Türkiye Futbol Federasyonunda beklenen ayrılık.  (TFF) Tahkim Kurulu Başkanı Engin Tuzcuoğlu’nun görevinden istifa ettiği açıklandı. 

TFF’den yapılan açıklamada, Tahkim Kurulu Başkanı Engin Tuzcuoğlu’nun istifa ettiği ve yerine Etik Kurul Başkanlığı’nı yürüten Halit Fahri Gültekin’in atandığı aktarıldı.
TFF resmi internet sitesinden yapılan açıklama şu şekilde:

"Tahkim Kurulu Başkanı Engin Tuzcuoğlu bugün istifasını Federasyonumuza sunmuş ve istifası işleme konulmuştur. Tahkim Kurulu Başkanlığı’na Etik Kurul Başkanlığı’nı yürüten Halit Fahri Gültekin atanmıştır."
Engin Tuzcuoğlu, hatırlanacağı üzere şike sürecinde yaptığı açıklamalarla büyük tartışma yaratmıştı. 

Tuzcuoğlu, o dönem şu açıklamaları yapmıştı: 

"Öteden beri aynı şeyi söylüyorum Fenerbahçe CAS davasında haklıdır ve göreceksiniz bu davayı kazanacaktır. UEFA ve TFF bu kararı alırken yanlış yapmıştır"
"Etik kurulunun büyük yanlışı var. Elindeki sadece ceza yargısı delilleriyle yetinmesi çok yanlış. Bu rapor yanlış. Mutlaka TFF bu disiplin yargılamasını yaparken hakem gözlemci ve temsilci görüşlerini raporlarını dikkate almalı, yani saha meselesini ciddiye alması lazım. Bunu ben söylemiyorum bunu akli selim bir çok spor hukukçusu böyle söylüyor. Uluslar arası yargının içinde de bu var. Suçun nitelemesi ulusal federasyona bağlıdır der. Ulusal federasyonda bu suçu nitelerkende geçmiş kararları önüne alacak nasıl yapacağı hangi delilleri değerlendireceğini oraya bakıp dikkate alacak. Ceza yargılamasına bağlı kalırlarsa ciddi bir şekilde aldanırlar"


"Mehmet Ali Aydınlar bey istifa etti yönetim seçim kararı aldı. Belki tekrar devam eder bilemiyorum. Ama ne olursa olsun yeni federasyon gelecek. Bence kurulların değişmemesi daha sağlıklı olur diye düşünüyorum"

"Şu ana kadar dünyanın herhangi bir ülkesinde bir örnek daha yoktur ki, bir ulusal federasyonun, -TFF yahut da herhangi bir federasyon; Hırvatistan federasyonu, Kamboçya federasyonu-, bir takım hakkında verdiği bir karar nedeniyle milli takımlar da dahil, bütün ülke takımları uluslararası müsabakalardan yasaklansın. Böyle bir şey yok. Örneği yok, böyle bir şey de zaten yapamaz"

"Dolayısıyla şike ve teşvik eyleminin ikili bir yanı var. Yani sırf "sahaya yansıdı" diye de düşünemezsiniz. Örnek olarak veriyorum; siz çok iyi bir Galatasaray taraftarısınız, Galatasaray'ın o gün maç yapacağı Manisaspor'un kalecisine diyorsunuz ki, "Al abicim bu 300 bin lirayı, kendi cebimden veriyorum. Helali hoş olsun, sen git iki tane gol ye, takımım kazansın." Hakikaten kaleci şike yapıyor, Galatasaray 2-0 kazanıyor diyelim. Siz burada kulübü temsilde yetkili kişi olmadığınız için, sizin yaptığınız bu şike eyleminden dolayı Galatasaray'ın düşmesi gibi bir şey söz konusu olamaz. Şike ve teşvik eylemi kulüp açısından bir bütündür. Kulübü mesul tutabilmek için hem idareciler, temsilde yetkili kişiler bunu yapacak hem de sahaya yansımış olacak. Ama kişiler için böyle bir sınırlamamız yok. Kişiler için teşebbüs aşamasında bile bunu yapabilirsiniz. Yani kulübün şike ve teşvik eyleminin teşebbüsü de, bu anlamda sıkıntı olmaz. Kulübü diğer yöneticilerden ayrı bir kişi olarak algılamak lazım. Ve ancak kulüp kendi lehine menfaat irtibatı sağlandığı anda, küme düşmeyle karşı karşıya kalması lazım. Bunun da yolu bir, "kulübün temsilcileri bu işin içinde olacak"; iki, sahaya yansımış olacak. Bu ikisi bir araya gelmeden zaten kulüple ilgili siz karar veremezsiniz. Örnekleri de var bunun. Hocanın bahsettiği şey bu..."