15 Temmuz darbe kalkışması sırasında bacaklarında kırıklar oluşan ve geçici hafıza kaybı yaşayan Mevlüt Karakaş, o gece yaşadıklarını anlattı.
Hem kendi ailesine hem de anne ve babasının geçimini sağlamak amacıyla İstanbul’a gittiğini belirten Karakaş, “Ben yıllardır kepçe operatörlüğü yapıyorum. Van’da iş bulmadığım için 12 Temmuz’da İstanbul’a çalışmaya gittim. 15 Temmuz gecesi çalıştığım şirketin ofisinde oturduğum sırada saat 22.00 civarında, işyerine yakın olan kışladan bir patlama sesi geldi. Ardından uzak bir noktadan bir patlama sesi daha geldi. Tabii öyle bir şeyin olabileceğini tahmin edemedim. İlerleyen saatlerde televizyonda darbe metninin okunmaya başlandığını görünce önce dalga geçiliyor zannettim, şok oldum ‘Böyle bir şey olamaz’ dedim. Farklı kanallara baktım. Aynı şeyleri görünce ve özellikle Sayın Cumhurbaşkanımızın ‘Sokağa Çıkın. Bu bir darbedir. Milletimi sokaklara çağırıyorum’ deyince ben de o psikoloji ile oturduğum binadan çıkarak Küçük Bakkal Köy diye bir yer vardı, oraya gittim. Orada vatandaşlar toplanmıştı. Ben de onlara katıldım. O millet nereye gittiyse ben de oraya gittim. Sabaha doğru da grupta olduğumu hatırlıyorum artık nasıl oldu bilmiyorum” dedi.

“ŞEREFİM, NAMUSUM VE TOPRAĞIM İÇİN DIŞARI ÇIKTIM”
‘15 Temmuz gecesi vatanım için, devletim için, bayrağım için, milletim için, canımı ortaya attım’ diyen Karakaş şunları söyledi:
“Sonuçta insan vatanı, şerefi, namusu onuru için yaşar. Ben de vatan sevdasıyla bayrağımı aldım. Kaldığım ofise de bayrağımı astım ve o sevda ile dışarı çıktım. Allah razı olsun. Halk o gece sokaklara döküldü. Daha sonra da nasıl oldu? Nasıl darbe durdu? Ayaklarım 12 yerden nasıl kırıldı? Ben anlamadım”.

“YÜRÜYEBİLECEK MİYİM ONU BİLE BİLMİYORUM”
O gece selaların okunduğunu ve o selaların da etkisiyle insanların sokaklara döküldüğünü anlatan Karakaş, “Memleketime geldiğimde ayaklarım kırık, psikolojim bozuk haldeydim. Tekerlekli sandalyede otururken çocuklarımı gördüm. O anda bir daha yürüyemeyeceğimi sandım. Şu anda bile tedavimin ne aşamada olduğunu bilmiyorum. Yürüyebilecek miyim, onu bile bilmiyorum. Cenab-ı Allah devletimizden de milletimizden de razı olsun. Sadece sağlığıma kavuşmak, tekrar kendi işime dönmek, alın terimle kazanmak ve bu şekilde ailemin geçimini sağlamak istiyorum. Şu anda bir şey yapamıyorum. Ayağa kalkamıyor, yürüyemiyor ve çocuğuma bir kalem dahi alamıyorum. Çocuğumu okula götüremiyorum" şeklinde konuştu.
15 Temmuz gecesine ait görüntülerde kendi sesini duyduğunu ifade eden Karakaş, ‘Darbeye karşı omuz omuza’ sloganı attıklarını da sözlerine ekledi.

“BABAMI ÇOK SEVİYORUM KEŞKE BEN DE ONUNLA OLSAYDIM”
Karakaş’ın oğlu 7 yaşındaki Umut, tek isteğinin babasının iyileşmesi olduğunu belirtirken, Vanlı gazinin 6 yaşındaki kızı Beyzanur ise “Babamı çok seviyorum. Keşke ben de onunla olsaydım. Babamın ayaklarının iyileşmesini istiyorum” şeklinde konuştu.

“OĞLUMA GAZİLİK HAKLARI VERİLSİN”
Öte yandan, Vanlı gazinin babası Ahmet Karakaş ise darbe girişiminden 6 gün sonra oğlundan haber alabildiğini ifade ederek, "Oğlum işinde gücündeydi. İstanbul’a çalışmaya gitmişti. Orada birkaç gün çalıştıktan sonra bu olay meydana geldi. Oğlum kayboldu. 5-6 gün telefonuna ulaşamadık. Ben de buradaki emniyete durumu bildirdim. Emniyete bildirdikten bir gün sonra bir telefon geldi. Çocuğumun İstanbul’daki bir hastanede yattığını öğrendim. Öğrendikten sonra da orada kalan akrabalarla irtibata geçerek oğlumun Van’a gelmesini sağladım” dedi.
Oğlu Mevlüt’ün 2 tane çocuğu olduğunu ve eşinin de bebek beklediğini ifade eden baba Karakaş, “Gazilik haklarının oğluma da verilmesini istiyoruz. Oğlum da perişandır. Allah rızası için bize sahip çıksınlar. Allah hepsinden de razı olsun” diye konuştu.
(İHA)