Hilton Oteli’nde yapılan toplantıda Dernek Başkanı Sait Gürsoy’un sorularını yanıtlayan Abdullah Avcı, şunları söyledi:

"Futbolumuzun mevkiisel olarak sıkıntıları vardı. Son dönemde bu sıkıntılı mevkiilere, potansiyel adayların daha fazla ortaya çıkması beni çok heveslendiriyor. Özellikle benimle U-17 takımında Avrupa şampiyonluğu yaşamış, şu anda 23-24 yaşına gelmiş, belli tecrübeleri de artık kazanmış futbolcularımız var. A Milli Takım’da yaşanacak değişim açısından mayıs ayı çok önemli. Mayıs ayında beş tane hazırlık maçı oynayacağız. O süreç, gelecekteki resmin nasıl olacağı konusunda çok önemli bir veri olacak. Bugüne kadar büyük turnuvalara hep ikinci sıradan veya play off’tan çıkarak gittik. Artık eşik atlama zamanı geldi. 2014 Dünya Şampiyonası’na grubumuzda birinci olarak gitmeliyiz. Kura çekerken inşallah Hollanda çıkar dedim. Kurayı çektim ve gönlüme göre oldu. İkincilik hedef ise, bir üstü de gerçekçi bir hedeftir."

Avcı, son dönemde taraftar desteğini yitiren, özellikle kulüpler arasındaki çekişme ortamının kurbanı olan A Milli Takım’a destek konusunda, eski günlere dönülmesi gerektiğini ifade etti. “Herkesi kırmızı-beyaz görmek istiyorum” diyen Abdullah Avcı, şöyle devam etti:

"Şu anda, benim hisettiğim, bir destek ortamı var. Bu ortamın devam etmesini temenni ediyorum. Milli takımın, herkesin takımı olduğunu yeniden idrak edelim. Bu işe herkes destek verecek, sabırlı ve sakin olacak. Biz de bunun karşılığını vereceğiz."

Stat konusunda sıkıntı olduğunu vurgulayan Avcı, "İzmir’de maç oynamak istedim, ancak Atatürk Stadı’yla ilgili sorun var. Ancak 29 Ocak’taki Karşıyaka-Göztepe derbisini, tribünden takip etmeyi çok istiyorum" diye konuştu.

Avcı, Türk futbolunda son dönemde lider özellikli futbolcuların azalmasıyla ilgili gelen soru üzerine hala lider oyuncuların olduğunu, ancak eskisi kadar saygı görmediklerini belirtti, "Çünkü onlar da etrafından saygı görecek şekilde davranırdı. Son dönemde lider oyuncuların sayısı azalmış olabilir. Çünkü ilgi alanları da fazla dağıldı. Takımlar eskiden daha fazla birliktelik yaşardı" dedi.

Türkiye’de, futbolun içinde yer alan ana unsurlar arasında, teknik adamların ve hakemlerin belirli eğitimlerden geçtiğini, ancak yönetici ve medya grubunun her hangi bir eğitimden geçmediğini vurgulayan Avcı, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Medyanın, futbol oyunuyla ilgili eleştirilerini dikkate almak gerekir. Oradan cebimize bir şeyler koyabiliriz. Ancak futbol dilini konuşan insanları ve meslektaşlarımı dinliyorum. Özel hayatla ilgili eleştirilere üzülmemek elde değil. Futbolun içinde eğitimden geçmeyen iki kurum var; yöneticiler ve medya. Onlar da biraz daha katkı sağlarsa ileriye doğru adımlar atabiliriz. Daha maç oynamadan A Milli Takım Teknik Direktörü eleştirilebiliyor. Bunu değiştirmemiz lazım."

Avcı, yorumculuk yapan teknik adamların da kariyer seçimi yapması gerektiğini belirterek, "Teknik adamlar arasında çok ciddi, seyirciyi bilgilendiren yorumcular kesinlikle var. Ama 3 ay orada, 6 ay burada olunması yanlış" ifadesini kullandı. Kendisinin sokaktan geldiğini hatırlatan Avcı, son olarak şunları söyledi: