Avukat Egemen Özbey tarafından hazırlanan ve yaklaşık 30 kişi tarafından savcılığa sunulan dilekçelerde  küçük yatırımcının elindeki  Galatasaray hisselerinin rekor düşüş yaşadığı ve bu durumun Ünal Aysal'ın çelişkili ve manipülatif açıklamalarından kaynaklandığı iddia edildi. Dilekçede Aysal'ın  14 Mayıs 2011'de yönetimi devraldığında 430 lira olan hisse değerinin kısa sürede 180 liraya gerilediği belirtildi.

Tazminat davası yolda Aysal'ın 9 Temmuz 2011'deki  Genel Kurul toplantısında  yaptığı "Biz hisse satışını katiyetle önermiyoruz. Sadece repo işlemini planlıyoruz"  açıklamasına rağmen 800 bin adet hisse satışı yapıldığının belirtildiği dilekçede "Spor kulübünün, GS Sportif AŞ'deki hissesi yüzde 83.38'den yüzde 55.03'e düştü. 26 Ağustos - 12 Aralık arasında 802.456 hisse satışı yapıldı. Bu satıştan 168 milyon lira gelir elde edilmiş. Şirketin halka açıklık oranı da yüzde 16.61'den 45'e yükseldi. Bu denli büyük hisse satışı küçük yatırımcının elindeki senetlerin değerini 400 TL civarından 180 TL civarına kadar düşürmüştür" ifadesi yer aldı.  Dilekçenin "sonuç ve talep" bölümünde ise şu ifadelere yer verildi: "(...) Ünal Aysal hakkında 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 157-158. ile 164. maddelerinde düzenlenmiş bulunan nitelikli dolandırıcılık ve şirket veya kooperatifler hakkında yanlış bilgi suçundan ötürü kamu davası açılmasını ve güvenlik tedbirlerinin uygulanmasını sayın savcılığınızdan saygı ile arz ve talep ederim." Dilekçeyi verenlerin Aysal'a ayrıca tazminat davası açmaya hazırlandığı da öğrenildi.

İki iddia 1 "Spor Kulübü'nün Sportif AŞ'deki hisseleri satıldı. Böylece, şirketin halka açıklık oranı yüzde 16.61'den yüzde 45'e çıktı. Bu satıştan 168 milyon TL gelir elde edildi. Bu halka arz, küçük yatırımcının hisselerinin değerini düşürdü" iddiası. 2 "Yüksek bedelli sermaye artırım kararı küçük yatırımcıları zarara uğrattı" iddiası.

'Sermaye artışı kanuni bir hak' Refik Arkan Mali İşlerden Sorumlu Başkan Yardımcısı "Bütün şirketlerin sermaye attırımı yapma hakkı var. SPK ve bütün mercilere başvuruyoruz. Şikayet edenlerin mağduriyetini bilemeyiz. Kişilerin mağduriyetini değerlendirme durumumuz yok. Şirketin mali yapısı güçleniyor. Bundan memnun olması gerekir küçük yatırımcının da. Sonuçta şirketin güçlü bir mali yapısı olacak. Kimin haklı ve haksız olduğuna yargı karar verir."

SPK DAHİL OLMAZSA...

Analistler, yasal sürecin ne oranda davacıların lehlerine sonuçlanacağı şüpheli. Çünkü, savcılık her ne kadar dolandırıcılık ile ilgili soruşturmayı tek başına yürütüp sonlandırma imkanına sahipse de yasa gereği manipülasyonla ilgili davayı açabilmesi için SPK'nın şikayetçi olması gerekiyor. SPK'nın ise bu kararı verebilmesi için iddia edilen dönemle ilgili incelemede bulunması ve manipülasyon suçunu tespit etmesi gerekiyor. Analistlere göre, buradaki sıkıntı yatırımcıların, SPK yönetimi hakkında da suç duyurusunda bulunmaları.