Bu yazıyı lütfen sizinle karşılıklı konuşuyormuşum gibi okuyun….

Trabzonspor Kayserispor maçı öncesi, telefonum susmuyor.

Arayan arayana yöneticisinden taraftarına basın mensubuna telefonuma gelen mesajlar hepsinde de “Karaman görevi bırakacak” söylemleri.

Arayanlara kırgınlıklar olabilir ancak bırakmaz diyorum.

Nereden bileyim yaşanan bu olayın hocayı içten içe kemirdiğini..

Neyse; maç günü geldi çattı, Karaman’ın hal ve hareketlerine dikkat ettim. 

Mücadele boyunca önceki maçlarda olduğu gibi yerine oturmadı. 

Gayet klasik Ünal Karaman gibiydi. 

Devre arası herkesin ağzında “Karaman bırakacak” söylemleri nereden nasıl yayıldı bu iddia anlamak zor. 

Dedim ki herhalde “Ünal hoca bir basın toplantısı düzenleyecek ve bu işi kamp öncesine kadar halletmeye çalışacak” 

Mücadele bitti ve VİP tribünün olduğu bölüme geçtik.

Burada Asbaşkan Mehmet Yiğit Alp’e kafamızı kuracalayan o soruyu yönelttik. “Ünal hoca bırakacak mı” cevap gayet net geldi. “Hoca değişikliği gündemimizde değil”  diyerek aklımızdaki o soruların yok olmasına neden oldu.

Bu röportajdan sade ve sadece 10 dakika sonra basın toplantısının olduğu alana indik.

Ünal Hoca gergin, sinirli ve ortamda olumsuz bir hava var..

Hocayı dinlemeye başladık. Maçla ilgili tek bir soru yok.  Hocaya önce “neden gerginsiniz” sorusu geldi. Karaman bunu kabul etti. Daha sonra Başkan Ağaoğlu’nun açıklamaları ve istifa konuları soruldu. 

Buradaki amaç yukarıdaki bahsettiğim dedikoduların sona ermesi ve herkesin rahatlıkla kamp dönemini beklemesiydi. Yorumum budur, pas atıldı hoca pası kendince değerlendirdi.

Ünal hoca burada bu açıklamalarda rahatsız olduğunu açıkça belli etti ve en azından benim  beklemediğim ifadeleri kullandı.

Başkana” taraftar kimliği öne çıktı” dedi. Belli ki bu açıklamalara içerlemişti daha sonra o sözler geldi. “Ezmeye çalışanların boğazına takılırım” sözü…

Toplantı salonu bu kesti. Kimse bu tür cevaplar beklemiyordu. Tüm basın abondene oldu ve o gece yöneticiler de bu mesajı aldı.

Sakinliğini koruyan yönetim o gece bir hareket yapmadı ama basın ve sosyal medya adeta çalkalandı.

Yönetim o gece ve gün boyunca Karaman’dan bir geri dönüş bekledi. Karaman da kişiliği gereği geri adım atmayı seven bir kişliğe sahip birisi değil.

Ben kendisini böyle tanıdım.  

Araya girenlerde bir çözüm bulamadı. Gerek yönetimden gerek de şehir yöneticilerinden kimse bu işe çözüm bulamadı. 

İki tarafta kendilerine göre haklı, kendilerine göre doğru olanı yaptı. Neyse yaşananlara devam edelim. 

Daha sonra Trabzonspor Yönetim Kurulu Karaman ile yola devam edileyemeceğini başkanlık makamına edilen sözlerin geri dönüşünün zor olduğunu ifade ettiler ve ayrılık serüveni başladı.

Zaten ‘Ayrılık’ haberinin yayılmasının ardından, o gece taraftar da Karaman’ı yalnız bırakmamak için tesislere hareket etti. 

Biz de canlı yayın ekipmanlarımızla birlikte tesislere  gittik.  

Dedik ki; Trabzonspor taraftarının yaptığı bu tarihi protestoyu canlı aktaralım. 

Ancak nedense tüm suçlu yerel medyaymış gibi öylesine küfürler işittik ki akıllara zarardı. 

Hiç bir noktasında olmadığınız bu gelişmede, size ve ailenize bu tarz küfürler edilse siz ne yapardınız bu noktada lütfen kendinizi sorgulayın… 

O gece peki ne oldu diye sorarsanız, sadece telefon trafikleri ikna etme çabaları ama hiç biri sonuç vermedi. 

Emniyet Müdürü Metin Alper saatler sonra taraftarı sağduyuya davet ederek tesislerin önünün boşaltılmasını sağladı. 

Şunu da belirtmek isterim ki.  O kadar transfer gördüm, gelen giden gördüm tüm organizasyonlarda yer aldım böylesine bir kalabalığı sadece şike konusunda yapılan protestolarda ve eylemlerde gördüm. 

Babam, kardeşim akrabalarım bile oradaydı. Ne yazık ki onlarda bize edilen küfürlere ve hakaretlere şahit oldular… 

Tesislerden ayrıldıktan sonra 4 kez telefonumu şarj ettiğimi hatırlıyorum. 

o gece hala bu işin taraftarın istediği şekilde döneceğine dair ümidim ve beklentim vardı. 

Gece 02:00’da tesislerde birlikte küfür yediğimiz Yunus Emre Sel ile buluştum ve onunla değerlendirme yaptık.  

Tüm yöneticiler cevap vermekten kesin konuşmaktan uzaktı.

Zor da olsa o gece uyuyabildim. 

Kulağımda hala taraftarların hiç hak etmediğimiz halde ağır hakaretleri ve küfürleri vardı. 

Resmi bilgi olmadan dedikodudan uzak durup hareket etme isteğim bana “sessiz kalıp destek veriyorsun” şeklinde yorumlandı. 

Bu noktada unuttuğunuz bir şey var, biz muhabiriz.. Bir olayı anlık aktarmak bizim görevimiz o olayı yorumlamak, hakkında değerlendirmede bulunmak ise yorumcuların ve köşe yazarlarının işi.. 
Tarafsızlık gazetecilerin temel ilkeleri arasında yer alır..

Ve malum gün geldi, çattı… Trabzonspor Kulübü’yle yaptığımız temaslar sonuç verdi ve yolların ayrıldığını öğrendik. 

Günün ilk saatlerinde gelen bu bilgiyi değerlendirmek için mesai arkadaşlarımla mini bir toplantı yapıp resmi kaynaklardan tam anlamıyla teyit etmeden yazmayalım dedik. 

Karaman’a yakın isimlerlerle de görüşüp konunun netleşmeye yakın olduğunu öğrendik.

Daha sonra da resmi kaynaklardan teyit alınca haberi verdik…  

Futbolculuğuna, kişiliğine ve karakterine hayranlık duyduğum Karaman, artık Trabzonspor’dan ayrılmıştı… 

Daha sonra Trabzonspor'un anlaşmayı KAP'a bildirmesi yaşanan kaosu bir tık sakinleştirdi. Üstüne başkan Ağaoğlu çıkıp ayrılığın gerekçelerini aktardı. 

Benim kişisel olarak bildiklerim doğrultusunda bu durum 2 günde oldu bitti. Kimse beklemiyordu, Ağaoğlu’ndan Doğan’a ve çalışanlara kadar. 

Kişisel diyalog sorunları büyük bir yaranın açılmasına sebep oldu.  

Bundan sonra gelecek antrenörler tepki çeker mi çekmez mi kestirmek zor… 
Şahsi fikrim Hüseyin Çimşir ile yola devam edilecektir. Yönetim Karaman’dan bağımsız olarak onu getirmişti. Kendisi de Karaman’ın annesinin vefat ettiği gün Trabzonspor’un başında sahaya çıkmış ve Akhisar’a karşı önemli bir galibiyet elde etmişti. 
Hatta hatırlarsınız bu galibiyet Karaman döneminin ilk deplasman galibiyetiydi.. Trabzonspor’un vites arttırmasında bu mücadelenin önemi büyüktü. 

Gelelim kararın resmen açıklanmasından sonra yaşananlara… 

Karaman’ın şehirden ayrıldığı söylentileri yayıldı bu süre zarfında taraftarlar olayı yine basına yükledi, ağır sözler işittik ve Karaman’ın sabah saatlerinde şehirden ayrılacağını öğrendik.

Gidecektim, daha sonra tesislerde bana ve aileme edilen küfürler aklıma geldi. 
Size sormak lazım.. Siz ailenize, size küfür edileceğini bildiğiniz bir yere gider misiniz?

Tüm bu seçenekleri göz önüne alıp gitmedim ve sonra öğrendim ki basın mensubu arkadaşların büyük bir bölümü bu düşünceler bağlamında gitmemiş.

Anlattığım gibi süreç böyle işledi ve 3 gün değil 3 ay gibi geçti.

Şimdi ne yapılmalı. Trabzonspor’a destek olmaktan başka yapılabilecek bir şey var mı?

Karaman dün gitti, kırıp dökme kimseye fayda sağlamaz. Yarın yine gelebilir. Zamanın ne göstereceği belli olmaz. Belki de bu ayrılık kimsenin beklemediği faydalar sağlayacaktır, bunu da bilemeyiz.. 

Şimdiden herkese iyi yıllar…