Günahı ile sevabı ile bir ilk yarı sona erdi. Bu biten ilk yarı karnesinin kimi Trabzonsporlulara göre 3. sıra da iyidir, kimine göre ise daha çok puan toplayıp daha yukarılarda olabilirdiktir. Doğrudur yanlıştır bu görüşler, ikisine de saygı duyuyorum. Zira bu iki görüş de Trabzonspor taraftarlarının görüşüdür. 

Her zaman derim. Kimse kimseden daha çok Trabzonsporlu değildir, olamaz da. Ondandır ki başarılı olmayı istemek onların analarının sütü gibi helaldir. O güç takımlarında da vardır. Hiçbir Trabzonsporlu taraftarı hayal dünyasında değildir. Dün olmamıştır, bugün de olmayacaktır. 

Bakın dün Hollanda’dan, Almanya’dan maça gelen bir grup gençleri gördüm. İdman maçı havasında geçecek bu karşılaşmaya geliyorlarsa bunun anlamı yücedir. Yani şampiyonluk beklentisidir. Şehrin bütünleşmesidir. Bazı şampiyonluklar da bile böylesine susamışlığı, birlikteliği, bütünlüğü yaşamadım dersem inanın. 

İlk yarının lideri de bu duyguları taşıyan taraftarlardır bana göre. Şimdi şapkayı önüne koyacak olan teknik heyettir. İsterseniz sondan başlayalım. Paf takımı hüviyetinde olan Kayserispor’dan dahi 2 gol yeniliyorsa, tamı tamına 14 maçta gol yiyorsa, bu takım öne geçtiği maçlarda skoru galibiyeti koruyamıyorsa, dahası bu geçen sezondan beri devam ediyorsa, yanlış kadro seçimi, oyuncu değişimi de bununla at başı gidiyorsa, bunlar hastalık halini alıyorsa, çaresi nedir bilinemeyip çözüm üretilemiyorsa, çözüm yerine başka mazeretler aranıyorsa teknik kadroyu dersine iyi çalışmaya, çözüm üretmeye davet etmek herkesin hakkıdır.

Unutulmamalıdır ki ikinci yarı ilk yarıya benzemeyip kurtlar, kurtlarla dansa benzeyecektir. Benden söylemesi.

Kaleci Uğurcan’a da geçmiş olsun dileklerimi iletir, sağlıklar dilerim.