Günahı ile sevabı ile bir sezon daha geride kaldı.

Gerçi günahı sevabından kat kat daha fazla oldu da…

Bu saatten sonra yapacak birşey yok.

Umarım tekrarı olmaz.

Zira bu camianın böyle bir rezil sezona daha tahammülü olmayacağını tahmin ediyorum

Yazıma kendini çok ama çok başarılı bulan, adeta mucizeler yaratan ama değerinin bilinmediğini ima eden Rıza hocadan incilerle başlamak istiyorum.

Lütfen iyi analiz edin, yokluklarla boğuşarak sanki Trabzonspor’un hiç hayal edemediği 42 milyon para kazandırmış.

Ancak kendi beceriksizliklerinden bu paranın üç katını kaybettirdiğinden haberleri olmamış.

Yardımcılarıyla birlikte inanılmaz işler yapmışlar, ne yapmışlarsa…

Hatta 2-3 oyuncu alabilseymişler Trabzonspor’u şampiyon bile yapabileceklermiş.

Kendilerini teknik ekip değil de, yıkım ekibi olduklarını hep unutmuşlar.

Kazaranda olsa Yusuf ve Abdülkadir son olarak Uğurcan gibi gelecek vaat eden üç oyuncu çıktı da bir üçlü daha çıkarmamak için bütün güçleriyle çalıştıklarından be haberler.

Son maçta bile Bero’dan ve diğerlerinden vazgeçemediler.

Ama bu yıkım  Trabzonspor’u çok ama çok sevdiklerini söylemeyi asla ihmal etmediler.

Bu kötü günleri yaşatan giden ve gelen Rıza hoca herşeye rağmen usta bir hoca olduğunu söyleyerek sanki Özkan Sümer, Hayrettin Hacısalioğlu ve Ömer Sağıroğlu ile yaptığı toplantı da ‘Aman hocam, yaman hocam. Sensiz olmaz teklifine hayır demiş’ maçtan sonra sevgili hocanın incilerine devam edelim isterseniz.

Bu tür maçlar her zaman zor geçer.

Hangi maçlar derseniz, küme düşmüş son maçı olan Karabükspor maçları gibi.

Ve devam ediyor maç sonunda ‘Mücadele etmezsen, konsantre olamazsın. Oyun disiplininden koparsın. Bu maçlar zordu ama bu oyuncu topluluğunun anlayışını yaptığım oyuncu ve taktik değişikliğiyle tersine çevirip, maçı kazanmasını bildik’ dedi.

Şimdi şunu sormak istiyorum, ‘Hocam yenilince onlar, futbolcular yenildi mi demek istiyorsun? Yenince de benim maharetimle yendik mi demek istiyorsun?’

Her neyse..

Hani bir söz vardır geçmişe mazi derler. Bizde onu diyerek kararı siz değerli okurlara bırakıyorum.

Güle güle hocam sen ve senin gibiler giyeceği gömleğin kaç numara olduğunu kendilerine uyup uyamayacağını iyi hesap etsinler.

İstenseniz bile lütfen gelmeyin.

Ne bu camiayı üzün ne de kendinizi.

Son olarak şu vicdanım rahat meselesine takıldım.

Vicdanım rahat diyorsunuz da Trabzonspor taraftarkarının camiasının vicdanlarının rahat olduğunu sanmıyorum.

Çünkü böyle küçük neticelerle siz mutlu olabilirsiniz.

Ama Trabzonsporlular şampiyon olmadıkça mutsuzdurlar bunu halen anlayamamışsınızdır.

Geçen hafta yine yazmıştım. Geçen dört azap yılı başka bir değimle kayıp yılları hep size mi bağlıyorum asla!

Yönetimlerin hiç mi günahı yok? Bana göre baş suçlu, baş günahkarlar onlardır.

Güle güle hocam

Mutlu Ramazanlar…