YENİ YAZI GELDİKÇE GÜNCELLENMEKTEDİR

Hami Mandıralı, İşi Zora Soktular!

Ben dünkü maçtan futbol olarak bir şey anlamadım. Trabzonspor'un ne yapmak istediğini çözemedim. Tribünleri müthiş dolduran taraftar önünde futbol adına bir şey üretmeyen, koşmayan, çalışmayan bir takım görüntüsü vardı sahada. Oyuncular saha içinde ne yapmak istiyorlar, niçin sahada olduklarının farkında bile değillerdi. Kaldı ki arkalarında taraftar gibi güç vardı. O desteğe, o sevgiye saha içinde futbol olarak daha fazla cevap vermeleri lazımdı. Defans müthiş çarpıştı, orta saha ve forvet ise hiçbir şey üretmedi... Böyle olunca da kazanmanız zaten imkansız.

Murat Özbostan, Sevindik!, Sabah


Beraberliğe sevindik desek yeridir. Hele de Alanzinho'nun sorumsuzca, bencilce yaptığı son dakikadaki hareket sonrası.. Allah'tan Onur vardı ve belki de tur onun ellerinde yeni bir umut oldu bizlere! Onur demişken Trabzon'un onuruydu dün... Rakip 3 defa geldi üçünde de Onur bordo mavili takımı ipten aldı. Geçen sezon Şampiyonlar Ligi'nde mücadele etmiş bir takımın bir Macar ekibi karşısındaki ürkek, zaman zaman da korkak hali üzücü ve düşündürücüydü.. Koca 90 dakika Trabzonspor'un bir ya da iki pozisyonu vardı. Top Trabzon'daydı ama rakip öyle güzel kapandı ki açamadı kilidi bordo mavililer. Sürekli yan pas yapıp durdular... İleri gidemediler. Patinaj çektiler. Rakama bakın: 13 şutta bir isabet! Maçın son bölümlerindeki çabalar da sonuç vermedi. Halil tek başına kaldı, Zokora hücumda yoktu, Colman'a 45 dakika dayanıldı. Sapara döndü durdu. Sağ kanattan yapılan bindirmeler Volkan çıkana kadar sürdü sonra o da bitti. Bu sıkıntılara kulübe çözüm bulamadı ve gol de gelmedi.. Sonuç Videoton sert savunmasının karşılığınında iyi bir sonuç aldı. Rövanşın farklı bir havada daha heyecanlı, yüksek bir tempolu geçeceği bir gerçek. Normal şartlarda Trabzonspor'un tur atlayan takımın olması lazım ve umarız da olur. Bu arada koca transfer döneminde bu takımın en büyük ihtiyacı olan forvet oyuncusunu almayı beceremeyen bordo mavili yönetimin de şapkasını önüne koyup düşünmesi lazım! Taraftar zaten mesajı verdi!

Cengiz Tokgöz, Benim Adım Hıdır, Fotomaç

Trabzonspor "Benim adım Hıdır, elimden gelen budur" diyor. Bu anlayışla beklentileri karşılaması zor. Golcü araması gereken başkanın önceki yılın şampiyonluk kupasına takılmış olması pranga gibi... Ayrıca hâlâ takım olamamanın sıkıntısı yaşanıyor. Sahanda tek forvet oynuyorsun ve bu mevki ile yakından uzaktan ilgisi olmayan Halil takımın golcüsü. Geç de olsa Colman'ı fark etti Şenol Güneş. Alanzinho ile hem takım, hem Sapara hareketlendi. Bamba, Glowacki'den daha yararlı. Ama boşa giden bir 45 dakika. Elin oğlu, çakılı dörtlü savunma ile tehlike yaşamadı ilk devre. Videoton, ne yaptığını bilen takım olarak göründü. Orta alandaki 6 oyuncu, Fırtına'ya nefes aldırmadı. Yasin, bu takımda oynar. Alanzinho ile ileri çıkan Trabzon, savunma duvarını aşamadı. Hücumda çoğalamayan Fırtına, Videoton'un kalabalık orta alanını geçmekte çok zorlandı. Maçın dönüm noktasında ise Onur mutlak iki pozisyonda gole izin vermedi ve tur umudunu Macaristan'a bıraktırdı. Bordo-mavililerin atağa kalkarken geri paslarına ben tribünden çıldırdım. Böyle giderse rövanş da lig de zor geçebilir. Bir de şunu eklemem gerek: Yalnız kale arkasındaki Farozlular hareketli idi. Ötekiler yine tiyatroda gibi idiler. Ancak hepsi maç sonuda tek ses oldu: "Yönetim istifa."

Cemal Ersen, Zor Dostum Zor!, Milliyet

Videoton’un deplasmanda savunma ağırlıklı bir futbol tercih edeceği aşikardı. Gerideki dörtlü blokun hemen önünde beş kişilik duvar, en uçta ise Torghelle. Amaç çok adamla kendi yarı alanında bulunup Trabzonspor’un pas trafiğine engel olmak ve gol yollarına gidecek topları engellemekti. Maç boyunca bunu da başardılar. Halil kalabalığın arasında kayboldu gitti. Volkan oyunda kaldığı sürece Serkan ile birlikte sağ kanadı kullanmayı denese de bu bölgeden etkili ortalar gelmedi. Ters tarafta Olcan’ı kullanmayı hiç düşünmeyen garip bir oyun anlayışı vardı. Bu maçta gözler Colman’ın üzerindeydi. Ancak Arjantinli o kadar çok pas hatası yaptı ki, dün geceki performansı bilinen kalitesine yakışmadı. Partneri Sapara’nın ısrarla geriye oynaması, zaten toplu savunma yapan Videoton’un hazırlıksız yakalanma ihtimalini ortadan kaldırdı. Halil’in yanına savunmanın dengesini bozacak  destek gelmeyince, tempo Macar ekibinin istediği şekle büründü. Şenol Güneş ikinci yarıya Colman’ın yerine Alanzinho’yu alarak başladı. Brezilyalının doğrudan kaleye hamlelerine güvenen Güneş, biraz da risk üstlenerek orta alanı top kullanma becerisi düşük Zokora-Sapara ikilisine teslim etti. Ancak kilidi açacak beceriden yoksun idi Trabzonspor. İlk yarının son dakikalarında Volkan’ın sakatlığının ardından oyuna dahil olan Yasin zaman zaman savunmanın arkasına sarksa da istediği pasları alamadı. Olcan solda yine etkisizdi. Alanzinho da hâkeza. Topla bir kez buluştu, o vuruşu da sonuçsuz kaldı. Halil deseniz kendisini yıpratmaktan öteye gitmedi çabası. Bu arada Kaleci Onur’un maçın son bölümlerinde yaptığı iki kritik kurtarış olmasa, Videoton hayal bile edemeyeceği bir skorla evine dönebilirdi. Tabii Trabzonspor için de faciaya dönüşebilirdi dün gece. Böylesine kapanan takımlar karşısında ciddi sıkıntılar yaşayan bordo-mavili ekip, bir kez daha görüldü ki santrforsuz oyun sistemi ile gol atamaz. Burak’ın da gitmesinden sonra yaklaşık 3 aydır ihtiyaç duyduğu bölgelere transfer yapamayan yönetim, kalan sürede sorunlara nasıl çözüm üretir bilinmez ama, Videoton gibi bir rakibi kendi sahasında yenememenin faturası düşünülenden daha ağır olabilir.
Haftaya beklenenden de zor geçecek bir rövanş var. Ancak bu görüntüsü ile Trabzonspor’un turu geçmesi pek de kolay değil.

İskender Günen, Değişim Şart, Sabah

Geçen yıl Trabzonspor'un, kendi sahasında kayıplar yaşadığı maçları göz önüne getirdiğimizde (Burak da vardı) dünkü gibi kapanan takımlara karşı gerçekleşti. Sahaya çıkan 11'e baktığımızda savunmanın göbeğinde oynayan Giray ve Bamba'nın hücum girişimleri olmayan oyuncular. Önlerindeki Zokora da oyunun hücum tarafında hiç yok. Öyle ki Videoton önde tek oyuncu bulundurmasına rağmen bu üç oyuncu da çakılı oynadı. Savunmanın sağ kenarından Serkan hücuma zaman zaman destek verdi. Celustka ise ilk yarı orta sahayı bile geçmedi. Orta sahada Colman ve Sapara Trabzonspor'u ileriye taşıması gereken iki isim olmasına rağmen ikisi de hiçbir sorumluluk almadı. Önde oynayan Halil savunma kalabalığı içinde çok etkisiz bir görüntü çizdi. Volkan Şen, zaman zaman rakibi zorlamaya çalıştı, Olcan ise uzun bir süre topla buluşturulmadı. Videoton ise kendi gücünün bilincinde... Savunmanın önünde orta saha beşlisini yakın oynattı ve de hücumda ilk yarının sonlarına kadar hücumda gözükmedi. İkinci yarı yapılan değişikler sonucunda Trabzonspor, ilk yarıya göre rakip ceza alanı içinde daha fazla gözükmesine rağmen gol pozisyonu üretmede istenilen düzeyde olmadı. Görünen o ki geçen sezon böylesi maçlarda verilen puanlardan ders çıkarılmamış. Dünkü kapanan takımlara karşı set oyununda istenilen pozisyon zenginliği bulunmadığı için bana göre sistemin değiştirilmesi gerekir. Orta sahada Zokora'ya bu tür maçlarda görev verilmemeli. Önde ise Halil'in yanında Vittek'in oynaması lazım. Çünkü Vittek sırtı kaleye dönük oynayabilen ve top saklama becerisi olan bir futbolcu. Bu ikilinin arkasında Alanzinho düşünülürse daha farklı bir takım görüntüsünü ortaya çıkacağına inanıyorum. Artık bütün umutlar ikinci maça kaldı. Sertliğe prim veren hakemin de iyi bir yönetim gösterdiği söylenemez.

Selçuk Dereli, Acemi!, Milliyet

Videoton, Trabzonspor’dan iyi takım değil. Ancak Macar ekibi çok iyi kapandı ve gol yollarında Trabzonspor’a fırsat vermedi. Diğer taraftan Trabzon’da ise orta sahada ve gol yollarında oyuncular yetersiz kaldı. Özellikle Colman ve Alanzinho Trabzon orta sahası için hiçbir zaman kurtarıcı olamaz. Biraz Sapara çalıştı ama onun da gücü yetmedi. Forvet hattında ise iyi bir santrfora ihtiyaç olduğu çok açık ortada. Maçın İskoç hakemi Euan Norris çok acemiydi. Faul kararlarındaki tutarsızlığının yanında oyun kontrolü de son derece zayıftı. Kendini tutup iten oyunculara bile duyarsız kaldı. Bana göre önemli eksikliklerinden birisi de oyunu okuyamaması idi. Yapılan taktik faullere kartını hiç kullanmadı. Hakem Norris’in vermiş olduğu en doğru karar Yasin’in penaltı beklediği pozisyondaki devam kararıydı. Ancak orada da bir eksiği vardı, Yasin’e aldatmadan bir sarı kart göstermeliydi. Çünkü Yasin’e temas yoktu ve oyuncu penaltı almak adına resmen uçtu!