3 Temmuz şike sürecinin Trabzonspor cephesinde fahri avukatlığı yapan isimlerden Atilla Dilaver Aralık genel kurulu ile ilgili olarak dikkat çekici değerlendirmelerde bulundu.
Divan kurulunun yetki ve sorumluluklarını aştığına dikkat çeken Dilaver, yönetim kurulunun genel kurul öncesi bazı hamlelerini yasal dayanağı olduğunu ancak temayüllere aykırı olduğunu da hatırlattı.
Dilaver’in konu ile ilgili açıklaması şöyle..

Yargı Kararına göre bu kongre, 2013 Yılı sonunda yapılması gereken ancak yapılmayan kongredir.

2016 Yılı sonunda Trabzonspor Olağan Kongresini yapmak zorundadır.
Aksi halde kongre yine mahkemelik olacaktır.
100 yıllık futbol mazisi olan,1922 senesinde futbolun kitabını yazmış olan Trabzon'un, Trabzonspor'u kurumsallaştıramadığı açıkça görülüyor.
Ciddi kurumlar, yasaların da üzerinde olan yazılmamış kurallarla, teamüllerle varlıklarını sürdürürler.

YENİ TÜZÜGE İHTİYAÇ VAR..

Trabzonspor'un yasalara uygun, teamüllerini ve karakterini yansıtacak bir tüzüğe acil ihtiyacı olduğu 2013 Kongresinde ortaya çıkmıştı.
Trabzonspor'un her şeyi bilen ama gerçekte bilmesi gerektiğinin asgarisini bile bilmeyen kanaat önderlerinden de kurtulması gerekmektedir.
2013 Kongresinde kullanılan oyların 2/3'ünü hesaplayamayan bir kongre divani garipliğine şahit olduk ve sonuçta bu yanlış mahkemeden döndü.
Bugün ise Trabzonspor'un teamüllerine aykırı, şimdiye kadar hiçbir yönetimin tevessül etmediği bir üye krizi ile karşı karşıya kaldık.
Öncelikle hukuki görüşüm; her üye, üyelik tarihine ve borç durumuna bakılmaksızın oy kullanabilmelidir.
Bu anayasal haktır.
Üyeliğe kabul ile üyelik yükümlülük ve hakları işlerlik kazanır.
Üyenin tüzel kişilikle borç ilişkisi ise ayrı bir fasıldır.
Borçlu üyenin oy hakkını -kabaca- şöyle bir kıyasla ifade edebiliriz; vergi borcu olan seçimlerde oy kullanmasın denilemez.
YÖNETİM KURULU SORUMLUDUR..

Kongre Hazirun Listelerini hazırlamak görevi -kanunen- yönetim kurullarının yetki ve sorumluluğundadır.
Divan kurulu yetkisizdir.
Hazirun Listeleri konusunda nasıl ki; Divan Kurulu'nun yetkisi yoksa, Valiliğin de bir yetkisi yoktur.
Valilik asayişten sorumludur.
Trabzonspor'daki Hazirun Listesi krizinde; yönetimin iyi niyetli olmadığı olmadığı çok bariz şekilde ortadadır.
YÖNETİM, TEMAYÜLLERİ YIKTI

TS Yönetimi; -bence- yasalara uygun ama TS teamüllerine aykırı, iyi niyetli olmayan bir girişimde bulunmuştur.
Gelinen noktada; TS Kongresi başlamadan karakolluk olacak bir mecraya itilmektedir.
Trabzonspor Kongresi, ülkece yaşadığımız zihniyet değişimi/dönüşümü fenomeninin güncel somut örneği olarak karşımıza çıktı.
Yıllardır söylediğimi tekrarlıyorum; "bu yapıdan sağlıklı yönetimler çıkmaz"
Bu yapının Trabzonspor'u götüreceği menzil, felakettir.