:

"Aziz Yıldırım’ın talimatlarıyla hareket eden İlhan Yüksel Ekşioğlu’nun, Ali Kıratlı üzerinden; İbrahim Akın ve İskender Alın gibi bazı İ.B.B. Sporlu futbolcuların gayrı resmi menajerliğini yapan Yusuf Turanlı ile 06.03.2011 günü oynanan Bursaspor- İstanbul Büyükşehir Belediyespor müsabakası öncesinde; teşvik primi verilmesi amaçlı anlaşma yaptığı, teşvike konu 60.000 TL paranın İlhan Ekşioğlu’nun talimatıyla Halil Köntek aracılığıyla Ali Kıratlı’ya, bu şahıs tarafından da Yusuf Turanlı’ya maç sonrası teslim edildiği, (Her ne kadar yapılan iletişim tespitlerinde ve telefon detay döküm analizi – baz istasyonu çalışmalarında; İbrahim Akın, İskender Alın, Zeki Korkmaz, Metin Depe ve Can Arat isimli İBB Sporlu futbolcular ve İBB’nin eski futbolcusu Necati Ateş’le; teşvik primi verilmesi amaçlı irtibat kurulup görüşüldüğüne dair bazı deliller elde edilmiş ise de; bu futbolcularla anlaşıldığına, futbolcuların anılan maçtan dolayı teşvik primi alarak menfaat temin ettiklerine dair somut delil elde edilemediğinden haklarında sevk maddesi tansim edilmemiştir.)

Aziz Yıldırım liderliğindeki suç örgütünün teşvik primi vererek 06.03.2011 günü oynanan Bursaspor- İ.Belediyespor müsabakasında; Bursaspor ile ilgili hedefledikleri sonuca ulaştıkları belirlenmiştir" sonuç ve kanaatine ulaşılmıştır.

Bu iki resim arasında 7 fark bulunmamaktadır; fark TEKTİR.  O DA TARAFTARLARDAN BİRİNİN FENERBAHÇE VE AZİZ YILDIRIM OLMASIDIR.

Kamuoyuna arz edilir.

Son sözlerim de TFF yetkililerinedir. Yine hayret ve ibretle izlediğim üzere TFF Yönetim Kurulu, nedeni kendinden menkul ani kararlarla yetkilerini devretmeye kalkmakta ve "Biz yapmadık ki onlar yaptı" gibi ufak hesaplarla ellerimizle kurduğumuz bu kurumun saygınlığına gölge düşürmektedir.

Unutulmamalıdır ki; İddialara adı karışan her kulüp ve yetkilisi yargılanacak ve bu konudaki her belge, her delil ve her tape tıpkı bize yapıldığı gibi kamuoyu ve bağımsız yargıçlarla paylaşılacaktır.

Bu nedenle; kendilerinin, hiç kimsenin ve hiçbir kulübün avukatlığına soyunmalarına gerek yoktur.

Kaldı ki Fenerbahçe suçlu bulunursa küme düşecektir ve bu kimse tarafından yapılmazsa bizler eliyle hayata geçirilecektir. Bu nedenle kişi ve kurumların, ucuz popülist yaklaşımlar ve çelişkili beyanlar ile kamuoyunu yanıltması boşunadır.

Yapılması gereken; Emniyet Müdürlüğü, görüşünü "19 maçta şike kesin" olarak açıklayanların ve "son 5 maçın sonucunu bildiğini" savunma hakkı kullanılmadan kesin bir dille iddia edenlerin, Fenerbahçe’yi 26 Ocak tarihine kadar küme düşürmelerinin gerekliliğidir.

Bunu yapmayanların artık konuşmaları yersizdir ve kendilerine yegane tavsiyem artık SUSMA HAKLARINI KULLANMALARIDIR."