Trabzonspor 30. Olağan toplantısı Haluk Ulusoy Kamp Eğitim Tesisleri Nizamettin Algan konferans salonunda yapıldı

Divan toplantısında Trabzonspor’un toplam borcuda açıklandı.

01-01 2012 ille 30.09 -2012   dönemi içinde gerçekleşen gelir gider neticesinde ortaya çıkan konsolide mali tablolara göre  30-09 2012 itibariyle dernek ve bağlı şirketlerin  27. 282 112 TL uzun vadeli 92 .575. 348 TL  kısa vadeli  olmak üzere toplam 119.587.460 TL net borcu var

Trabzonspor Kulübü Genel Sekreteri Hasan Yener, 3 Temmuz'dan bu yana yaşanan şike sürecine ilişkin olarak, "Biz bugüne kadar dişimizle tırnağımızla bir yerlere geldik. Bu mücadelemizin sonunda haklı çıkacağımız, alacağımız bir kupa var. Buna yürekten inanıyorum" dedi.

Yener, Trabzonspor Kamp Eğitim Merkezi'nde gerçekleştirilen, Trabzonspor Olağan Divan Başkanlık Kurulu Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, yaklaşık 2 yıldır gündemlerinin en önemli konusunun 2010-2011 sezonun 3 Temmuz'dan bu yana gelişen şike süreci olduğunu belirterek, bu konuda yaptıkları faaliyetler ve geldikleri nokta konusunda üyeleri detaylı olarak bilgilendirmek istediğini söyledi.

Süreci herkesin bildiğini ifade eden Yener, "Süreç içinde tabi bizim de özellikle parmak bastığımız yapılan yanlışlar var. Türkiye'de hukuk var, mahkemeler var. Mahkemelere hepimizin güveni sonsuz. Hepimiz mahkeme kararlarına saygılıyız. Türkiye'de görevli herkes de mahkeme kararlarını uygulamakta yükümlü. Kimse çıkıp 'ben bu mahkeme kararlarını uygulayamam veya uygulamam' deme hakkına sahip değildir" diye konuştu.

Yener, tüm bunlara rağmen Türkiye Futbol Federasyonu'nun İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi'nin Fenerbahçe Kulübü'nün 11 maçta şike ve teşvik yaptığını belgelerle sanıkların ve tanıkların ifadeleriyle kesin olarak tespit etmesine rağmen, ortaya çıkan yeni belgeler ışığında yeniden yargılama yoluna gitmediğini anlatarak, şöyle devam etti:

"Ayrıca bu süreç içinde etik kurulunun hazırladığı raporda bazı delilleri gizlediğini açıkça tespit etmiş durumdayız. Yine disiplin kurulunun CAS'taki bazı kulüplerin başvurularını CAS kararıymış gibi tercüme edip, bunları raporlarına yazdıklarını tespit etmiş durumdayız. Yakında önümüzdeki günlerde etik kurulu ve disiplin kurulu hakkında suç duyurusunda bulunacağız. Çünkü bir örnek vereyim en basitinden. Etik kurulu raporunda Fenerbahçe Kulübü'nün Emenike ile ilgili transfer şikesinin yaptığının geçerli olması veya bunun kanıtlanması için

'Fenerbahçe Kulübü'nün Emenike ile görüşme yapmış olması gerekir' ifadesini kullanmıştır ve böyle bir görüşmenin olmadığını belirtmiştir. Ancak Şekip Mosturoğlu, savcılığa verdiği ifadede Mart ayında Fenerbahçe Kulübü'nün Emenike ile transfer görüşmesi yaptığını ifade etmiştir, savcılıkta itirafta bulunmuştur. Maalesef etik kurul bu itirafı dahi göz önüne almamış veya gizlemiştir. Böyle başka belgeler de var. Hukukçu arkadaşlarımız bunları gayet yakın takip ediyor."

-"Türk futbol tarihinde hiç bir zaman karşılaşmadığımız bir durumla karşı karşıyayız"-

UEFA Disiplin Kurulu'nun oluşturduğu 4 kişilik kurul ile Türkiye'deki mahkeme kararları da dahil bütün belgeleri inceleme halinde olduğunu vurgulayan Yener, "Tabi bu sürecin bugünlere gelmesinde mutlaka bazı baskılar, bazı yönlendirmeler mutlaka vardır. Bunları bizler gibi sizlerde tahmin ediyorsunuz. Bizler UEFA'ya bu konuyla ilgili gerekli yazı ve uyarılarda bulunduk. Bize incelemelerin devam ettiği bildirildi. Tahmin ediyorum bu süreç sonunda UEFA Disiplin Kurulu bir karar verecektir. Karar aleyhimize çıkarsa ki böyle bir şey düşünmüyorum, bizim UEFA Tahkim Kurulu'na başvurma hakkımız vardır. Bundan da memnun kalmazsak FIFA'ya, daha sonra CAS'a, daha sonra İsviçre Federal Mahkemesi'ne başvuru hakkımız vardır" dedi.

Yener, Kulüp Başkanı Sadri Şener'in Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne başvuru yaptığını anımsatarak, şunları söyledi:

"Bugüne kadar Türk futbol tarihinde hiç bir zaman karşılaşmadığımız bir durumla karşı karşıyayız. Zor bir süreç. Bu süreç içerisinde hepimiz, Trabzon kamuoyu olarak öncelik bizler ama sizler de bu süreçten mağdur olduk. Büyük bir stres yaşadık. Hiçbirimiz gitmediği mahkeme, emniyete bu konularda gittik. Fakat bunlar yaptığımız görevin parçası. Trabzonspor için çektiğimiz bu sıkıntı, eziyetlerin bizim açımızdan değeri yoktur. Karşımızda Türkiye'de bir çok kurumun, kişinin desteklediği kulüp var. Siyasilerin, siyasi parti başkanlarının, iş adamlarının, televizyonların, gazetelerin, Silahlı Kuvvetler mensuplarının desteklediği bu kurum karşısında Trabzonspor'un mücadelesi ve duruşu takdire değerdir.

Biz bugüne kadar dişimizle, tırnağımızla bir yerlere geldik. Bu mücadelemizin sonunda haklı çıkacağımız, alacağımız bir kupa var. Buna yürekten inanıyorum, sizlerin de inanmasını istiyorum. Fakat en azından bu süreç boyunca güçlerimizi birleştirelim. Mutlaka eleştiriler olacaktır yönetim kuruluna. Her şeyi doğru yaptığımızı da iddia etmiyoruz. Bu süreç içerisinde özellikle Trabzonspor için yönetim kuruluna ve camiaya bir birliktelik mesajı verelim, destek olalım. Bu destek, sürecin sonuna kadar en azından devam etsin. Şimdi birlik günüdür."

-Özbak'ın konuşması-

Kulüp divan başkanlık kurulu başkanı Ali Özbak, bordo-mavili kulübün yaşadığı en büyük sendromun futbolda şike konusunda yaşanan 3 Temmuz süreci olduğunu belirterek, "Bu süreç devam etmektedir, devam edecektir. Ülkemizde hukuk ne denli işliyor, onu bu sürecin sonunda hep birlikte göreceğiz" dedi.

Bu süreçte bordo-mavili kulübün ve dolayısıyla yönetim kurulunun çok sıkıntı yaşadığını kaydeden Özbak, "Zira, ülkemizde hak arama, maalesef çok ama çok zor bir arayıştır. Bir de sizin toplu gücünüz, karşı tarafın toplu gücünden zayıf kalıyorsa, bu daha da zorlaşıyor. Ayrıca, o topluca gücünü bütünleştirerek ortaya koyarken, sen bölünüp, parçalanarak bu gücü kullanıyorsun. Bu durumda gelinen nokta itibarıyla yine de iyi yol kat edildiğini söyleyebiliriz. Bizim beyaz olmamızın tek nedeni yönetimlerimizin dün de bugün de kuruluşumuzdaki temiz sayfayı bugüne değin korumalarıdır. Bu nedenle onlara huzurlarınızda bir kez daha teşekkür ediyoruz. Göç edenlerin huzurunda saygıyla eğiliyoruz" diye konuştu.

Özbak, divan başkanlık kurulu olarak, bu süreçte gereken neyse onu yapmaktan asla kaçınmadıklarını vurgulayarak, şunları kaydetti:

"Her durumda yönetime, dolayısıyla kulübümüzle birlikte hareket etmeyi ön planda tuttuk, tutmaya da devam edeceğiz. Tüm milletvekillerine, TFF'yi yönetenlere, önemli spor kuruluşlarına, yazarlara mektup yazdık. Mektupla ilintili kurduğumuz kişi sayısı bine yakındır. Son olarak sivil toplum örgütlerinin desteği ile Sayın Başbakanımıza yine bir mektup daha yazdık.

Bu uygulamalara zaman içerisinde devam ediyoruz ve devam edeceğiz. Ta ki kulübümüzün kural dışı çalınan şampiyonluklarından olan 2010-2011'in geri alınmasına kadar mücadele devam edecektir. Bizim 28 yıllık süreçte hak ettiğimiz en az 5 şampiyonluğumuz saha dışı oyunlarla gasp edilmiştir. 2010-2011'deki bunlardan biridir ama onun çalındığı hukukla tespit edilmiştir. Zaman ne kadar devam ederse etsin, camia olarak topyekün bunun peşinden koşmalıyız, koşacağız da. Bu sadece bir şampiyonluğumuzu geri almak değildir. Tüm yok edilen şampiyonluklarımızın da iadesi anlamı taşır."

-Sümer: "Trabzonspor, büyük bir soyguna maruz kaldı"-

Trabzonspor Kulübü eski başkanlarından Özkan Sümer ise Ali Özbak'ın, Trabzonspor'un puanların çalındığından bahsettiğini ifade ederek, "Trabzonspor, büyük bir soyguna maruz kaldı. Ne çalınması. Sevincimiz çalındı, övüncümüz çalındı, onurumuz, prestijimiz, kazancımız, her şeyimiz çalındı. Bu sade bir kupa meselesi değil. O sevinci, övüncü, onuru bize yaşatmadılar. Kan kusturdular. Bunları aramamız lazım. İhtiyacımız bir kupa değildir" dedi.

-Borç 119 milyon lira-

Genel kurulda Denetleme Kurulu adına Mahmut Ören, kulübün borcunu da açıkladı. Ören, bordo-mavili kulübün 119 milyon 857 bin 460 lira toplam net borcunun bulunduğunu kaydetti.