Ülkemizi UEFA Avrupa Ligi'nde temsil etmesi beklenen Trabzonspor ve Bursaspor, tabiri caizse zoru başararak Videoton ile Twente'ye elendi. Akşam'ın spor yazarı Ali Ece, bu büyük hüsranı yorumladı.

Dün gece UEFA Ligi'nde 30 karşılaşma oynandı. Sadece 2 temsilcimizin maçı uzatmalara kaldı. Türkiye Ligi'nin üçüncüsü Trabzon, ancak Macar başbakanının torpiliyle liginde başarılı olan Videoton'a 210 dakika boyunca gol atamıyorsa sorun sadece Trabzon'da değil, topyekun Türk futbolunda! 23 saat içinde 3 temsilcimiz, katıldığı Avrupa kupalarından elendi. Ülke futbolu olarak öylesine bir gerileme dönemindeyiz ki adeta futbolumuzda yeni bir Ortaçağı yaşıyoruz. Emre'nin gideceği 4 ay öncesinden belli olan Fenerbahçe ancak Şampiyonlar Ligi play-off'unda elendikten sonra Emre'nin yerini dolduracak bir merkez orta saha almaya karar veriyor. Trabzon ise gol kralını kaybediyor ama aylarca yerine kimseyi almıyor.Bu Türk futbolunun ne kadar günlük ve fast-food yönetildiğinin en acı kanıtı ne yazık ki! Avrupa'daki kader maçının sabahı yerine bu eşleşmeden önce Janko transfer edilseydi de taraftarda daha az böbrek taşı oluşması engellenseydi, olmaz mıydı!

Bir Dakikada İki Gol!

Ya ilk maçta yüzümüzü biraz olsun tebessüm ettiren Bursa'ya ne demeli? O da yönetimsel açıdan diğerlerinden farklı değil. Maç sabahı Belluschi'yi transfer eden Bursa, hakem hataları kadar kadro darlığından da çok çekti dün gece! Ozan'ın sakatlığı sebebiyle 5 yıl sonra ilk kez Vederson üst düzey bir maçta sol açık oynamak zorunda kaldı. Zaten 3-1'lik galibiyetin deplasmandaki rövanşında geriye yaslanarak başlamak psikolojik olarak 1-0 yenik başlamakla eşdeğer maalesef. Hele Twente gibi en büyük kozu pas yapmak ve pas yaptıkça özgüvenini yükseltmek olan bir takıma karşı yarı sahana gömülmek adeta gol yemeye davetiye çıkarmaktan farksız.  Belki Twente'nin penaltı golüne kadar Hollanda ekibinin tek ciddi tehlikesi Tadiç'in dripling-çalım şovuydu.  Ancak o pozisyon da Serdar Aziz gibi bir stoperiniz yokken geriye yaslanarak oynamanın ne kadar riskli olduğuna dair en önemli uyarıydı. Bursa'nın elenmesi futbolun evrensel kanunlarından birisini bir kez daha acı şekilde Türk futbolunun yüzüne çarptı: Bazen hiç risk almadan oynamak en büyük risktir. 1 dakikada 2 gol yemek ise sadece Türk futboluna özgü!