Slovak çetesinin bir üyesiydi ancak bekleneni veremedi. Muharrem Usta'nın aldığı Matus Bero'yu Ahmet Ağaoğlu Vitesse'ye sattı. O günden bu yana sarı siyahlı ekibin formasını giyen Slovak futbolcu şu anda kulübününen önemli ve istikrarlı isimlerinden biri haline geldi. Kulüp performansıyla Şampiyonlar Ligi potasına girerken kupa finalinde de Ajax ile karşılaşacak.

Son bir yıldır belki de bunu söylemek çok zor. Özellikle Hollanda'da. Senin için koronavirüs süreci nasıl geçti ve geçiyor? Hayatında neler değişti?
- Koronavirüs sürecinden sonra çok şey değişti. Sadece benim değil herkes için öyle. Oldukça zor zamanlardı. Futbol oynayamıyorsuunz, antrenman yapamıyorsunuz ve hayatınız bir anda farklı bir boyuta geçiş yapıyor. Buna alışmak bir hayli zor.

Koronavirüs sürecinde en çok etkilenen sporların başında futbol geliyordu. Binlerce belki milyonlarca taraftar şu an statlardan uzak. Karşılaşmalar seyircisiz oynanıyor. Senin futbolunu etkileyen bir durum oldu mu? Neler yaptın hem ara verilen sürede hem de sonrasında? Yaşadıklarını anlatır mısın...
- Taraftarsız oynamak çok zor. Oyunun tüm duygusu değişiyor. Bu sebeple seyircilere ihtiyacımız var. Onlar sizi destekliyor, eleştiriyor, size tüm benliklerini geçirebilmenin her yolunu deniyorlar. Enerjinizin tamamını vermek zorundasınız ve taraftarın olmaması bazen sizi de zorluyor. Performansım zaman zaman kötü de olsa her zaman daha yukarısı için çabalıyorum.

Trabzonspor'a transfer olduğun sene ilk defa ülken dışında bir deneyim yaşadın. Türkiye maceran aslında pek istediğin gibi gitmedi ancak senin olgunlaşmanda yardımcı oldu diye düşünüyorum. Sence buradaki dönemin senin adına nasıldı?
- İlk olarak Trabzonspor'a teşekkür ediyorum. Beni Trabzon'a getirip böylesine büyük bir takımda oynattıkları ve bana bu şansı verdikleri için. İlk defa böyle bir taraftar önünde oynama şansı yakaladım. Zaman zaman zor anlar yaşasam da benim için her an olumlu ve heyecanlı bir kariyerdi. Kendimi hep mücadele etmeye odakladım. Kaldığım 2 senede en iyi performansımı vermeye çalıştım.

Dönemin başkanı Muharrem Usta ve teknik direktör Ersun Yanal seni çok istemişti. Hatta takımda senin gibi iki Slovak oyuncu daha vardı. Adaptasyonunun sorun olmayacağı bir süreç de geçirdin. Ancak takım olarak başarı bir türlü yakalanamadı. Bunun sebebi neydi?
- Sadece bir neden yoktu. Birçok sebep bulabilirsiniz. Bunun hakkında konuşmak artık gereksiz. Trabzonspor çok değerli bir takım.

Trabzonspor'dayken seni hep gücü ile oynayan, baskı gösteren ve çok koşan biri olarak tanıdık. Sen aslında işin hücum kısmında olan ve skor katkısı da veren birisin ancak bunu pek gösteremedin. Senden istenen şeyler farklı mıydı saha içerisinde?
- Ülkemde oynarken daha ofansif bir misyonum vardı ve takım benim üzerimde toplanıyordu. Trabzonspor'da ise daha defansif ve katkısı yönünden daha kısıtlı bir yerde mevkilendirildim. Sebebi buydu.

Trabzonspor'dan ayrılık sürecin nasıl oldu? Vitesse'den teklif aldığında neler hissettin ve seni takımdan koparan neydi?
- İkinci sezon çok fazla forma şansı elde edemedim ve ardından ayrılık kararı verdim. Şu an buradayım ve mutluyum.

Trabzonspor taraftarı hakkında neler söylemek istersin?

- Kesinlikle çok büyük bir taraftarı var Trabzonspor'un. İnsanlar sizden biri olarak gördüğüne kanaat getirdiğinde desteğini esirgemiyor. Çok da iyi tribün coşkusu elde ediyorsunuz. Onlara en içten sevgilerimi gönderiyorum. Geldiğim günden ayrılana kadar geçirdiğimiz iki sene için de teşekkürler.

Hollanda Türkiye'den çok farklı bir ülke. Futbolu da öyle. Birçok dünya yıldızı bu ligde oynadı. Şu an ne durumdasın? Hem mantalite hem fizik hem de performans açısından?
- Burası güzel bir yer. Arnhem de öyle. İnsanlar ülkemdekilerle aynı karakterlere sahip ve birbirlerine benziyorlar. Burada vakit geçirmekten hoşlanıyorum. Oynadığım mevkide kendimi geliştirmek, gerekliliklerini yerine getirmek ve daha iyiye ulaşabilmek adına çalışıyorum.

Vitesse'de üçüncü sezonunu tamamlamak üzeresin. Arnhem'de takım olarak önemli işler yapıyorsunuz. Ayrıca bir yanında Bazoer var diğerinde ise Tannane var. Burada olmak ve takımın parçası haline gelmek seni nasıl hissettiriyor? Her ne kadar büyük takımları geride bırakamasanız da güçlü bir takım olmayı başardınız.
- Özel ve güçlü bir takımımız var. Gerçekten iyi isimlere sahibiz. Buranın bir parçası olabilmek ve arkadaşlarımla birlikte ortak hedef için duygularımızı paylaşabilmek önemli. Hem kişisel hem de takım olarak en iyisini vermeye odaklanıyoruz. Zaman zaman işler ters gitse dahi üstesinden geleceğine inandığımız bir grubumuz mevcut.

Bu sezon ayrıca Hollanda Kupası'nda da finale yükseldiniz ve rakibiniz Ajax olacak. Final oldukça zor geçecek. Kulüp daha önce bu zafere ulaştı ancak bu kez karşınızda güçlü bir takım var. Kupayı kaldırma ihtimalinizi nasıl değerlendiriyorsun?
- Kupa maçı hem benim hem de kulüp için çok özel. Biz en iyi performansımız ortaya koydukça şanslarımızı yarı yarıya görüyorum. Umarım kazanan biz oluruz.

Vitesse son senelerde yakaladığı ivme ile yukarı sıralar için umut verdi ancak bazı gerçekler de var. Bilhassa Ajax ve PSV'nin önde götürdüğü bir yarış söz konusu çoğunlukla. Şampiyonluk mücadelesi verebileceğinize inanıyor musun ilerleyen yıllarda?
- Hem Ajax hem de PSV Hollanda için büyük ve özel kulüpler. Onlara mücadele edebilmek adına her zaman yukarı doğru adım atmanız ve buna göre yönetilmeniz gerekiyor. Şu an takımda buna yönelik birçok şey var ancak sahada da bunu almanız lazım. Biz elimizden geldiğince her maçı oynayıp kazanmaya odaklanıyoruz. Her zaman takımınıza güvenmelisiniz.

Üç farklı ligde oynadın. Slovakya, Türkiye ve Hollanda. Haklarında ne söylemek istersin?
Çok çok çok farklı ligler. Oyuncular ilk adımlarını burada atıyorlar. Büyük bir şans onlar için. Slovakya'dan başlamam gerekiyordu çünkü burası benim evim. Türkiye'ye gittiğimde ise büyük stadyumlar, köklü takımlar ve yıldız oyuncular vardı. Hollanda'da ise genç yetenekler söz konusu. Tüm takımlarda geleceğe yönelik isimler bulunuyor ve burada oynamaktan keyif alıyorum.

Trabzon'dan sonra Arnhem'e geldin. İki şehir arasında nasıl farklılıklar var?
En büyük fark Arnhem Avrupa Birliği sınırlarında. Trabzon'un ise denizini çok beğeniyordum. Hollanda'da olmayan bir şey Çok güzeldi. Kendimi evimde gibi hissediyordum. Tekrar gelmek istiyorum şehre. Orada kentin tadını çıkarıyordum. Hala çok seviyorum.

Damga