Şike konusunda yorumda bulunan Erman Toroğlu, o sezon Trabzonspor'un hakkının yenildiğini tekrar vurguladı.

Kimsenin toplanan delillerin sahte olduğunu ifade etmediğini belirten Erman Toroğlu, bu haftaki yazısında şunlara değindi;

“Bakınız beyler! Aziz Yıldırım, Fenerbahçe ile oynuyor; nasıl mı? Şampiyon yapan 4 teknik adamı sezon sonu gönderdi. Kim bunlar? Zico, Denizli, Aykut ve Yanal… Aynı Aziz Yıldırım ne dedi? “Fener'i ben şampiyon yaptım.” Aslında çok geniş kapsamlı bir cümle. Takımı çalıştıran, antrenman yaptıran, taktik veren teknik direktörler bu takımı şampiyon yapmadılarsa Aziz Yıldırım'ın dediği çok değişik boyutlara gidebilir. Mesela "Ben masa başında çalıştım kardeşim. Hakemlere, Federasyonlara, maçlara tesir ettim" mi diyor acabaaaaa!!!

Aynı Yıldırım şu cümleyi de söylemişti şike davasında "Ben ne yaptımsa Fenerbahçe için yaptım." Nereye çekersen çek. Yani işler iyi gidince "Başarı benim." İşler kötü gidince "Teknik direktörler kötü." Ama Fenerbahçe'de öyle bir kongre üyesi aritmatiği var ki Aziz Yıldırım ceketini koysa yine kazanır.

Ağlamak Fenerbahçe'nin vefakar ve cefakar taraftarlarına kalıyor. Yıldırım isterse tribünlere seyirci bile almıyor, bilet bile satmıyor. Aynı Aziz Yıldırım, Türk futbol tarihinin herhalde en fazla ceza alan başkanı olarak da tarihe geçecektir.

Türk futbolunda düşmanlığı yaratmıştır. Bazı Fenerbahçeliler kızıyor "Herkes bize karşı" diye. Buna kim neden oldu? Rakipler şampiyon olunca hemen ortaya bir laf gündem değiştirilmeye kalkılıyor.

Türkiye bir şike kabusu geçirdi. Bakınız arkadaşlar! Türkiye'de şike yıllarca yapıldı. Bu sene de ligin çok temiz olduğu söylenemez. Bazı takımların bu işin içine girdiği belgelendi ama sonra ne oldu, bu belgelerin usulsüz toplandığı yönünde görüş bildirildi. Yani kimse, "Belgeler yalan yanlış" demedi.

Sonuç ne oldu. Her şeyi yine halının altına atıp, üstünü kapattık. Şunu net şekilde söylüyorum; şike sürecinde ne konuşup ne yazdıysam hepsinin arkasındayım. Çete olayını bilmiyorum ama o sene Trabzonspor'un hakkının çatır çatır yendiği de bir gerçektir.