Trabzonspor Kasımpaşa'ya karşı aldığı yenilgidn sonra yönetimde sular kaynamaya başladı. Taraftarların da büyük tepkisini çeken yöneticler ve futbolcuların önümüzde ki günlerde nasıl bir tavır alacağı merak konusu. Ancak Trabzonspor futbol koordinatörü Özkan Sümer bu süreç içerisinde TAKA Gazetesi'ne önemli açıklamalar yaptı.

SORU: Hocam, geçmişten, Başkanlık yaptığınız dönemden başlayalım…

ÖZKAN SÜMER: Benim başkan olmamın temelinde şu vardı: Bir takım, yönetimsel, kurumsal yapı da aksaklıklar, çarpıklıklar vardı. TSYD’de bir açıklama yapmıştım ve orada bana bir soru sorulmuştu: Başkan olur musunuz? Ve ben, şu cevabı vermiştim: Trabzonspor’un bana ihtiyaç duyduğu her alanda vardım. Daha sonra ki gelişmeler, bana böyle bir rol (Başkanlık) yükledi. Başkan adayı bulamamamız ile beraber, maalesef koca camiada, Sayın Mehmet Ali Yılmaz’ın karşısında duracak bir aday çıkmadı. Ben de başkanlığa aday oldum ve adaylık açıklamamı, seçime bir hafta kala yaptım. Sonuç malum. Başkan oldum. Başkan olurken de, vazgeçtiğim değer, antrenörlüktür.

SORU: Yine başkan olur musunuz?

ÖZKAN SÜMER: Daha önce İskender Önal ve Nuri Albayrak’ın aday olduğu dönemde, Trabzonspor’un geleceği ile ilgili duyduğum kaygılardan ötürü aday oldum. Yalnız, kendimizi tam anlatamadık veya anlaşılamadık ki, seçimi kazanamadık. İstifamın ardından hem kurumsal hem camia bazında bir kaos yaşandı. Bizim başlattığımız planlı süreçler hem ekonomik hem de sportif açıdan değiştirildi. Ancak bu saatten sonra kesinlikle başkan olmam.

SORU: Mevcut yönetimde ki en önemli eksiklik ne?

ÖZKAN SÜMER: Bu soruya aslında Türkiye genelinde cevap vermek istiyorum. Ülke futbolunda ne yazık ki bütün yönetimler, en sorumlu oldukları sportif başarıyı en tutarsız şekilde çözmeye çalışıyorlar. Transfer, bir kulüp için önemli bir şey değil, en önemli tek şeydir. Sportif başarı, ekonomik dengeler… Her şey onda (Transfer)…  Bunu iyi yönetemezseniz, kitlesel tatminsizlikler oluşur. Ekonomik kayıplar ve sportif başarısızlıklar gelir. Trabzonspor, diğer kulüplerden farklı olmayan, ciddi transfer kayıpları yaşamıştır. Bazı kulüpler istisnadır. Ekonomik güçleri sınırlı olduğu için, transferleri ve dolayısı ile yanlışları da sınırlı kalır.

SORU: Şenol Güneş’in gidişi, Tolunay Hocanın gelişi…

ÖZKAN SÜMER: Bana göre Şenol Hoca işi bu noktaya getirmemeliydi. Geçen sene mevsim sonuçlandığında, ayrılsa idi, en doğru karardı. Birazcık hırpalandı diye düşünüyorum. Bir kısım şeylerin kendi istediği şekilde gelişmediği konusunda ki rahatsızlığını söylemişti. Böyle bir tatminsizliği olduğu yerde ayrılmalıydı. Tolunay Hocaya gelince… Tolunay Hocanın Trabzonspor duygusunu biliyorum. Buraya gelişinde ki, getiriliş yönteminin acemice olduğu düşüncesine katılmıyorum. Eğer bir ekip ayrılmışsa ve sen hazırlık yapmamışsan bu bir yanlıştır. Daha önce Şenol Hocanın gitmek istiyorum yönünde ki sinyalleri, zannediyorum, yönetimi buna itti.

SORU: Ünal Karaman, geldi, gitti, geldi, gitti…

ÖZKAN SÜMER: Bana göre bunu Şenol Hocaya sormalısınız. Çünkü neden? Burada bir tutarsızlık var gibi geliyor bana. Neden Ünal hoca ayrıldı? Ayrılmış ise, üzerinden fazla bir zaman geçmeden neden tekrar geldi? Başarı için devamlılık, önemli ihtiyaçlardan biridir. Şenol Hoca ile Ünal Hocanın arası çok iyiydi. Zannedersem, Şenol Hoca çekilip Ünal Hocayı getirecekti… Sonradan yaşanan bu kopmalar gelmeler, farklı etki oluşturdu.

SORU: Gökdeniz ve Fatih Tekke gitti. Sonra Fatih Tekke gelemedi. Ne düşünüyorsunuz?

ÖZKAN SÜMER: O süreç başka. Orada ki ayrıntıları çok iyi bilmiyorum. Takip edebildiğim kadarıyla, Fatih Tekke’nin katılması ile ilgili çok ciddi hamleler yapıldığını biliyorum. Ama başka sorunlar çıktı galiba. Farklı


SORU: Magazinsel devam etmek istiyorum. Volkan Konak, sizin Trabzonspor’da olmamanız gerektiğini söylüyor. Bazı taraftar kitlesinin de gözünde bu algı var. Ne söylemek istersiniz?

ÖZKAN SÜMER: Volkan Konak’ın bu ifadeyi kullanmasını ben hala anlayamıyorum. Çünkü Volkan Konak düzeyinde ki bir insanın; insanların, ne yaptığını bilmeden, sadece uzaktan izleyerek veya bir kısım söylemlerden hareket ederek yorum yapması, olayı yargılaması, ne kadar onun değeriyle aykırı düştüğü ortada.

SORU: Hami yetiştiriyor musunuz? Veya yerli yıldız…?

ÖZKAN SÜMER: Ben en son devamlılık içinde 1994-2000 yılları içinde geldim. O dönemde, Gökdenizler, Fatihler, Gökhanlar, Metinler, çıktı. Daha çok oyuncu katmıştık profesyonel takıma. Bu bir devamlılık diyorum. Altyapı faaliyetleri, günü-birlik olacak işler değil. Kesintiye uğradığı zaman, başka bir anlayışla başka bir yola giriyor. Veya işlemler ile ilgili ihtiyaç duyulan bağlantılar kopuyor. Volkan Konak ve bunun gibilerin anlamadığı şu: Benim altyapıya gelişimde ki tek şart, herhangi bir ücret almamak koşulu vardı. Yani ben, ücret almamak üzere geldim. Neden? Altyapıda ki üretimsizlikten duyduğum rahatsızlığı gidermek için bir katılma ihtiyacı hissettim. Bir baksınlar, ne yapıyoruz, ne ediyoruz… Şu anda ülkemizde önemli akademik faaliyetler sürdürülüyor. Trabzonspor bu kulüplerin önde gelenlerinden bir tanesi… Son derece üretken ve kaliteli altyapı faaliyetleri var. Yakında eksik olan kısımlar da giderilecek. Şimdi ki tabloya bakıldığında, 1461’de, A takıma uygun 8 tane futbolcu var. İnsanlar önyargılardan kurtulmalı.

SORU: 1461 Trabzon ile aranızda geçenler hakkında ne söylemek istersiniz? İstedikleri sahaya izin vermemişsiniz, medyaya yansıyanlar, filan…

ÖZKAN SÜMER: Sahaların benimle ne alakası var? Medyanın uydurmalarının gerçeklikle bağdaştırılması yanlış bir bakış açısıdır. Antrenman sahaları da var, maç sahaları da.

SORU: Aralıkta yönetim muhtemelen gidecek. Kim gelir veya desteklediğiniz bir isim var mı?

ÖZKAN SÜMER: Onu bilemeyiz. Camianın bu potansiyele sahip olduğunu düşünsek dahi, bu potansiyeli kimin doğru kullanacağı çok önemli…

SORU: Haluk Ulusoy Kamp ve Eğitim Tesisleri; Trabzonspor Futbol Akademisi oldu…

ÖZKAN SÜMER: Faaliyetlerin orada yoğunlaşması şeklinde katkılarım oldu. Akademik açıdan en iyi kulüplerden biri Trabzonspor’dur. Futbol değerlerine uygun olarak, orayı devam ettiriyoruz.

SORU: Trabzonspor’da eski ruh yok. Sizin buna bakış açınız nedir?

ÖZKAN SÜMER: O konuda elbette fikrim var. Buna değinmek yanlış. Çünkü ifade ettiğim o bir kısım insanlar gibi uzaktan görüp yorum yapmış olurum. İşin özünü bilmeden bir şey söylemek istemem.

SORU: Peki, yabancı futbolcular ve futbolcu fazlalığı…?

ÖZKAN SÜMER: Trabzonspor, bu yükten kurtulacak. Yani futbolcu fazlalığından… Bu konuda önemli olan, gidenlerin yerine oyuncu yenilemede, çok seçici olmak zorunda.

SORU: 2012-2013 Sezonunda ki kupa durumları nedir?

ÖZKAN SÜMER: Türkiye Kupasında lig zaten devam ediyor. Elbette ki en iddialı takımlardan bir tanesidir Trabzonspor. Ligde de toparlanma sinyalleri veriyor.

SORU: Giray Hocanın gelişi hakkında ne söylersiniz?

ÖZKAN SÜMER: Bana göre Giray Hoca bir sistem gereği gelmedi. Yapılan işlere, gelmelere, gitmelere bakıldığında ortada bir sistem yok. Sistem olması için, bir karakter, bir devamlılık olmalı. Burada bir devamlılık olmadığı için sistem olamaz. Giray Hoca bir ihtiyaç doğrultusunda gelmiştir. Transfer denilen hadise, iyi planlanmalı, değerlendirilmelidir. Bir kısım referanslara dayalı işler yapılırsa, elbette ki bu tür sorunlar çıkar.

Herşeyi Başbakan Belirledi

SORU: TFF İle ilgili birçok isim söylendi, sayıldı… TFF Denildiğinde akıllara gelen isim kimdir?

ÖZKAN SÜMER: TFF’de performans değerlendirmesi yaparsak, Haluk Ulusoy’u başta yazmalıyız. Şenez Erzik’in de önemli katkılar yaptığını söylemeliyiz.

SORU: Trabzonspor ile şike süreci arasında ki bağ?

ÖZKAN SÜMER: Ne gibi politikalar izlediğini bilmiyorum. Baştan susmayıp, tepki gösterseydi iyi mi olacaktı, hiçbir zaman bilemeyiz. O nedenle Trabzonspor’un tutumunu eleştirmek yanlış. Siyasetin ve TFF’nin bu konuda belirleyici olduğu ortada. Yargı bile belirleyici olamamış. Trabzonspor ne yapsın? Trabzonspor’un bu konuda ki çabalarını veya yetersizliğini yargılamak yanlış… Çünkü bütün bu uygulamalar gösteriyor ki etki mekanizması farklı.

SORU: Trabzonspor şike sürecinin ne kadar içerisinde? Trabzonpor’dan bağımsız/bağımlı, haberli/habersiz böyle bir şikeye yeltenen oldu mu? Duydunuz mu?

ÖZKAN SÜMER: Şimdi bu olayların hepsi oldukça fazla irdelendi ve sonuçlandı. Kalkıp da bu olanları düşüncemiz doğrultusunda yorumlayıp bir yere bağlamaya gerek yok. Çok uzunca bir süre, TFF ve diğer oluşumlar araştırıldı incelendi. Zaten TFF’nin Türk Futboluna katkısı da ortada. Şu anda Türkiye 40. sırada.

SORU: 2010-2011 Kupası Trabzonspor’a gelir mi?

ÖZKAN SÜMER: Onu bilemem. Ancak şunu söyleyebilirim, ülkemizde adil futbolun devam etmesi için bu haksızlığın giderilmesi lazım. Aksi takdirde bu üzüntüler ve kinlenme durmaz.

SORU: Süreçten önce Fenerbahçe ile aranız nasıldı?

ÖZKAN SÜMER: Ezeli rakiplerin arasında olması gerektiği kadar bizim de aramızda rekabet vardı. Ama rekabetin ölçüsü vardı. Sonuca etki edecek kin yoktu.

SORU: Kupayı almak için girişimlerde bulundunuz mu?

ÖZKAN SÜMER: Trabzonspor’un bu konuda ki girişimleri hafife alınamaz. Girişimlerde bulunsak da bunun etkili olacağını zannetmiyorum. Neden? Siyaset, TFF, Kulüpler birliği bir ilişki içerisinde olayın kararını verdi. Mesela Hasan Al’ın kitabı çok enteresandır. Başlığı, “Kupa Başbakanda” dır. Yani, her şeyi başbakan belirledi. Şike var sahaya yansımadı. Böyle bir tanımlamanın olduğu yerde neyin hakkını arayabilirsin? O gücü aşabilecek bir güç var mı Türkiye’de?

SORU: Platini ile Başbakanın görüşmesi?

ÖZKAN SÜMER: Başbakan Platini’yi kendi düşünceleri doğrultusunda ikna etmeye çalıştı. UEFA’da süreç devam ediyor. Bilemiyorum ama… Yani UEFA’nın Türkiye’de ki uygulamaları, Başbakanın ilk düşüncesiyle bağdaşır durumda.

SORU: Trabzonspor’dan ayrılmayı düşünüyor musunuz? Ayrılırsanız, ne zaman ayrılacaksınız?

ÖZKAN SÜMER: Görevim devam ediyor. Benim işim tamamen antrenörlük… Başkanlığımın benim antrenörlük kimliğimi yok ettiği düşünceleri kesinlikle yanlış. Trabzonspor, benim bilgim, becerim, teknik donanımım, her şeyimden yararlanıyor. Bunları bilmeden kalkıp da, orada hiçbir şey yapmadan oturuyor, demek yanlış. Trabzonspor’a katkı yapabildiğimi düşündüğüm sürece, buradayım. Tabi bir de yönetimin beni onaylaması var. Eğer onaylamasa, giderim, saygı duyarım.

merkez DAHA ÖNCE GİTMELİYDİ!

SORU: Yetkilerinizin el verdiğince, kulübün başarısı için radikal değişiklikler yapmayı düşünüyor musunuz?

ÖZKAN SÜMER: Radikal değişiklikler yapıyoruz zaten. Hem de geçerli ve gerçekçi bir şekilde… Trabzonspor’un en önemli ihtiyacı, nitelikli oyuncu üretmek… Benim de en iyi bildiğim şey başkanlık filan değil. Futbolcu eğitimi, eğitimin organizasyonu, oyuncu gelişimi, en iyi bildiğim şeydir. Camia bildiğim şeyden yararlanmayı reddediyor da, benim başka işler yapmam hususunda dürtüler var. Kulübün şu anda en önemli ihtiyacı, kendi kaynaklarını kullanmak… Ben de bu yönde oldukça yardımcı oluyorum.

SORU: Amatör Futbolun kalbidir Yavuz Selim Sahası. Gizli gizli amatör futbolcuları takip ediyor musunuz?

ÖZKAN SÜMER: Eskiden sık sık ediyordum. O hevesim hala var ancak çok yoğunum, gidemiyorum artık. Biz Trabzon’da değil, Türkiye genelinde çalışmalar yapıyoruz. Mesela yakında bilim adamlarının yer aldığı altyapı eğitimini kapsamlı bir şekilde içeren, yaklaşık 800 sayfa ve yakında çıkacak olan bir kitapta ben de varım. Bunlar bilinmeli…

SORU: Sözleşmede ki görev tanımınız ne?

ÖZKAN SÜMER:: Futbol Koordinatörü.

SORU: Bu görev tanımı altında ki çalışmalarınız nelerdir?

ÖZKAN SÜMER: Şimdi bunları sıraladığınız zaman 32 madde ediyor ki ben bunu yönetime de verdim. Ancak ilk etapta aklıma gelenler; program sorumluluğu, alt yapının ihtiyaçları, organizasyonu, neler olmalı, bunların sağlanması, oyuncuların sağlık beslenme akademik kariyerleri, hayatlarıyla ilgili bütünlük, oyuncuların katma ve bırakılmasında teknik ekiple birlikte ortak çalışmalar, alt yapı-üsty yapı ilişkisi, sahaların kullanımı…

SORU: 1461 satılır mı?

ÖZKAN SÜMER: Satılırsa yanlış olmaz. Trabzonspor her şeye iki taraflı bakmak zorunda… Kazandırıcı değerler açısından… Birincisi ekonomik kazanım, ikincisi oyuncu kazanımı… Şu anda 1461 işlevini yerine getiriyor. Oyuncu yetiştirmede önemli bir yer. Ayrıca altyapıda ki oyuncuların yaşları dolduğu zaman profesyonel takıma direkt katılmaları oldukça sakıncalı olabilir. Bu nedenle, 1461 sürecini yaşamaları gerekiyor.

SORU: Selçuk, Burak, Egemen, Umut…

ÖZKAN SÜMER: Trabzonspor o dönemde belki zamanlama hatası yaptı. Selçuk işin başından beri gitme kararlılığındaydı. Egemen için geç kalındı. Burak’ın gidişi rahatsız edici değil. Karşılıklı tatmin çerçevesinde gitti. Ayrıca kaldığı sürece de kendinden beklenilenin fazlasını verdi. Umut’un gidişi ise, daha bir tatmin çerçevesindeydi. Mesele şu: Gidenleri doğal karşılamak gerekir. Önemli olan gidenlerin gitmesiyle birlikte onların eksikliklerini tamamlayacak futbolcuların olmaması veya bu yönde hazırlık yapılmaması. Ayrıca, Trabzonspor’a katkıda bulunmuş futbolcuları da camiamız aşağılama yanlışına düşmemeli.

SORU: Fatih Tekke Hoca olarak geri gelir mi?

ÖZKAN SÜMER: Bilemem. Onu ben belirlemiyorum. Hocaları hiçbir zaman ben belirlemedim. Konuyla ilgilenen sorumlu arkadaşımız Hamit Cihan’dır.

SORU: Son olarak, yapmak üzere olduğunuz projeleriniz, futbolcular, taraftar ile ilgili ne söylemek istersiniz?

ÖZKAN SÜMER: Yapmak istediğimiz projelerimiz var tabi. Kafamda… Ancak bu projeler fark yaratmalı. Ayrıca da, sistemin buna uygun olması lazım. Taraftar ile ilgili olarak ise, taraftar dediğin her koşulda takımına sahip çıkmalı. Futbolcu konusunda ise: Herkesi futbolcu yapmıyoruz, önce insan, sonra akademisyen sonra da olabiliyor ise, futbolcu yapıyoruz.

KAYNAK: TAKA