Osmanlıspor yenilgisi Trabzonspor camiasında şok etkisi yaratırken, eleştirileri de beraberinde getirmişti.

Özellikle yerel medyada takımın aldığı kötü sonuç ve ortaya koyduğu vasat altı performans birçok sebebe bağlanmıştı. Başkan İbrahim Hacıosmanoğlu ise, “Takımla ilgili durumları sportif direktörümüz Süleyman Hurma’ya sorun. En doğru yanıtları ondan alırsınız” demişti.

Trabzonspor'da son durum, varsa krizlerin sebebini ve nasıl çözüleceğini Hurma’ya sorduk. İşte yanıtları...

‘Niyet problemi var!’

¦ Galatasaray maçında yenilgi sonrası takım alkışlanmıştı ama Osmanlı yenilgisi büyük hayal kırıklığı oldu. Nasıl okudunuz o günü?

Kötü bir gündü. Oyuncularımızın neredeyse tamamı vasatın altında kaldı. Belki birkaçı oyuna ağırlığını koysa ve birkaç kırılma anı farklı gelişse o skor oluşmazdı. Ancak kaybetmek üzücü.

¦ Bu kadar mı? Yani çok şeye bağlandı çünkü sonuç?

Ben de bunu anlamıyorum. Ne tesisteki zemin bozukluğu kaldı, ne ödeme krizi, ne yönetim krizi, ne de takım içinde olduğu iddia edilen sorunlar... Bir yenilgiye bu kadar anlam yüklenir mi! Bu takım Beşiktaş’ı İstanbul’da yendiğinde de dikkatli konuştuk, şimdi de öyle yapıyorum. Bir yenilgiye, üstelik daha yere göğe koyulamadığımız Galatasaray maçından çok kısa zaman sonra gelen bir yenilgiye bu kadar anlam yüklemek tuhaf. Burada bir niyet problemi var. Kötü bir anı beklemek ve eteğindeki tüm taşları dökmek diye bakıyorum.

‘Hepsi oynamak istiyor’

¦ Yok mu yani bir sorun, her şey iyi giderken mi oldu?

Sorun olmaz olur mu, her yerde ve her zaman olur. 30’a yakın futbolcu, hepsi oynamak istiyor, kariyerli. İşin ekonomisi var, idaresi var. Koskoca bir yapılanma. Sorunsuz olur mu! 2 kişilik dükkanda bile olay çıkıyor. Önemli olan sorun değil. Bu sorunun ortaya koyuluş tarzı ve niyet. Ben yaptığımız işin doğru olduğuna inanıyorum, korkmuyorum. Ne yapacağımı da biliyorum.

¦ Ne yapacaksınız mesela?

Bir yenilgiye bu kadar anlam yüklemeyeceğiz. Asla paniğe kapılmayacağız. Oyuncularımızı ne değersizleştireceğiz ne de değersizleşmesine izin vereceğiz. Trabzonspor camiası da böyle yapmalı. Biz büyük bir camiayız. Nasıl bir maçla bu kadar endişeye kapılırız akıl alacak gibi değil. Bu takım sezonun en çok alkışlanan takımı, daha 1 hafta öncesine kadar.

‘Ligin en iyilerindeniz’

¦ Özetle ne vaat ediyorsunuz, biraz da geçmiş dönemlerden kaynaklanan haklı panikteki taraftara?

Panik yapmasınlar. Gelsinler desteklesinler, tıpkı Galatasaray maçındaki gibi. Bu kadro hâlâ ligin en iyilerinden. Hâlâ zirveyle sadece 3 puan farkımız var. Ben onlara bir söz verdim, bu sezon şampiyonluğa oynayan, şampiyonluk şansı çok yüksek olan bir takım olacağız diye. Hâlâ da böyle. Niyeti anlasınlar, biz burada yönetimiyle teknik ekibiyle, iyi niyetli futbolcularıyla bir iş yapmaya, Trabzonspor’u en iyiye taşımaya uğraşıyoruz. Zaten beceremezsek de gideriz. Burada yüzyıl kalacak değiliz. Ama burada olduğum sürece Trabzonspor’u Trabzonspor gibi, yani büyük yönetmeye devam edeceğim.

‘Herkes kadar borcumuz var’

¦ Net soracağım... Ekonomik krizin boyutu ne? Çünkü futbolcuyla birebir yaşayan sizsiniz.

Para krizi olmayan kulüp yok. Yok demek yalan olur. Ancak şunu söyleyebilirim ki, herkes kadar sorun var Trabzon’da. Kimseden fazlası yok. Diğer kulüplerin durumunu da bilerek söylüyorum. Hatta birçoklarından iyi durumdayız.

‘Saygı duymayan gider’

¦ Takım içinde kriz?

Orası bizim yatak odamız. Yani bu işler yatak odası mevzuları. Benim takıma söylediğim şey şu; Burası Trabzonspor. Büyük paralar ve büyük hedeflere bu yüzden sahipsiniz. Ancak bundan sonra ben buradayken bu hedefleri paylaşmayan, formasına, arkadaşına saygı duymayan bizimle olmayacak. O sözlerimin arkasındayım. Bazı kararlar verebiliriz ama bunlar asla böyle 1-2 kötü sonuca, daha doğrusu formsuzluğa bağlı değil. Yoksa biz de fırsatçı oluruz. Kulüp kararları verenler daha soğukkanlı ve doğru davranmalı.

¦ Konya maçına yansır mı takımın özgüven eksikliği, Avni Aker baskısı?

Yansımaz. Bizim içimizde öyle büyük bir kriz havası yok. Oyuncular da kendi kalitesinin uzağında kaldığı için üzgün sadece. Toparlanmayacak birşey yok yani.

Fanatik/
 Serhat Demirtaş