U17 Avrupa Şampiyonası'nda yarı finale yükselip, U17 Dünya Kupası vizesi alan U17 Milli Takımımızın hırsı ve mücadeleci futboluyla ön plana çıkan isimlerinden. Trabzon doğumlu olan ve Trabzonspor'un altyapısında oynayan orta saha oyuncusu, ihtiyaç olduğunda birçok mevkide görev yapabiliyor. Genç oyuncu, bugüne kadar yaşadıklarını soru-cevap röportajı ile TamSaha'ya anlattı.

Sefa Akgün'ün Tam Saha'ya verdiği röportaj şöyle:
"30 Haziran 2000 tarihinde dünyaya geldim. Trabzon'un Araklı ilçesindenim. Annem ve babam da Araklı'nın Pervane Köyü'nden. 6 kardeşiz; 5 erkek ve 1 kız. Ben en küçükleriyim. Annem beni 43 yaşında doğurmuş. O dönem, bizimkiler Trabzon'da Pelitli'de yaşıyormuş. O yüzden Pelitli'de büyüdüm ben de. Ağabeyim Emre de benim gibi futbol oynuyor. Spor Toto 3. Lig'de, Düzyurtspor'da stoper olarak forma giyiyor. 6 yaşından beri futbol oynuyorum. O dönemlerde mahallede, sokak aralarında tanışmıştım futbolla. Köy lastikleri olur, gri renkte. O zaman, onlarla top oynuyorduk. Ağabeyim de o dönemlerde futbol oynadığı için, Pelitlispor'un idmanlarına götürüyordu beni. Bu şekilde başladım futbol oynamaya."

Şu an formasını giydiğin Trabzonspor'un altyapısına geçişin nasıl oldu peki?
"Pelitlispor'dan sonra iki-üç amatör kulüpte daha forma giydim ama lisans çıkartmadım. Çünkü hedefim Trabzonspor'un altyapısına girmekti. Amatörde lisansınızı başka bir kulüpten çıkarırsanız, Trabzonspor'un altyapısına geçişiniz daha zor olabiliyor. O yüzden iki-üç kulüple antrenmanlara çıksam da bu kulüplerde kendime amatör lisans çıkartmadım. İkinci sınıftayken Trabzonspor altyapı seçmeleri yapıldı bizim okulda. Aslında seçmelere katılan üçüncü sınıflardı ama beden eğitimi öğretmenimiz benim yeteneğimi biliyordu ve seçmelere girmemi istedi. Ben de o seçmelerde üçüncü sınıflara karşı gol attım. Trabzonspor'un altyapısında okul seçmelerini Salim Doğan yapar hep. O da oradaydı doğal olarak. Bu performansımdan sonra beni yanına çağırdı. Ben de o dönemde Trabzon İdmangücü ile antrenmanlara çıkıyordum ama lisansım yoktu. Salim Hoca bana, "Seni üç ay sonra arayacağım, o döneme kadar sakın başka bir kulüpten lisans çıkartma" dedi. Üç ay sonra haber geldi ve Kadir Özcan Tesisleri'ne gittim. Böylelikle Trabzonspor kariyerim başlamış oldu. Bu sene, lise üçü bitirdim. Seçildiğimde ilkokul ikideydim. O dönemden beri Trabzonspor'dayım yani. Trabzonspor'da dört senedir bizi çalıştıran teknik direktörümüz Harun Beklemiş'e de buradan ayrıca teşekkür etmek isterim. Bana bugüne kadar hayatın birçok yönünde tavsiyeler vermiştir. Ben de kendisini dinlerim her zaman. Her zaman da bana yardımcı olmuştur, sağ olsun. O yüzden Harun Hocanın bendeki yeri ayrıdır."

Sen de, ay-yıldızlı formayla U17 Millî Takımı'ndaki birçok oyuncu ile birlikte aynı dönemde tanıştın…
"U17 Millî Takımı'nda birlikte oynadığım birçok takım arkadaşım gibi benim de ay-yıldızlı formayla ilk tanışmam, U14 seçmeleriyle oldu. Ondan önceki sene de 13 yaşındayken Erzurum'daki TFF Futbol Köyü'ne gitmiştim. Orada seçilen 10 kişi arasına girmeyi başarmıştım ve tüm futbol köylerinden seçilenlerle Riva'daki Hasan Doğan Millî Takımlar Kamp ve Eğitim Tesisleri'nde kamp yapma fırsatı bulmuştum. Oradaki performansımın ardından da U14 seçmelerine çağrıldım. Oradan da U15 Millî Takımı'na seçildim ve Ocak 2015'te U17 Millî Takımı'ndaki birçok takım arkadaşım gibi Çek Cumhuriyeti ile oynanan hazırlık karşılaşmasıyla ilk millî maçıma çıktım."

U17 Avrupa Şampiyonası'nda yarı finale çıkıp, U17 Dünya Kupası'na katılmaya hak kazanmamızdaki başarı nasıl gerçekleşti sana göre?
"Takım arkadaşlığımızın, başarımızda çok büyük etkisinin olduğunu düşünüyorum. U14 seçmelerinden beri çoğu takım arkadaşımızla beraberiz. Kulüp takımı havasında, herkes birbirini çok iyi tanıyor ve sahada neler yapabileceğini önceden tahmin edebiliyor. Bu zamana kadar yaklaşık 40 maç bir arada oynadık. İyi bir jenerasyona sahip olduğumuzu ve teknik direktörümüz Mehmet Hacıoğlu sayesinde de U17 Avrupa Şampiyonası öncesi çok iyi bir hazırlık kampı süreci geçirdiğimizi düşünüyorum. Çok zor bir gruba düşmüştük ama bu grubu geçeceğimize inanıyorduk. Hocamızın, maçlarda hata yapıp ya da yenildikten sonra bizi motive etmeye çalışması çok olumlu yönde etkiledi bizi her zaman. Yedek bıraktığı zaman da mutlaka bizimle konuşur, neden yedek olduğumuzu ve hangi eksikliğimizi gidermemiz gerektiğini söyler. Devamlı bizimle konuşur yani Mehmet Hoca. Biz de onu dinledikten sonra eksik yönlerimizi gidermeye çalışırız hep. Turnuvadan önce, hepimizin hedefi vardı oyuncu olarak. Kendimizi uluslararası platforma en iyi şekilde tanıtmak istiyorduk. Takım olarak da hedefimiz öncelikle gruptan çıkıp sonrasında da U17 Dünya Kupası Finalleri'ne katılma hakkı kazanmaktı. Bunu da başardık ve kaliteli bir ekip olduğumuzu, uluslararası platformda neler yapabileceğimizi herkese kanıtlamış olduk. Zor bir gruptan çeyrek finale çıkıp, oradan da İspanya, İngiltere, Almanya gibi takımlarla birlikte yarı finale yükselmek çok anlamlı açıkçası bizim için. Türk halkını sevindirebildiysek, ne mutlu bize! Tüm teknik ve idari heyet de desteğini hiçbir zaman esirgemedi dediğim gibi. Her zaman, skordan önce gelişimimiz için mücadele verdiler. Biz de bu başarıyla, onların bizim için sarf ettiği emeklerin boşa gitmemesini sağlamaya çalıştık. Yarı finalde İngiltere karşısında ilk yarı kötü bir oyun sergiledik. İkinci yarı ise toparlandık ancak maçtan yenilgiyle ayrıldık. Şampiyon olabilirdik ve Türk halkına kupayı getirebilirdik. Bunun için üzgün olduğumuzu ayrıca belirtmek isterim. Ofansif anlamda çok yetenekli bir takımız. Defansif yönden ise eksiklerimiz var ama Mehmet Hoca sayesinde onları da her geçen gün kapatıyoruz. Yeni hedefimiz, U17 Dünya Kupası ve orada daha da iyi sonuçlara imza atmak için elimizden geleni yapacağız. Hindistan'da final oynamak istiyoruz. Takım olarak bunu hak ettiğimizi düşünüyorum."

Gördüğümüz kadarıyla orta sahada agresif, ikili mücadelelere girmekten kaçınmayan, hırslı bir oyun yapın var…
"Ben aslında daha önceden forvet arkası ya da orta sahanın ortasında oynuyordum. Bahsettiğiniz özellikler, ön libero özellikleri aslında. Bu da tamamen bu sene Mehmet Hoca sayesinde gerçekleşti. Orta sahada agresif savunma yapmamızı istiyordu her zaman. Takım da öyle oynamaya başlayınca, hocamız da bendeki o bahsettiğiniz agresif, hırslı savunma ve pres yapma özelliklerini görüp beni ön libero olarak oynatmaya başladı. Hatta İspanya maçında sakat ve eksiklerimizden ötürü sol bek de oynadım. Trabzonspor'da da aynı durum varken, hocalarımın beni bu pozisyonda denediği oluyor bazen. Savunma özelliğim geliştiği için birçok mevkide görev yapabiliyorum. Kanatta oynamak, tempomun da yükselmesini sağlıyor. Maç içerisindeki tempom konusunda geliştirmem gereken şeyler var çünkü."

Gelecekteki hedeflerin neler?
"Trabzon'da doğup büyüdüğüm ve Trabzonsporlu olduğum için bir gün bordo-mavili formayı, A takımda terletmek istiyorum. Trabzonspor'da kalıcı olmayı başardıktan sonra da A Millî Takım formasını giyebilmek büyük hayalim. Kulüp seviyesinde de Trabzonspor'un ardından Avrupa'da oynamak isterim. İspanya ve İngiltere olabilir. Ancak bu liglerde oynayabilmek için çok iyi çalışmak ve çok iyi durumda olmak gerekiyor."

Orta saha mevkiinde en beğendiğin oyuncular kimler?
Trabzonspor'un altyapısına yeni girdiği dönemlerde Selçuk İnan, A takımda oynuyordu. Selçuk ağabeyi çok beğenerek izlerdim. Dünya futbolunda ise Toni Kroos, Andres Iniesta, Arturo Vidal gibi oyuncuları dikkatle ve beğenerek takip ediyorum."