Türkiye'ye bugüne dek yüzlerce belki de binlerce yabancı futbolcu geldi gitti. Ama kabul etmek lazım ki, bunların çok azı Türk futboluna damgasını vurabildi. İbrahima Yattara da bunlardan biri. 2003-2011 yılları arasında forma giydiği Trabzonspor'da, gerek futbolu gerekse renkli kişiliğiyle adından en fazla söz ettiren oyuncuydu. 2011'de Suudi Arabistan'ın Al Shabab takımına transfer olan Gineli futbolcu, çok sevdiği Türkiye'den sadece bir yıl için ayrı kalabildi.

Gelecek sezon Mersin İdmanyurdu formasını terletecek olan İbahima Yattara Akşam Gazetesi'ne bir röportaj verdi. Kendisine yıllarca oynadığı Trabzonspor başta olmak üzere birçok konuda soru yöneltildi. Hala çok iyi derecede Türkçe konuşan sempatik futbolcu, soruları yine Türkçe cevapladı.

- Trabzonspor'dan neden ayrıldın?
Başkan Sadri Şener ve Şenol Güneş'le problemlerim vardı. O yüzden kendim ayrılmak istedim. Onlar benim Trabzon'da oynamamı istemediler. Şenol Güneş beni oynatmıyor, devamlı yedek bırakıyordu. İstenmediğim yerde durmak istemedim. Başkan beni sevmiyor, hoca beni oynatmıyor. Gerçekten çok sıkıntı çektim orada.

Başkan bana küsmüştü

- Sadri Şener, 'Yattara'ya zamanında 10 milyon euro verdiler, satmadık. Keşke satsaymışız' diyerek pişman olduğunu söyledi..?
O zaman beni satmak gibi bir düşünceleri az da olsa vardı. O günlerde ben ayrılmak istediğimde Sadri Şener bana kızmıştı. Benimle konuşmadı.

- Senden ayrıldıktan sonraki Trabzonspor'u nasıl buluyorsun?
Ben Trabzon'u çok seviyorum. Ayrı kaldığım için tabii ki üzülüyorum. Allah'a şükür Trabzonspor'da biraz para kazandım. Bunu hiçbir zaman inkar edemem.. Trabzon her zaman benim kalbimde ayrı bir yeri olan bir yer olarak kalacak. Ama maalesef Trabzonspor kötü yönetiliyor. Trabzon'da iş bilmez çok kötü yöneticiler var. Sadri Şener olsun, Nevzat Şakar olsun, futbolu bilmiyorlar. Futbolu inşaat sektörü gibi zannettiler. Ama futbol apayrı bir şey. Bu anlamda üzülüyorum tabii.

Suudi Arabistan yaşanacak yer değil

- Sudi Arabistan'da sosyal hayat nasıldı?
Çok farklı, alışmak çok zor. Mesela alışveriş merkezlerine cuma ve cumartesi günleri ailen yanında yoksa giremiyorsun. Sanki aile çay bahçesi! Ailen yoksa seni kabul etmiyorlar. Sosyal hayat sıfır. Benim açımdan yaşanacak bir yer değildi.

Tek başıma 17 puan kazandırdım

- Peki sahadaki performansın nasıldı?
Çok iyiydi. Devre arasına kadar bütün maçlarda oynadım. Takıma tek başıma 17 puan kazandırdım. Sonra Gine Milli Takımı'na gittim. Gitmeden önce beni milli takıma göndermek istemediler. Fakat Afrika Kupası olduğu için gitmeye mecburdum. Onlar kabul etmemelerine rağmen gittim. Sonra takıma döndüğümde benim yerime bir Brezilyalı aldıklarını gördüm. Bir anda mevkimin üçüncü adamı pozisyonuna düşmüştüm. Yabancı sınırlaması da olduğu için takımda oynama şansım kalmamıştı. Durumun düzeltilmesini istedim ama onlar kabul etmedi. Çok kızdım, 'Bırakın gideyim' dedim. Bana, 'Sezon sonuna kadar bekle, gelecek sezon banko oynarsın. Sana paranı düzenli ödemeye devam edeceğiz' dediler. Onu da ben kabul etmedim, çünkü oynamak istiyordum. Sonra kontratımı feshettim. Kendim bıraktığım için alacağımı da yarı yarıya kestiler.

- Suudi Arabistan halkının futbola ilgisi nasıldı? Al Shabab'ın maçlarına çok taraftar geliyor muydu?
Orada taraftar diye bir şey yok. Bazen bir bakıyorsunuz 50 kişi, bir bakıyorsunuz 100 kişi statta maç izliyor. Futbola olan sevgilerini bu rakamlardan anlayın! Al Shabab, Suudi Arabistan'ın iyi takımlarından biriydi. Bir bakıma Trabzonspor gibiydi; oranın dördüncü büyük kulübüydü.

Aziz Başkan'ın hapse girmesine üzüldüm

- Suudi Arabistan'a transfer olduktan sonra da Türkiye Ligi'ni takip edebildin mi? Mesela şike davasından haberin var mı?
Evet her hafta Türkiye'deki maçları takip ediyordum. Türkiye'de yaşanan her şeyden haberdardım. Özellikle şike davalarını ve yaşanan süreci devamlı takip ettim. Aziz Yıldırım Başkan'ın hapse girmesine çok şaşırdım. Futbolda böyle bir şeyin yaşanıyor olmasına imkan ve ihtimal veremiyordum. F.Bahçe gibi bir büyük kulübün başkanının hapse girmesi beni çok üzdü.

O kadro korunsa banko şampiyondu

- Selçuk İnan, Egemen, Engin, Ceyhun, Burak gibi yıldızların peş peşe Trabzon'u terketmelerini nasıl değerlendiriyorsun?
Trabzonspor'a çok iyi futbolcular geldi ama son üç senede çoğu gitti. Her sene Trabzonspor 14-15 transfer yapıyor ama boşa yapıyor. Bunlardan sadece ikisi iyi çıkıyor. Böyle bir şey yok. Son üç yılda gidenlere bakın... Selçuk İnan, Egemen, ben, Jaja, Ceyhun, Engin Baytar, Burak.. Hepsi birbirinden iyi 8-9 futbolcusu gitti. Bu duruma üzülmemek mümkün mü? Bu takımı şimdi oynatın, banko şampiyon olmaz mı? Dikkatinizi çekerim hepsi Sadri Şener döneminde gitti. Sadri Şener futbolcuları para verip alıyor ama sonra bedava gönderiyor. Ben bile bedavaya gittim. Hele hele Burak'ın gitmesine nasıl izin verdiler anlamak mümkün değil. Adam gol atıyor, kral orada. Neden bırakıyorlar? Şenol Güneş futbolu biliyorsa ne yapıp ne edip Burak'ı takımda bırakmalıydı. Bence çok yanlış transfer.

Nobre'ye iki orta yapsam biri gol olur

- Her futbolcunun kendine has iyi ve kötü özellikleri vardır. Senin en beğendiğin en özelliğin neydi?
Çabukluk, dripling ve asistlik. Karşımda kim oynarsa oynasın bunları yaparım. Şenol Hoca maalesef kıymetimi bilemedi.

- Mersin İdmanyurdu'nda Mert Nobre ile oynayacaksın. Herhalde ona çok gol attırırsın...
Nobre ile iyi anlaşıyorum. Kalitesini kanıtlamış, çok iyi bir golcü. On yaptığım iki ortanın biri mutlaka gol olur.