AK Parti'den Yomra aday adayı olan Doç. Dr. Volkan Yıldırım, gerçekleştirdiği bir röportaj aracılığı ile adaylığı hakkında detaylı açıklamalarda bulundu.

Neden aday oldunuz?

İyi ve mükemmel düşmandır da ondan adayım.

Yomra Belediyesinde daha önce görev yapmış, iyilikle yâd ettiğim tüm belediye başkanlarının yapmış oldukları hizmetler zaten bilinmektedir. Bu hizmetler için hepsine minnettarız. Ben bu hizmetleri bir adım daha öteye getirebilmek için yola çıktım. Yani amacım, bu hizmetleri tahrip etmek değil, tahkim etmek, daha da geliştirmektir. Bilindiği gibi iyi ile mükemmel düşmandır. Ben mükemmel olanın peşindeyim. Temel hedefim, herkesin içinde yaşamak istediği sosyal, estetik ve çevresel bir yerleşim oluşturmaktır. Basın toplantımda da söyledim. Birleşmiş Milletler ve İnsani Geliştirme Vakfı tarafından her yıl Türkiye’de en yaşanabilir 30 ilçe seçilir. Şu an itibari ile bu listede, Karadeniz Bölgemizde tek ilçemiz var.  Eğer görev verilirse, görev süremizin sonunda Yomra’mızı bu listeye sokabilmeyi hedefliyoruz.

Yomra çok büyüdü. Yönetim anlamında tedirginlik yaşıyor musunuz?

Asla tedirgin değilim. Bu benim işim zaten. Çok heyecanlıyım. Her geçen gün çok daha fazla güven geliyor kendime.

Güzel Yomra’mız, bugün, 207 kilometre karelik bir yayılımda, 25 mahalleden oluşan, yaklaşık 39.000 nüfuslu kocaman bir kent oldu. 16061 bina, 43487 bağımsız bölüm, 1119,08 km. lik yol ağı uzunluğu, 298 sokak, 430 cadde ile artık şehrin en önemli dinamiklerinden biri haline geldi.

Ayrıca, merkeze yakınlığı, havalimanı ulaşımının yakın olması, deniz limanı, eğitim araştırma hastanesi, üniversitelere kısa ulaşım mesafesinin bulunması gibi nedenlerle artık Trabzon’umuzun en önemli çekim merkezi niteliğindedir. 0-19 yaş aralığındaki nüfusumuz 11.000, 20-35 yaş nüfusumuz yaklaşık 10.000’dir. Bu gerekçelerle Yomra, genç ve dinamik bir gelecek, muhteşem bir potansiyeli olan bir ilçe konumundadır.

İşte bütün bunları harmanlayıp, altyapısı ve üstyapısı ile geleceğe emin adımlarla yürüyen hazır bir Yomra inşa edeceğiz. Bu envanterlerin yönetimi bizim zaten uzmanlık alanımız. Dolayısıyla tedirginlik yok, heyecan ve istek var.

Belediye Başkanlığı nasıl bir görevdir?

Kuşkusuz belediye başkanlığı, kutsal, parıldayan bir makam ancak aynı zamanda ateşten gömlektir de. Biz bunun farkındayız. Belediye başkanı, makamdan güç alan değil, bulunduğu makama güç veren bir konumda olmalıdır. Türkiye’nin dört biryanında, yaptığımız bütün sunumlarda bunu söylüyoruz. Bu görev önemli bir görevdir. Belediyecilik ciddi bir iştir diye. Kariyerimizdeki bütün çalışmalarda zaten bu ciddi iş üzerine olmuştur.

Nasıl bir yönetim şekli öngörüyorsunuz?

Günışığında bir yönetim…

Yani, hesap verebilir, saydam, katılımcı, hiçbir görüşü dışlamayan, her fikre açık olan, kenti tüm yaşayanları ile, birlikte yönetmeye matuf bir yönetim anlayışı benimsiyoruz. Ben değil, biz olmak istiyoruz. Her yaştan görüş, fikir ve eleştiriyi alacağız. Hem de bunu internet platformları üzerinden isteyeceğiz. Şeffaf, adil ve dürüst yönetim tarzımızı, katılımcı proje demokrasisiyle süsleyeceğiz ve ardından teknoloji ile ilişkilendireceğiz. Bütün bunları yaparken de AR-GE belediyeciliği kavramını geliştireceğiz. Bu noktada bile Yomra’mız, Türkiye’de tek olacak. İnanın bunu söylerken bile çok heyecanlanıyorum.

Yomra, merkezi idare yatırımlarından yeteri kadar faydalanabildi mi?

Elbette evet, Merkezi İdare gerekli desteği fazlasıyla veriyor.

Şöyle ki; bölgemizin en büyük araştırma hastanelerinden biri, devam etmekte olan Kaşüstü altgeçidi, jimnastik salonu, Yomra deresinde devam eden kentsel dönüşüm uygulaması, okul ve yurt yatırımları, çağrı merkezi, adliye bunların en önemlileri olarak sıralanabilir.

Aynı soruyu özel sektör yatırımlarından Yomra ne ölçüde pay aldı şeklinde sormak isterim.

Bilindiği gibi özel sektör yatırımları ülke kalkınması için en önemli etkenlerden biridir. İlçemize bakıldığında özel sektör yatırımlarının konut ve turizm ağırlıklı olduğu görülmektedir. Yöremizi daha cazip hale getirmek ve bu yatırım çeşitliliğini daha da artırmak gerekmektedir. Bunun anahtarı ise, daha iyi altyapı hizmetleri sunmak ve daha uygun arsalar üretmektir.

Özel sektörün ilçemizdeki gelişme alanlarına bakıldığında, başta eğitim sektörü olmak üzere turizm ve sağlık sektörünün önemli rol aldığı görülmekte. Bu sektörleri geliştirirken yatırım portföyünü de artırmalıyız. Bu durum Yomra’daki istihdama önemli katkı sağlayacaktır.

Eğer partiniz sizi aday göstermezse B planınız nedir?

Bilgilileri ilgili kılmak adına adayım.

Tabi ki bu takdir Sayın Cumhurbaşkanımız-Genel Başkanımız ve de partimizin takdiridir. Göreve talip olunur, ısrarcı olunmaz. Eğer takdir edilirse görev alınır. Bilgililerin görevlere ilgisiz olduğu hep söylenir, bilirsiniz. Ben bu algıyı kırmak adına yıllar boyu edindiğim deneyimi ve bilgimi, projelerimle birlikte hayata geçirmek için yola çıktım. Tabi ki aday gösterilmezsem, partimin adayını başkan yapabilmek adına çalışmaya devam edeceğim. Tüm projelerimi partime sunacağım. Biz projelerimizi sadece kaleme almadık. Uzman bir ekiple, Yomra’yı gezdik. Maliyetinden, tamamlanma süresine ve etki derecesine kadar projelerin hepsinin analizlerini ve sosyal etki değerlendirmelerini yaptık. Şundan da eminim, eğer aday olursam, projelerimi açıklayınca, birçok belediye için önemli faydalar sağlayacaktır. Ama şimdilik, aday olana kadar proje açıklayamıyoruz.

Eğer partimiz başka bir arkadaşımızı aday gösterirse, kuşkusuz biz sonuna kadar birlikte çalışacağız. Akabinde, yani seçim sonrası ise üniversiteme geri dönmeyi planlıyorum.


 

Peki, Yomra’nın istihdamını Belediye olarak nasıl geliştirebilirsiniz?

Geleceğimizi AK kılacağız.

Sorunuza başka bir soru ile destek olmak isterim. Biz elimizdeki insan kaynağı profilini biliyor muyuz? Kaç tesisat ustası, terzi, fırıncı, elektrikçi, bahçıvan, aşçı, vb. insan kaynağımız var? Öncelikli olarak bu insan kaynağını Yomra ölçeğinde işverenlerin ihtiyaçları doğrultusunda geliştirmek elzemdir. Bunun için önce insan kaynağımızı tespit etmek, daha sonra bu iş gücü kaynağını ihtiyaçlar doğrultusunda daha zenginleştirmek yani arttırmak gerekmektedir.  Yani işverenin taleplerine göre işsiz gençlerimizi eğiteceğiz ve yetiştireceğiz. Daha sonra işsiz gençlerimizi iş, sırasıyla aş ve de nihayetinde eş sahibi bireyler haline getireceğiz. İşveren ayağında, yöremizin iş adamları, bürokratları ve yatırımcıları ile ilgili kayıt sistemleri oluşturacağız. Bu sayede geleceğimizi AK kılacağız.

Bir açıklamanızda, önceliğimiz gençler dediniz. Neden gençler? Bir akademisyen olarak, parlak fikri olan gençler sizce nasıl bir yol izlemelidir?

Ben belediyecilik vizyonu ve misyonu tanımı yaparken kurguyu gençler üzerinden hazırlarım. Biz yarının Yomra’sını hazırlamalıyız. Yomra bütün taleplere eğitimi ile altyapısı ile sosyal ve kültürel yaşamı ile cevap verebilir bir duruma gelmelidir. Sürekli hazır olmalıdır. Bu bağlamda gençler daha fazla çalışacak ve daha fazla yorulacak. Onların bu topraklara borcu var. Biz tecrübelerimizle yanlarında yer alacağız ve onlara yol göstereceğiz. Onlar çok çalışacak, çok üretecek. Dolayısıyla “Gençlerimizin gerçekleştirmek üzere hayalleri olmalı. Dürüstçe ve azimle çalışmalılar. İleriye doğru adım atma cesaretini göstermeliler. Asla tutkularından vazgeçmemeliler” diyebilirim.

Bu süreçte çok aktif çalışıyorsunuz. Sürekli sahadasınız. Köyleri bile gezdiniz. Bölgede en aktif çalışan aday adayı olarak nitelendiriliyorsunuz. Bu kadar yoğun uğraş ile nasıl baş ediyorsunuz?

Yüksek enerji ile tüm gücümü kullanıyorum. Pozitif disiplinle birden fazla iş yapılabilir. Aksilikler de oluyor, lakin bunları aşmak başarının tadını sağlıyor. Ben heyecanlıyım. Zaten en başından beri “YOMRA İÇİN YORULMAK GÜZELDİR” diyoruz. Sadece şunu söyleyeyim, bu sadece bir başlangıç.

İstediğin değil, inandığın her şey gerçek olur. İnandığının peşinden gitmek mutluluktur. Dolayısıyla biz mutluyuz.

Bir akademisyen ve yönetime talip biri olarak sizce, nasıl çocuklar yetiştirmeliyiz?

Onları pozitif disiplinle ve global çocuklar olarak büyütmeliyiz. Elbette kurallar var. Günlük hayatı paylaşmaları önemli. Otobüse binmek, sokakta yürümek, pazara gitmek, müze gezmek, klasik şarkıları dinlemek, kitap okumak gibi. Günceli bilen ama geçmişe ve geleceğe dair doğru sorular soran çocuklar olmaları gerekiyor. Hayatta doğru soruları sormak, onları doğru bilgiye ulaştırır. MERAKLI, ŞEFKATLİ, DÜRÜST, YARDIMSEVER ve PAYLAŞIMCI olmaları, onları mutlu bir insana dönüştürür diye düşünüyorum.

Bu süreçte zorluklarla karşılaştınız mı?

Herkes yaşamıştır. Bu normal. Biz de yaşadık. Ama İNSAN NE İSTEDİĞİNİ BİLİYORSA, BUNLARIN ÜSTESİNDEN DE GELİYOR. Yani bu zorluklar bizim için hiç sorun olmadı.

Nasıl bir insansınız? Sosyal hayatınızda neler var?

Tez canlı ve mükemmeliyetçiyim. Bu nedenle sıkıntılı anlarda sakin kalamıyorum. Sorunu çözmeden uyuyamam. Sosyal hayatımda da kitap var, tenis var, bağlamam var. Gezmeyi, görmeyi ve yeni şeyler keşfetmeyi çok seviyorum. Kitaplar, arkadaşım gibidir. Kitap sayesinde hayata farklı bakar; insanlara farklı yaklaşırsınız. Empati duygunuz gelişir, daha anlayışlı, cesur olursunuz. Bu da insanı daha fazla "mutlu" eder. Bu nedenle çocuklarımız ve gençlerimiz önemlidir diyorum.